01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kılıçdaroğlu’nu izlerken

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

Kılıçdaroğlu geçen Çarşamba akşamı CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu “Tarafsız Bölge Programına” konuk oldu.
Kendisini izlerken hayretler içinde kaldım.
Bir olay bu kadar çarpıtılabilinir.
Sanki Atatürk posterinin bir CHP milletvekili tarafından indirilmesi olayı birkaç gün evvel yaşanmışta, kendisi bu olaya en hızlı şekilde el koyup soruşturma başlatmış gibi anlattı.
Olayın gazeteci Talat Atilla tarafından ilk defa gündeme getirildiği tarih 14 Aralık 2015, Kılıçdaroğlu ne zaman bir muhakkik heyeti kurdurdu? 26 Ocak 2016 yani olayın duyulmasından tam 41 gün sonra, yani olay acaba unutulur mu diye tam 40 gün bekledi ve parti tabanından gelen tepkiye dayanamayarak ondan sonra harekete geçti. Ama milyonların gözünün içine baka baka sanki olaya anında müdahale etmiş gibi bir tavır sergiledi.
Kimse de çıkıp kendisine bu olay olalı kırk beş gün oldu, siz daha bir hafta önce harekete geçtiniz, niye partiyi bir ay boyunca kamuoyunda tartıştırdınız diye sormadı.
Aslında gecenin en can alıcı sorusu “Aylin Nazlıaka size Atatürk’ün fotoğrafını kimin indirdiğini söyledi mi?” idi. Kılıçdaroğlu bu soruyu geçiştirince gazeteciler de üstüne gitmedi, gitmedi ama seyreden herkes de, bu ismi kendisinin bildiğini anladı.
O ismi açıklayamaz zira; o kişiyi paraşütle partiye getiren kendisi.
Eğer parti tabanından ve toplumdan böyle bir tepki gelmeseydi, bu olayın üstüne hiç gitmeyecekti.
Kılıçdaroğlu, tabanın ve toplumun tepkisinden sonra, bir anda büyük bir Atatürkçü kesildi.
Çarşamba akşamı programı izleyen dikkatli izleyicilerin gözünden, şu nokta da kaçmamıştır.
Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı’nın çağrısı üzerine Perşembe günü ilk toplantısını yapan “Anayasa Uzlaşma Komisyonun” adının “Türkiye’yi Darbe Hukukundan Arındırma Komisyonu” olması gerektiğini ve bu yönde talepte bulunacaklarını söyledi.
CHP’nin seçim bildirgesinin 43. sayfasında açıkça “eşit vatandaşlık temelinde yeni bir anayasa yapacağız” vaadinde bulunduklarını, Anayasamızın ilk dört maddesi ile de ilgili olarak ikircikli söylemlerde bulundukların unutmuş görünüyordu.
Darbe hukukuna örnek olarak da “Yargı bağımsızlığını” gösterdi. El insaf o madde kendisinin Genel Başkanlığı döneminde 2010 Anayasa değişiklinde gerçekleştirildi.
Bu “U” dönüşünün sebebi de aynen resim olayında olduğu gibi, AKP ile Anayasa masasına oturmaya parti tabanından gelen tepkidir.
Siyaset adamı tutarlı olmayınca, inandırıcı da olamadığını Kılıçdaroğlu henüz anlayamadı.
TBMM başkanı “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” toplantısını açarken yaptığı konuşmada, “İthal olmayan, milli” bir anayasa yapılması gerektiğini vurguladı.
Aslında benzer cümleyi Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz günlerde sarf etmişti.
1924 den başlayarak, bu ülkede yürürlükte kalmış hiçbir anayasa kopya değildir, hepsi millidir.
Burada açıkça söyleyemedikleri, “ithal” lafının arkasına gizledikleri devletin değiştirilemez nitelikleri arasına olan “laikliktir”.
Laiklik, sekülerizm bunlar batı kaynaklı kavramlardır.
Bu konuda, bu yazıyı yazdığım ana kadar CHP içinden bir tepki gelmedi. İnşallah yanılıyorumdur.
Ama beni yanıltmayacaklarından eminim. Zira laiklik tehlikede değildir demişti, Kılıçdaroğlu.