Kimyasal gübrelerde arz-talep dengesi
Asya anakarası dünya nüfusunun %60 kadarını barındıran en kalabalık kıtadır. Çin ve Hindistan ikisi birlikte dünya nüfusunun %35'ini oluşturmaktadır. Yüzölçümü yönünden dünya karasal alanının %30'unu Asya oluşturur. Çizelge 1'de görüldüğü üzere Asya, en büyük kıta olmasına karşın nüfus yoğunluğu en fazla olanıdır. Asya'daki nüfus yoğunluğu dünya ortalamasının iki katından fazladır. Nüfus yoğunluğu bakımından Avrupa ikinci, Afrika üçüncü sırada bulunmaktadır. İnsan nüfusunun %15'i Afrika'da yaşamakta olup, Afrika sayı bakımından ikinci sırada gelmektedir. Avrupa'nın nüfustaki payı %10, Kuzey Amerika'nın payı %8, Güney Amerika'nın payı %6 kadardır. Okyanusya'nın payı %1'den az olup, Antarktika'daki haşin koşullar kalıcı bir yerleşime engel olmaktadır (Bkz. 1).
Bu veriler dünyada kimyasal gübre arz ve talebinin değerlendirilmesinde göz önünde tutulması için sunulmuştur. Çizelge 2'de 2022 yılı itibariyle saf madde olarak kimyasal gübre talep tahmininin kıtalara göre dağılımı verilmiştir.
KİMYASAL GÜBRE ARZ VE TALEBİ
Arazinin % 20'sinin nüfusun da %16'sının yer aldığı Afrika'nın azotlu, fosforlu ve potaslı kimyasal gübre talebi her üç besin maddesinde de %5'e ulaşmamıştır. Düşük gelirli, yoğun nüfuslu ülkelerin yer aldığı Afrika açlık, hatta susuzlukla karşı karşıyadır. Açlığı önlemek için üretimi artırmak gerekir. Kimyasal gübreler verimi ve üretimi artırmada önemli bir etmendir. Teknik ve ekonomik nedenlerle Afrika'nın kimyasal gübrelere erişimi güç olmaktadır. Çoğunlukla kimyasal gübre üretimini gerçekleştirecek kimya sanayiinden yoksundurlar. Lojistik ve ulaşım altyapısı yeterince gelişmemiştir. Bu durum gübrelere erişimi güçleştirmekte ve tedarik maliyetini artırmaktadır.
Çoğu ülkenin esasen pahalı olan ve fiyatları astronomik olarak artan gübreleri satın alacak parasal kaynakları ve dövizi yoktur. Talep bir mala karşı duyulan, satın alma gücü ile desteklenmiş satın alma isteğidir. Kısacası, malı satın alacak paranız yoksa, onu almak istemenizin anlamı yoktur.
Çizelge 2'de Afrika'nın azotlu ve fosforlu gübre arzının, bu gübrelere olan talepten fazla olduğu görülmektedir. Bu durum Afrika'nın yeterli gübre üretimine ulaştığı ve arz fazlası oluştuğu anlamına gelmez. Teknolojik sınırlılıklar nedeniyle yeterince üretilmeyen gübreleri bile alacak çiftçi bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
ABD ve Kanada gibi devasa ölçekte araziye sahip ülkelerin bulunduğu Kuzey Amerika'da, ondan çok daha büyük olan Afrika'nın iki katı azotlu gübre arzı söz konusu iken, buralarda talebin yüksek olması nedeniyle gübre açığı söz konusudur. Daha yoksul olan Latin Amerika ve Karaiplerde ise, bütün gübrelerde arz çok kısıtlı olduğu için ciddi bir açık söz konusudur.
Güney Asya ülkelerinde her üç besin maddesinde açık vardır. Buralarda da hızlı nüfus artışı ve yoksulluk yaygındır. Dünya nüfusunun %60'nı barındıran Asya, arz ve talep yönünden dengelidir. Azotlu gübrenin yarıdan fazlası Asya'da üretilmekte ve orada kullanılmaktadır. Hindistan ve Çin de büyük üreticilerdir. Nüfusu kalabalık olan bu ülkeler aynı zamanda gübre sarfiyatı bakımından da önde gelen ülkelerdir.
Dünya nüfusunun %10'unu barındıran ve karasal alanın %6,7'sine sahip olan Avrupa azotlu gübrelerin dörtte birini, potaslı gübrelerin yarıya yakınını fosforlu gübrelerin onda birini üreterek arz etmektedir. Rusya Federasyonu dünyanın en büyük kimyasal gübre üreticisidir. Arazisinin büyük bölümü Asya'da olan Rusya Federasyonu ve Kazakistan hatta arazisi bütünüyle Asya'da olan Tacikistan ve Kırgızistan “Doğu Avrupa ve Orta Asya” kümesinde yer almaktadır. Avrupa'nın talebi ürettiği miktara göre hayli düşüktür. Buradan Avrupa'nın kimyasal gübre ticaretinden önemli bir pay aldığını söylemek mümkündür.
Nüfus bakımından önemi olmayan Okyanusya daha çok dağınık adalardan oluştuğundan gübre talebi düşüktür.
SONUÇ
FAO tarafından 2018 yılı sonunda gerçekleştirilen bu çalışma ile2022 yılındaki gübre kullanımı tahmin edilmiştir. 2019 yılında ortaya çıkan Covid-19 salgını gıda başta olmak üzere tarımsal üretimi ve tarım ürünleri ticaretini etkilemiştir. Afganistan, Irak, Suriye ve Kafkasya'da süren çatışmalar ve en son Rusya'nın gerçekleştirdiği Ukrayna harekâtı pek çok şeyi değiştirmiştir. ABD'nin kışkırtmaları, Çin, İran ve Rusya' ya yönelik yaptırımları tarımsal üretimi ve ticareti derinden etkilemektedir. Enerji fiyatlarındaki artış, doğalgaz ve petrol türevlerinden elde edilen gübrelerin üretim ve taşıma maliyetini artırmıştır. Dünya bir gıda krizi eşiğine gelmiştir. Emperyalist saldırganlığın sona ermesi ve kaynakların tarımsal üretime yönlendirilmesi için çaba göstermeliyiz.
Kaynaklar:
1) https://www.cia.gov/the-world-factbook/countries/ world/ images/cG9zdDoxODI5NTU=
2) FAO, World fertilizer trends and outlook to 2022, Rome