01 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kılıçdaroğlu’na açık mektup -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

"Sayın Genel Başkan,

Başbakan'ın oy oranına indeksli meydan okuyan konuşmaları üzerine, Taksim'de doruğa ulaşan acımasız polis şiddeti karşısında CHP'nin tutumunu belirlemek amacıyla MYK üyelerini Amasya yollarından geri çağırıp gece yarısı Ankara'da toplanacağınızı duyunca ben de tüm halkımız gibi heyecanlanmış ve çok önemli bir karar alacağınızı düşünerek toplantı sonrası yapacağınız açıklamayı TV başında merakla beklemeye başlamıştım. Beklerken yorgunluktan uyuyakalmışım.

Sabah uyanınca ilk işim, toplantıda alınan kararı bir an önce öğrenmek için haber saatini beklemeden bilgisayar başına geçip internete girmek oldu. İlk rastladığım sayfadaki videoyu (http://webtv.hurriyet.com.tr/20/50717/0/1/kilicdaroglu-ndan-gezi-parki-yla-ilgili-onemli-aciklama.aspx) tıklayıp gün ışırken bittiği anlaşılan MYK sonrası yaptığınız açıklamayı dinlemeye başladım. Göze aldığınız uykusuzluktan sonraki yorgun ve bitkin görünümünüz, aldığınız kararın polis şiddetini durdurmaktaki olumlu etkisinden emin olmadığınızın bir işareti gibiydi.

Yine zarar verdiniz

Gerçekten de açıklamanız bunu doğruladı. Anayasal demokratik haklarını kullanmak isteyenlerin üzerine zırhlı araçlar ve gaz bombalarıyla giden anlayışı frenleyebilmenin çaresi olarak, olumlu karşılanmayacağını bile bile Cumhurbaşkanı'nı Liderler Zirvesi yapmaya çağırdınız; dağ fare doğurmuştu! Bu çağrıyı yaparken çağrıda bulunduğunuz Sayın Cumhurbaşkanı'nın direnişin ilk günlerinde "mesaj alınmıştır!" demesine karşın, Taksim Gezi Direnişi'nin "halkın yaşam tarzını değiştirmeye zorlamak" bağlamındaki gerekçelerinden biri olan Alkol Yasası’nı henüz bir gün önce onayladığını görmezden gelmeniz, böyle bir ortamda asla kabul edilemeyecek çok büyük bir siyasi hata olmuştur. Bu hatayı yapmakla CHP'ye çok önemli bir zarar daha verdiniz. Oysa size düşen, Cumhurbaşkanı'nı Liderler Zirvesi toplamaya davet etmek etmek değil; Alkol Yasası'nı onaylar onaylamaz "hani mesajın alındığını söylemiştiniz" diye sorarak söz konusu sözlerini anımsatmaktı. Bunu yapsaydınız hem partiye şimdi verdiğiniz zararı vermeyecek hem de -çok da ilgi çekmeyen- "direnenlerin yanında görünme" gayretlerinizin boş içeriğini bir nebze doldurup yüksek sesle olmasa da takdir edilecektiniz.

“Direnişçilerin yanında olma gayretlerimizin içi neden boşmuş? Söyleyin!” derseniz, "Parti tabanı ve kamuoyundan yükselen tüm uyarılara karşın genç nüfusun sahip olduğu toplumsal muhalefet potansiyelini sahiplendiğinizi gösteren politikalar üreterek bunları halka anlatmak yerine iktidar partisi liderine kendinizi alkışlatma günü olan salı günleri laf yetiştirmekten ibaret bir salon muhalefeti yapmış olmanız, taşları oynatıp kendiliğinden harekete geçen potansiyelin yanında değil peşine takılma hakkı bile vermez" derim. Zaten siz de bunun o kadar farkındasınız ki direniş sürecinde rol kapabilmek için çareyi çıkmaz bir sokak olan Liderler Zirvesi önerisinde buldunuz.

Eğer önceki akşam Cumhurbaşkanı'na karşılıksız kalacağı bilinen bu çağrıya karar verebilmek için Amasya yolundan geri çağırdığınız MYK üyelerini saatlerce beklemek yerine uçağa atlayıp İstanbul'a giderek, Taksim'de halkın üzerine sürülen TOMA’lardan birinin önüne dikilebilseydiniz, belki o zaman direnişlerin, bırakın yanında durmayı lideri bile olabilirdiniz.

Ehliyetli bir kaptana bırakın

Sabaha karşı uykusuz vaziyette yaptığınız çağrıyı Sayın Cumhurbaşkanı'nın akşama varmadan reddetmesi, böyle bir çağrıda bulunmakla ne denli büyük bir hata yaptığınızı gün yüzüne çıkarmıştır. Bu reddedilmişlik sizde nasıl bir duyguya yol açtı bilemem... Ancak bilmenizi isterim ki CHP gemisinin yüzmesini sağlayan milyonların, yola sizin kaptanlığınızla devam edildiği takdirde geminin batacağından hiçbir şüpheleri kalmadı.

Liderler Zirvesi çağrınızın reddedilmesi üzerine sözcüleriniz bugün "muhalefet söylemlerinin sertleştirileceğini ve meydanlarda da bir cephe açılacağını" söylemeye başladılar. Bunu söylerken büyük direnişin ortaya koyduğu talep ve beklentilerin CHP iktidarında nasıl karşılanacağının hızla belirlenip halka anlatılacağı bağlamında en küçük bir ipucuna yer verilmemesi CHP'nin büyük Taksim direnişindeki dışlanmışlık konumundan en küçük bir ders alınmadığını/alınmak istenmediğini gösteriyor.

Bu koşullarda sizden beklenen, kılavuz kaptanlarınızla birlikte gemiyi bir an önce gerçek sahiplerine teslim etmeniz ve ehliyetli bir kaptan bulabilmelerinin önünü açmanızdır.

İyi dileklerim ve saygılarımla.”

Prof. Dr. Kayhan Kantarlı

CHP üyesi (İzmir / Bornova)