28 Aralık 2024 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kırık hayatlar

Bülent İnce

Bülent İnce

Eski Yazar

A+ A-

Nutkunuzun tutulduğu anlar olur. Şaşkınlık, hayal kırıklığı, acıma, korku, dehşet, panik ve bin türlü başka hezeyan yaşanır o anda… Ne yapılır, durumun normale dönmesini sağlayacak müdahale nedir,pek bilinmez ve her şey oluruna bırakılır. Oluruna bırakmak çaresizliğin diğer bir adıdır. Teslimiyettir; kadere, statüye, hegemonyaya…

Cumartesi günü WhatsApp hattıma Beykoz Engelliler Derneğinin bir videosu düştü. Videoyu gönderen dernek başkanı Hasan Polat’tı. Aynı gün ve ertesi gün haberlerde videoya konu olan içerik defalarca yayınlandı. Videonun içeriği şuydu: Günlük güneşlik bir havada, Beykoz Engelliler Derneğinin araçların yoğun olarak geçtiği bir caddenin kenarına kurulan lokalinin önünde oturan dernek başkanı Hasan Polat ve yanındaki bir grup engelli yurttaşa iki gözü dönmüş manyak saldırıyor, saldırganlardan biri elindeki sopayla Hasan Polat’a büyük bir hınçla vuruyor, attığı tekmeyle onu yere deviriyor.

Saldırganlar olay yerine gelen polislerce karakola götürülmüş, inanılmaz ama hemen serbest bırakılmıştı. Ardından gönüllü avukatlar devreye girerek şikayetçi oluyor, saldırganlardan biri yakalanıyor diğeri de aranıyordu.

DEHŞET

Derneğimizin yönetim kurulu üyeleriyle birlikte bu olayı duyar duymaz hemen Beykoz’a, saldırıya uğrayan Beykoz Engelliler Derneği’ne ziyarete gittik. Orada bu akıllara ziyan şiddet olayının engelli kardeşlerimizde yarattığı tahribata büyük üzüntüyle şahit olduk. Ziyarete geleceğimizi duyunca evlerinden çıkarak bizi karşılama nezaketinde bulunan dostların korkularını ve yaşadıkları dehşeti yüzlerinde okuduk.

Olaydan neredeyse bir hafta sonra haberimiz olmuştu. Aradan geçen süre zarfında ilk defa dışarıya çıkan ve hâlâ o günün dehşetini yüzlerinde okuduğumuz dostlarımızın çaresizlik ve yalnızlık duygusu hayatlarının öznesi haline gelmişti. Hasan Polat “Yediğimiz dayağın acısından daha çok biz dayak yerken insanların umursamaz tavırları canımızı yaktı” diyor. İnsanların film seyreder gibi baktıklarını, kıllarını kıpırdatmadıklarını söylüyor. (Hemen yanlarındaki büfenin sahibi hariç. Onun büyük yardımını görmüşler. O olmazsa çok daha feci şeylerin olacağını söylüyorlar.) Bir diğer şiddet mağduru engelli dostumuzun söyledikleri de çarpıcı. “Babam da benim gibi engelli, dayak yediğimizi duyunca eline bıçak alıp yanımıza gelmeye çalışmış bizi korumak için” diyor, gözleri dolu dolu.

YETKİLİLERE ÇAĞRI

Beykoz Engelliler Derneği’nin lokali Beykoz’a girerken eski Beykoz Stadının duvarının dibinde yolun kenarına konuşlanmış derme çatma bir yapı. Dernek 2019’da kurulmuş. Lokalde engellilerin el emeği göz nuru ürettikleri hediyelik eşyaları satıp buradan gelen gelirle hem derneklerinin kira vs. giderlerini karşılıyorlar hem de ihtiyaç sahibi engellilerin taleplerine yanıt vermeye çalışıyorlar. Lokal, konumu ve işlevi itibariyle engellilerin nelere mecbur bırakıldıklarının işaretini veriyor. Burası engelli yurttaşların gelip gitmeleri açısından güvenli bir yer değil. Yoğun bir trafiğin kıyısında bulunuyor ve etrafı korunaklı bir biçimde çevrilmemiş. Dolayısıyla engelliler buraya bin türlü tehlikeyi göze alarak gelip gidiyor. Derneğin yöneticileri, yetkililerden buranın güvenliği konusunda yardımcı olmalarını bekliyor. Her an birinin başına bir şey gelmesinden endişeliler.

Yanımıza cam kemik hastası Ebru geliyor. Çok zarif, güzel bir kız Ebru. “Eğer o gün Ebru burada olsaydı muhtemelen Ebru’yu kaybedebilirdik” diyor Hasan Polat. Cam kemik hastalarının en ufak darbelere bile dayanamadıkları ve kemiklerinin çok sık ve kolay kırıldığı biliniyor. Babası sarılıyor kızına incitmeden, okşar gibi. “Buna bir şey olursa ölürüm” diyor.

Yaklaşık iki saat kalıyoruz Beykoz’da. Gitme vakti geliyor, her şeye rağmen gülmeyi ihmal etmeyen engelli dostlarımıza dayanışma sözü vererek vedalaşıyoruz.

İLETİN YAYIMLAYALIM

Tüm engellilerin, engelli yakınlarının, engellilerin sorunlarına çözüm arayan kişi ve kurumların katkısını bekliyoruz.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları