22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kılıçdaroğlu’nun ‘Loading’le verdiği mesaj

Utku Reyhan

Utku Reyhan

Gazete Yazarı

A+ A-

* "Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlâkının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir." (1929)

* Türk dili zengin, geniş bir dildir. Her kavramı ifade kabiliyeti vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde çalışmak lazımdır. (1930)

* "Millî duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." (1930)

* "Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. 'Türk milletindenim' diyen kişi, her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz." (1931)

* Gaye, bugünkü ve yarınki Türk'ün medeniyetini kucaklayacak en güzel ve en ahenkli Türkçedir. (1932)

* "Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet teşkilâtımızın, dikkatli, ilgili olmasını isteriz." (1932)

* Milli bilincin ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz. Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında egemen ve esas kalacaktır. (1933)

* Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz. (1938)

ATATÜRK’ÜN DİLE YAKLAŞIMI

Yukarıda Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkçe üzerine belli başlı sözlerini okudunuz. Dikkat ederseniz Atatürk, dil ile istiklâl arasında doğrudan bir bağlantı görüyor. Dilin yabancı boyunduruğundan kurtulması, hem bağımsızlığın hem de “millet” olmanın şartı sayılıyor.

Atatürk, her gerçek devrimci gibi pratik bir liderdi. Dil ile ilgili tutumunda da bunu görüyoruz. Konuya “Canım dilim, güzel dilim” gibi tarih dışı bir romantizmden çok, devrimin başarısı açısından bakıyor. Dil çözülürse, millet de çözülür. Türkçe bozulursa, Millî olan düşünce kenara atılır. Peşinden her alanda bağımlılık gelir.

Bugün de aynı noktadayız. Türkiye 71 yıllık NATO sürecinde, Türkçesini de mahvetti. 80’lerin Atlantik sistemiyle bütünleşme rüzgârında Türkçemiz, giderek kenara itildi. İngilizce modası özellikle son 40 yıldır dilimizi kemiriyor. Türkiye’nin Batı’ya bağlanma süreci ile dilin yozlaşması sürecinin birlikte yürümesi, Atatürk’ün öngörülerini doğruluyor.

KILIÇDAROĞLU NEDEN ‘LOADING' DEDİ

Kılıçdaroğlu’nun ‘Loading’le verdiği mesaj - Resim : 1

Kemal Kılıçdaroğlu, 2023 yılı mesajını bir video ile verdi. Mesajda PKK ve FETÖ iltisaklarından dolayı devletten ihraç edilenlerin yeniden memur yapılacağına ilişkin vaatte bulunuyor. Af getireceğini de söylüyor. Cumhurbaşkanı adayı olmadığı halde bol keseden vaatler savuruyor.

Türkiye düşmanı bu siyasetler bir yana, konuşmasının sonunda “Loading halkım loading. Binlerce sorunun çözümü loading” diyor. Eline tutuşturulan “Loading” yazılı bir kâğıdı tutarak “Bay Kemal’i bekleyin” sözleriyle mesajını tamamlıyor. Yetmiyor, CHP’nin önde gelen zevatı, ellerine aynı kâğıttan alıp poz veriyor.

Sözde Atatürk’ün kurduğu parti... PKK ve FETÖ ile kader birliği yaptığı yetmezmiş gibi Türkçeye de düşmanlık ediyor. CHP’ye oy vermeyi düşünen, kendine Atatürkçü diyen insanlarımız üzerine düşünmeli: Kılıçdaroğlu neden “yükleniyor” demek yerine “loading” demeyi tercih ediyor?

Bu yalnızca “Z kuşağını tavlamayı amaçlıyor” diye açıklanabilecek bir gevşeklik değil. Bu bir programın dışa vurumu. ABD’nin Türkiye için kurduğu iktidar planları içinde Cumhurbaşkanı adayı olmak isteyenler, dilini de onlara uyduruyor. Türkiye’de yapılacak ve Türk seçmenlerin oy kullanacağı bir seçimde bir “Türk” partisi, neden Türk dili dışında bir dilde propaganda yapar? Türkçe’yi 86 milyon anlarken, İngilizce’yi toplumun yarıdan fazlası anlamazken…

Demek ki kendini Türk milletine anlatma gibi bir derdi yok. Başka yerlere sesleniyor. Kılıçdaroğlu’nu dinlerken, büyüklerimi, akrabalarımı, köylülerimi düşündüm. “Loading halkım loading”in onlar açısından ne ifade edebileceğini, önyargısız olarak zihnimde tarttım. Sonuç, sıfır.

Türk siyaseti ABD/Batı etkisine girdikçe siyasetçi kalitesi de buralara düşüyor. Ekrem İmamoğlu’nu düşünün. Zorla İngilizce konuşmaya çalışıyor. Konuşamıyor, yine de ısrar ediyor. Hâlbuki Türkçe konuşabilir. Bilen biri de çevirebilir. Ayıp değil, tersine özgüven dediğiniz budur. Hayır, komik olma pahasına İngilizce tercih ediyor. Çin, Rusya, İran, Fransa, Almanya gibi önemli devletlerin liderleri başka diller bilseler de uluslararası toplantılarda anadillerinde konuşmayı tercih ediyorlar. 

VATAN PARTİSİ VE TÜRKÇE

“Türkiye’yi kurtarmak için Türkçe’yi kurtarma” programı olan bir Parti var. Vatan Partisi. 2006 yılında kabul edilen Millî Hükümet Programı’nın 69. Maddesi şöyle:

69. Türkçenin Kurtarılması ve Geliştirilmesi

Millî Hükümet, “Türkiye’yi kurtarmak için Türkçe’yi kurtarma” bilinciyle, bütün yurttaşlarımızın dilimizi iyi bilmesini sağlayacak uzun süreli bir seferberlik yürütecektir. Anaokulundan üniversite sonuna kadar eğitim ve öğretim dili Türkçe olacaktır. Yabancı diller, yetkin ölçülerde öğretilecektir.

Millî Hükümet, kamu yönetiminde, eğitimde, yayın alanında, ticarette, sanayide, kültürde, sanat, eğlence ve sporda yabancı dillerin Türkçe’yi bozan etkilerini önlemek, Türkçemizin bir uygarlık ve bilim dili olarak gelişme olanaklarını değerlendirmek amacıyla “Türkçe’yi Geliştirme Yasası”nı çıkaracak ve uygulayacaktır. Başta TRT Kanunu olmak üzere görsel, yazılı ve sözlü basınla ilgili yasalar, bu amaca uygun olarak yeniden düzenlenecektir. Türkiye’de kurulan bütün şirketlerin, basın kuruluşlarının, derneklerin ve diğer kurumların yabancı dillerden isim, unvan, marka vb kullanmaları önlenecektir.

Türkçenin ve Türk kültürünün öğretilmesi ve yaygınlaştırılması için, yurtta ve dünyanın önemli kentlerinde “Yunus Emre Enstitüleri” kurulacaktır.

ZÜPPELİK

Vatan Partisi’nin Türkçe hassasiyetinin en önemli kaynağı, şüphesiz Genel Başkanı. Sayın Doğu Perinçek, kendisini Türkçe’ye ve özel olarak Türkçe köklere adamış birisi. Geçen yıl yayımlanan ve bir solukta okunan “Türkçe Kökler” eseri, konuya ne kadar titiz yaklaştığının göstergesi. Perinçek’in Türkçe Kökler’de geçen şu cümlesi, bütün siyasetçilerin, sanatçıların, aydınların kulağına küpe olmalı:

“Dilimizde karşılığı varken yabancı sözcüklerin sokulması, aynı zamanda halka karşı bir eylem, halka sırt dönmek, dahası halkı aşağılamak, düpedüz züppelik!”