04 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kılıçdaroğlu, Baş'ın oğlunun düğününde

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Fotoğrafa iyice dikkat ediniz. Görünenler ve görünmeyenler var. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül, CHP Milletvekili Aydın Ayaydın ve il başkanı Oğuz Kaan Salıcı, davetli oldukları Bağımsız Türkiye Partisi Başkanı Prof.Dr. Haydar Baş'ın (solda) oğlunun düğününde tam kadro hazırdılar. Ben de davetli olduğum için oradaydım. Raslantıyı yakaladık ya, gazetecilik refleksi durmuyor. TV programı ortağım Yalçın Dümer ile birlikte "Spor ve Siyaset'i birleştiren" bir fotoğraf istedik. Büyük bir nezaketle istediğimizi ne Sayın Baş, ne de Sayın Kılıçdaroğlu ve diğerleri kırmadılar.

Fotoğrafı çeken Meltem TV Spor Müdürü Halit Elifbaş'a teşekkür ederim. Başka kareler de var ama yerimiz bu kadar, kadraja giremeyenlerden özür dilerim. Buraya kadar görünenlerden bahsettim. Aslında fotoğrafın çok derin bir anlamı var ki, Türk medyası tarafından nedense pas geçiliyor. Her zaman yandaş medyadan şikayet edenler, diğer tarafında kaldıkları durumda bu birlikteliği değerlendiremedikleri gibi yok saydılar. Bu gibi nedenlerle sınıfta kaldıklarını acaba nasıl anlayacaklar. Eğer Tayyip Erdoğan böyle bir davete gitseydi, tüm medyanın doğal olarak köpürtüp anlatacağı birinci haberi olurdu.

Halk TV'de bile bu anlamlı birliktelik gözüme çarpmadı. Fotoğrafı kullanan Yurt gazetesinde düğünle hiç alakası olmayan bir konu anlatılmış ve birliktelik anlaşılamamış! Oysa Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP'liler, Sayın Baş tarafından "Sefalar getirdiniz, sefa geldiniz dostlar" sözleriyle ve orkestranın şarkısıyla karşılandılar. Belli ki bir yerlerde rahmetli İsmet İnönü'nün dediği gibi "Yeni bir dünya (Türkiye) kuruluyor." Herkes bu dünya içindeki yerini alıyor. Biz sporcuyuz, siyaset ilgililerinin bu gelişmeleri gözden kaçırmamalarını öneririm.

EBOUE, MELO, VOLKAN

Bu daha önce değindiğim bir konu. Galatasaray takımda oynarken ve elbette ki, kullanacağı zaman futbolcularına arka çıkmalıdır ve çıkar. Ancak kapalı kapılar arkasında konuşulanları hepimiz biliyoruz. Melo'nun futbolculuğuna bir şey diyen yok. Yaptıklarının Galatasaray kültürü ile bağdaşmadığını bana söyleyen bir çok Galatasaray kongre üyesi arkadaşım var. Bekleyin, vakti geldiğinde göreceksiniz. İşte Eboue örneği ortada, yazdığımda kızılmıştı. Zararı yok.

Buraya adını yazarsam ayıp olur, belli ki, bana kızsa da sonucunda bir okur. Geçen hafta Melo'nun Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'in elini sıkmaması ve skandal konuşmalarını eleştirmiştim. Maili atan sayın bay beni "Yıldırım'a yağcılık yapmakla" suçlamıştı. Oysa ben Federasyon Başkanlığı makamına, daha doğrusu makamlara saygı istemiştim. "Melo'nun ahlak dışı olarak gördüğüm hareketleri bulaşıcı galiba, tedavi olmak ister misiniz?" diye yazdım. Yanıt henüz gelmedi.

Bakınız, gerçekçi olalım Volkan'ı astınız Türk futbolu kurtuldu öyle mi? Yaptığınız sivrisinekleri öldürmektir, bataklığı kurutmak gerekir. Siz tribünlerden her türlü şeyi kafasına atın. Annesine, eşine, yeni doğmuş kızına küfür etmeyi kendinize hak görün. Sonra vay, gördün mü ne yaptı? Şimdi bu yazıyı okuyanlara soruyorum. Yanıtı bana vermeniz gerekmiyor, vicdanınıza verin. Size aynı küfürler edilse, aynı hareketlere muhatap olsanız ne yapardınız?

SÜLEYMAN SEBA YILI

Futbolda bu yıl Süleyman Seba yılı olarak ilan edildi. Düşünenleri, başlatanları kutluyorum. Belli ki futbolumuzun içindeki durumdan hiç birimiz memnun değiliz. Hatta bu duruma getirenler de şimdi zeytinyağı gibi üste çıkıp böyle şey olur mu demeye başladılar. Her neyse, el ele verip düzlüğü nasıl çıkarız diye düşünmek gerekir. Bu nedenle de belki değil, temenni olarak "Süleyman Seba" yılı dendi.

Ama fotoğrafa baktım, Sevgili Süleyman Seba'nın başlattığı harekette ilk yanında olanlardan hiç biri yoktu. İlk iki isim Şan Öktem ve Metin Keçeli'dir. Öktem vefat etti. Sonra Onur Belge, Kazım Kanat, Faik Gürses, İlker Ateş gelir. Ve de biraz arayla Sayın Mehmet Ali Yılmaz. Evet, şaşırdınız değil mi, öğrenmek isteyenler varsa sohbete hazırım. Ama dinlerken canınız sıkılmasın, biraz uzun sürebilir.

Kazım'la İlker de rahmetli oldu. Haydi beni geçin, iyice "öteki" yaptınız. Faik spor yazarı, kenara koyalım. Ama bu açıklamayı yaparken bari Metin Keçeli'yi davet etseydiniz. Birkaç kelime ile anlatsaydı size Seba'yı ve "büyük hareketi" nasıl başlattığını. Şeref Stadı'nın kaloriferlerine gaz tenekesi ile yakıt taşırken neler çektiğimizi. Büyükler "evladım harbi umumide..." falan diye böyle şeyler anlatırdı da bıyık altından gülerdik. Keşke şimdi hayatta olsalar da ellerine sarılıp öpsem "affedim bizi" diyebilsem...

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları