27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kindar nesil, işte böyle yetiştiriliyor!

Mustafa Mutlu

Mustafa Mutlu

Eski Yazar

A+ A-



Yukarıdaki fotoğrafa iyi  

bakın: Kayseri’deki Hacı Sami Boydak İlkokulu’nda gerçekleştirilen nevruz etkinlikleri sırasında çekilmiş... 

İlkokul birinci sınıf öğrencileri sözüm ona “kurban kesme” adlı bir piyesi sahneliyor. 

İki erkek öğrenci, bir kız öğrencinin getirdiği bıçaklarla, bir başka öğrencinin canlandırdığı koçu kesiyor. 

Öğrenciler sahnede arkadaşlarını kurbanlık koç yerine yere yatırıp ayaklarından bağlıyor, sonra da temsili olarak kesmeye başlıyor... 

İşte tam bu sırada salondan “tekbir” sesleri yükseliyor! 

*** 

Bizim büyüklerimiz bırakın “kurban kesme piyesi” oynatmayı, Kurban Bayramları’nda bile bize kurbanın kesilme anını göstermekten kaçınırdı... 

Çünkü psikologlar, bu sahnenin çocukların psikolojisini olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunurdu... 

Oysa şimdi ne ilişkisi varsa, Nevruz kutlamasında bile okullarda kurban kesimi canlandırılıyor.  

Çocuklarımıza kesmenin, kan dökmenin çok da korkulacak ve kaçınılacak bir şey olmadığı öğretiliyor! 

*** 

Recep Tayyip Erdoğan’ın “dindar ve kindar nesil” hedefini anımsıyorsunuz değil mi? 

İşte; bugün yapılan şey, bundan ibaret... 

Okullarımızda çağdaş bilginin, teknolojinin, kültürün, sanatın, edebiyatın hiçbir önemi kalmadı...  

Artık tek hedef var; dindar ve kindar nesil yetiştirmek! 

*** 

Henüz altı-yedi yaşındaki çocukların eline “temsili bıçak” verip temsili kurban kestiren... Yani kana, öldürmeye, kesmeye alıştıran “öğretmenlere” ve bunun yolunu açan siyasetçilere yazıklar olsun! 

*** 

Kısacası; kafa koparan IŞİD militanlarını uzaklarda aramayın dostlar, bu gidişle “pek yakında” aramızda olacaklar! 

Şu anda “eğitim” alıyorlar! 

HUBER (131) 

Yedi ay oldu; devletin en üst makamına, yani Cumhurbaşkanlığı’na ait bir çalışma mekanı olan Huber Köşkü işgal altında... 

İşgal eden, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ailesi... 

Dediğine göre bu işgale göz yuman, yeni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan... 

Abdullah Gül bundan 24 gün önce lütfedip, “Taşınıyoruz” açıklaması yapmıştı... Arkadaşlarımız dün Cumhurbaşkanlığı Basın Birimi’ni arayıp sordu; aldıkları yanıt, “Taşınacaklar ama hâlâ Huber’deler” oldu... 

*** 

Belli ki Erdoğan da Gül de bu işgalin hesabının bir gün sorulacak olmasına ihtimal bile vermiyor... 

Oysa sorulur dostlar: 

Tarih, bunun örnekleriyle dolu! 

GÜNÜN SORUSU 

Bülent Arınç-Recep Tayyip Erdoğan kavgasına, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek de katılmış ve “Arınç’ın çıkışı paralel yapının talimatıyla olmuştur” demiş... Gökçek açıklamalarını “Bülent Arınç seni istemiyoruz” diye bitirmiş... Sorum Melih Gökçek’e: 

“Biz” derken kimi kast ediyorsun? Yarın Erdoğan ile Arınç barışınca da aynı sözleri söyleyebilecek misin? 

HERKESİN PARASINI ÇÖPE ATMA ÖZGÜRLÜĞÜ VARDIR! 

Ulusal Kanal’ın olanakları, ülkemizde yayın yapan NTV, CNN Türk, Haber Türk, Samanyolu Haber, Ülke TV, TGRT TV, A Haber gibi diğer haber kanallarının onda biri bile değil... 

Personel; birkaç kahraman muhabir, editör, yönetmen, kameramandan oluşuyor. 

Mali olanak; Allah ne verdiyse... Daha doğrusu, ‘RTÜK cezaları’ndan ne kalırsa! 

Teknik koşullar; otuz yıl öncesinin seviyesinde... 

Yayın olanağı; oldukça kısıtlı... En azından Digitürk, ısrarla bu kanalı yayınlamıyor. 

Ama... 

Televizyonculuk, sadece yukarıda sıraladığım olanaklarla değil, yürekle yapılıyor! 

Bu yüzden de Digitürk’te olmayan Ulusal Kanal, buna rağmen izlenme rekorları kırıyor. 

*** 

Övünmek gibi olmasın ama bu “aş”ta benim de tuzum var:  

Cuma akşamları ekrana gelen Kral Çıplak aylardır her yayın gününde, prime time’de “şımarık zengin çocuğu” görünümündeki tüm rakiplerine ot yolduruyor! 

Eğitimli ve gelir düzeyi yüksek kesimi temsil eden AB Grubu’nda her cuma ya birinciyiz, ya da çok küçük bir farkla ikinci... 

Emine Ülker Tarhan’ın konuk olduğu son program yine 0,88’lik izlenme oranıyla Haber Türk’e 0.11, NTV’ye 0,19, A Haber’e 0,32, Bugün TV’ye 0,36, Samanyolu Haber’e 0,49, Kanal A’ya 0,59, Halk TV’ye 0,64, Ülke TV’ye, 0,68 ve TGRT’ye ise 0,77 fark attı. 

Bu arada Ulusal Kanal’ın, tüm gündeki birincilikleri de gittikçe artıyor ve gücünü dürüstlüğünden ve cesaretinden alan bu kanal, Türkiye’nin en çok izlenen haber kanalı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 

*** 

Sözüm; iktidar baskısı yüzünden Ulusal Kanal’ın bu büyük atağını hâlâ görmezden gelen ve tüm bütçelerini “izlenmeyen” kanallara ayıran reklam verenlere: 

Herkesin parasını çöpe atma özgürlüğü vardır!  

Ne diyeyim; tercih sizin... 

GÜNÜN İSYANI 

İsyanım, Erdoğan ile Arınç arasındaki atışmalara bakıp da AKP’de ciddi bir kriz çıkacağını sanan muhaliflere: 

Saf mısınız? Onlar böyle bir krizin sonunun, Yüce Divan olduğunu senden benden daha iyi bilmez mi?