Kıskançlık üzerine bir söyleşi
İzmirli ünlü psikiyatrist Dr. Osman Seçkin’le duyguların en yıpratıcılarından biri olan kıskançlık üzerine bir dizi söyleşi yaptık:
NEDEN KISKANÇLIK?
İnsan olduğumuz için. Daha da doğrusu insan olmanın kalitesini tutturamadığımız için. İnsan insana var olamadığımız, insan olamadığımız için. Kadın ve erkek kutuplaşmalarında çekişip durduğumuz için. Kardeş kardeşe yaşayamadığımız için. Evrimsel anlamda sağ kalım için, kaybetmemek, kazanmak için yalnız -sosyal yalıtılmış- terk edilmiş- istenmeyen, değersiz, aldatılmış olmamak için. Kıskançlık duygusu hayatın içinde var. 6 aylık bebeklerde de kıskançlık davranışları gözleyebiliyoruz. Kıskanç (Düşünce-Duygu-Davranış-Düşlem) yelpazesi masum bir düzeyden, tutkulu, takıntılı, sayrılı-sanrılı durumlara değişebiliyor. Kıskançlık böylesi olağan bir duyguyken, yadırganır-yargılanırsa fark etseniz de, dışa vurmakta zorlanır, bastırırsınız. Kuşku kıskançlığı besler. Kuşku, kesinlik kazanınca, kıskançlık ya da öfkeye dönüşür veya söner. Kıskançlık gururun ahmak çocuğudur. Kıskançlık birinden hoşlanmamanın-rekabetin edilgen, nefretse etkin biçimidir. Kıskançlık kadar insanı keskin görüşlü yapan bir şey yoktur. Kıskançlık bir değere, değerli bir ilişkiye veya onun niteliğine tehdit algılanması durumunda verilen karmaşık bir tepkidir. İngilizcedeki “jealous” sözcüğü Yunanca zelos sözcüğünden gelip, rekabet ve gayret anlamındadır, duygu yoğunluğunu imler. Haset iki insan arasındadır. Hasedi olan kişi, başkasına ait olan bir şeyi ister ve diğer kişinin ona sahip olmasını istemez. İlişkilerdeki kıskançlık üç kişiyi ilgilendirir, aşk ve kaybetme korkusuyla ilgilidir. Haset sahip olmamakla, kıskançlık ise sahip olmakla ilişkilidir. Haset, aşağılık duygusu, bir şeyi çok arzulama, pişmanlık ve duyguların onaylanmamasıyla karakterizedir. Kıskançlık, kaybetme korkusu, güvensizlik, endişe ve kızgınlıkla ayırt edilir. Kıskançlık, çocukların 2-3 yaşlarındaki ödipal duygusal deneyimlerinden, haset çocuğun ilk aylardaki yaşamından kaynaklanır. Haset, bebeğin çaresizlik ve anneye olan bağımlılığı sonucu ilk bir yaş içinde gelişir.
OLGUN İNSAN, DUYGULARINI YÖNETEBİLENDİR
Kıskançlık; keder, sevdiğimiz bir kişiyi kaybetme düşüncesinin verdiği acı veya bir şeyi çok istesek ve hak ettiğimizi hissetsek de istediğimiz her şeyi elde edemeyeceğimizi fark etmemizin verdiği acı veya başarılı rakibe karşı duyduğumuz düşmanlık veya kaybımız için, az ya da çok, kendimizi eleştirmemizden oluşur.
Özgüven olduğunda kıskançlık olur mu? Ya da yetersizlik duygusuyla kıskançlık kardeş duygular mıdır?
Özgüven kendini bilmek, kabul etmek, sevilen-değerli-saygın biri olmak la ilgilidir. Kendine şefkat ile özdeğer ile ilişkilidir. Olgun insan kıskanmayan insan değil, kıskanç düşünce ve duygularını yönetebilen, bunların davranışları bozmasından sakınabilen insandır. Kıskançlık aczin isyanıdır. Pas demiri nasıl yiyip bitirirse, kıskançlar da hırslarıyla öyle yiyip bitirirler kendilerini. Kıskançlık özünde yetersizliğin, özgürlük ise sorumluluğun çocuğudur. Özgüveni düşük, terk edilmekten kaygılanan kişiler, eşlerini aşağılayıp, değersizleştirerek kendisine bağımlı kılmaya çalışabilirler. Kendilerini vazgeçilmez, olağanüstü göstererek eşi çaresiz, bağımlı, yönsüz bırakabilirler. Kişi, hiçbir şey hissetmemektense, çaresizliğin panzehiri olarak kıskançlığı yeğleyebilir. Kıskançlık, kişinin çaresiz ve küçük düşmüş hissettiği bir döneme verdiği gecikmeli bir tepki olarak da görülebilir.
Haftaya nasıl üstesinden geleceğiz ve kardeş kıskançlığı ile sürdürüyoruz.