Kılıçdaroğlu’nun adayı Lütfü Savaş mı?
Sayın Lütfü Savaş, büyükşehir olan Hatay’ın Mart 2014’te Belediye seçimlerini kazanan ilk başkandır. 1965’te Suriye sınırına sıfır noktasında yer alan Hatay, Yayladağı, Çaksın veya Çaksına mahallesinde doğan Sayın Savaş tıp doktorudur. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde çalışırken “ülkücü kökenli” olarak isim yaptı. 2009’da AK Parti’den Antakya Belediye Başkanı seçildi. 20014’te AK Parti’den istifa ederek CHP’ye geçti. Hatay, büyükşehir statüsüne kavuşunca Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun teklifi ile aday oldu. Önce 2014’te, ardından 2019’da belediye seçimlerini kazandı. Türkmen ve Sünni kökenli olarak bilinen, hem MHP hem de AK Parti çevrelerinde tanınan, CHP’nin “Bizden başka gidecekleri yer yok.” zihniyetiyle baktığı Hatay seçimlerinin kaderini elinde tutan Alevi vatandaşlar ile AK Parti’yle açılım macerası kapanmış olan HDP’li çevrelerin oyu başarıyı getiren en önemli etken.
LİSTE DEĞİŞTİREBİLEN BAŞKAN
Bu başarıları parti genel başkanı ve partide nüfuzlu karar alıcı çevreler üzerinde olumlu bir etki yarattı. Sözü dinlenmekte, kale alınmadığında ise meydan okumakta ve hatta sert çıkışlar yapabilmektedir. Haziran 2018 milletvekili seçimlerinde Hatay’ın vekil listesi teslim gününe ramak kala bir akşamüstü yayınlanmıştı. Listede adı olan adaylar kamuoyu ile paylaşılmış ve tebrik mesajları havada uçuşmuştu. Liste Sayın Savaş’ı memnun etmemişti. Müdahalede bulundu. Akşamın listesi geri çekildi; adaylar sabah yeni bir listeye uyandı. Başta o dönem CHP Hatay İl Başkanı olan Avukat Servet Mullaoğulları ile Sayın Nermin Yıldırım seçilebilir yerlerden alınarak yerlerine Lütfü Savaş’ın önerdiği isimler getirildi. “Liste değiştirebilen başkan” olarak ün yaptı.
BAŞARILI OLAMAYAN PROJELER
Hatay’ın UNESCO gastronomi şehri unvanını kazanması, Hatay’ı KKTC, Beyrut, Lazkiye ve Mersin’e bağlayacak HADO deniz otobüsü projesi, Asi nehrinin temizlenmesi, SİEUGreen (Çin-Avrupa Yenilikçi Yeşil ve Akıllı Şehirler) projesi, Hatay 2021 Expo etkinliği, Savaş’ın başkanlığı döneminde hayata geçirilen çalışmaların başlıca olanlarıdır. 2018’de Yunanistan’dan satın alan şirketten kiralanan, 330 kişilik uluslararası yüksek hızlı gemi aylarca İskenderun Limanı’nda bağlı kaldı. Tek bir sefere çıkmadan on binlerce dolar kira ödendi. Sayın Savaş İskenderun Belediyesi’ni, İskenderun Belediyesi ise Sayın Savaşı sorumlu tuttu. Seferlerin mahalli İskenderun ve Samandağ olacaktı. Arsuz ilçesine alındı.
Mayıs 2022’de HADO ilk seferlerini KKTC’ye yapmaya başladı. Beyrut, Lazkiye ve Mersin seferleri programda yer alamadı. Zira henüz resmi ilişkilerin olmadığı Suriye’nin Lazkiye kentine sefer düzenlenemezdi. Beyrut ile bu seferlerin başlatılabilmesi için Suriye ile münasebetler iyileşmeden olamayacağını da belirmiştik. Nitekim “hava şartları” gerekçe gösterilerek KKTC seferleri 5 ay sonra askıya alındı. Asi nehrini temizleme projesi de eksik kaldı. Yüzeysel müdahale ile süslenen üst kesim nehrin alt kesimlerinde kangren hale gelmiş ekolojik sorunlarına çözüm sunamadı. Hatay Expo2021 etkinli Kovid-19 ve ulusal ile uluslararası katılımın olmaması sebebiyle mahalli bir faaliyet olarak kaldı.
İSMİ GÜNDEMDE KALDI
Ancak Hatay Spor Futbol Kulübünün şampiyon olması, Süper-Lige çıkması, Hatay’a kazandırılan stadyum, Hatay mutfağı, endüstriyel, hayvansal ve tarımsal ürünleriyle başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye genelinde yapılan fuarlara katılması, Sayın Savaş’ın isminin gündemde olmasını sağlayan önemli unsurlar. Ülkemizde yaşayan Suriyelilerle ilgili açıklamalarda bulunması, “Türk kadınlarından daha fazla doğuruyorlar, bir gün belediye başkanı bile olabilirler, Suriyeli seçmenin sayısında artış var.” ifadeleri Almanya’da yaşadığım dönemde işçiler, mülteciler, öğrenciler ve özellikle çok çocuk doğuran kadınlarla ilgili “sarımsak yiyiciler”, “işimizi aşımızı çalıyorlar” olarak aşağıladıkları Türk ve yabancılara yönelik açıklamaları hatırlatıyor. Belki kaygılı ve biraz da milliyetçi damarları kabarık çevrelerden oy kazandırabilir. Son açıklamalarında Sayın Savaş daha mülayim bir üslup kullanıyor. Ancak Sayın Savaş’ı ülkenin gündemine sokan en önemli hadise Cumhurbaşkanlığına kendisinin de aday olabileceğini ifade etmesidir.
CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI AÇIKLAMASI
Kendisinin “Şu var ki, Cumhurbaşkanı adayı sadece başarı, sadece background, sadece birikimle olmuyor. Ulusal ve uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı yapacaklar. Şu an konuşulan diğer arkadaşların isimleri olsun, Genel Başkanının ismi olsun, bunlar sadece belli kuruluşların belli odakların öne sürdüğü isimler olur. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı için aday olmazsa değerlendirilmek isterim. Genel Başkanımız bu açıklamalarıma olumsuz tepki göstermedi. Aksine parti içerisinde bu kadar kaliteli insan olmasına sevinmiştir.” açıklaması manidardır.
Bu açıklamaların ardından İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz “Sayın Kemal Bey’in açıklamalarından aday olduğuna ilişkin bir kanaat oluşuyor ama Kemal Bey’in de adaylık açıklaması yok. Ocak ayından sonra aday belli olur. Bu toplantıdan sonra müzakereler başlamış olur. Önemli olan ‘Ben adayım’ deme iradesinin ortaya konulması. Bu anlamda Lütfü Savaş Bey’i tebrik ediyorum. En azından şarta bağlı deklarasyonda bulundu. ‘Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu aday olmazsa ben buna talibim’ dedi. Bu bir deklarasyon.” açıklamasını sadece Sayın Lütfü Savaş’ın gösterdiği cesarete övgü ve bir deklarasyonun takdiri olamaz. Olursa olumlu bakarız demektir.
ABD BÜYÜKELÇİSİNİN ZİYARETİ
“Hatay, Türkiye’nin prototipidir (ilk örnek)” derken aslında Türkiye’nin prototipi olan Hatay’da çok seçim kazanmış ve başarılı olmuş kendisinin Türkiye için de bir prototip olduğunu arz etmiş. Cumhurbaşkanlığı makamına uygun prototip olduğunu ifade etmiş. Kendisinin değimiyle “ulusal karar vericilerin işaret edeceği” prototip olması yeterli değil. Bir de uluslararası karar vericiler var ki onlar daha önemli. ABD Türkiye Büyükelçisi Jeffrey Flake ve eşinin önce Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı ardından Sayın Lütfü Savaş’ı ziyaret etmesinin altında buzağı aranmalı mı? Yoksa sıradan bir ziyaret olarak mı telakki edilmeli? Özellikle ABD Büyükelçileri Türkiye’ye seçilirken isimler özenle seçilir. Ziyaretler özenle ve bir amaç için yapılır. Bu ziyaretler ya siyasi şanınıza yatırımdır yahut siyasi hayatınızı mahveder.
BOP İÇİN ILIMLI LAİKLİK HAMLESİ
ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi ılımlı yani layt (light) İslam iktidarı olarak AK Parti eliyle yürütüldü. Sebeplerini birçok yazımızda açıkladığımız faktörlerden mütevellit önemli kazanımlar elde ettiler ancak Suriye’de işler karıştı. Erdoğan’ı onların tabiriyle “for the US pain in the ass-ABD için kıç ağrısı” olarak görmeye başladılar. Bu ağrıdan kurtulmak için de ABD Başkanı Biden alenen, “Bence hemen Erdoğan’a karşı çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri açıkça desteklediğimizi göstermeliyiz.” demişti. Kısadan hisse Ilımlı-Layt İslam BOP için artık uygun değildir. Vakit Ilımlı-Layt Laiklik projesiyle BOP’u içinde bulunduğu vahim konumdan kurtarmak ve ihya etmektir. Suriye’yi ılımlı İslam demokrasi projesiyle mezhep temelinde böldük; şimdi vakit ikinci İsrail (Kürdistan) projesini laik demokrasi projesi ile etnik temelde parçalamak.
Sayın Lütfü Savaş’ın işaret ettiği uluslararası güçlerin Suriye, bölge ve Türkiye için planladıkları budur. Sayın Kılıçdaroğlu aday olmaz ise Lütfü Savaş’ı aday olarak işaret eder mi? Sayın Kılıçdaroğlu’nun sürprizlerine aşinayız. Kimliğini milliyetçi, muhafazakâr ve Atatürkçü olarak tanımlayan Sayın Savaş’ın ulusal ve uluslararası güçlerin projesi olmayacak kadar cesur ve milli olduğunu söylüyorlar. İnşallah öyledir. İnşallah ABD Büyükelçisi’nin ziyareti sadece nezaket ve Antakya ve Samandağ’ın tarihi eserlerini görmek ile sınırlı olmuş olsun.