Kitap ihbarcılarına savcılardan ret
Elimizde ilginç bir mahkeme kararı var. Kararı veren makam, TC İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları soruşturma Bürosu adına Savcı Yasemin Baba... Karar No: 2018/18999.
Karar, Osmanlıda Oğlancılık adlı tartışılan kitabımızla ilgili.
Muhbir vatandaşların kitap karşıtı tavırlarını göstermesi ve yargının da fikir özgürlüğünü koruması bakımından önemli.
İlk muhbir vatandaş Eskişehir’de oturuyor. Adı Ahmet Potoğlu... Görme engelli birisi...
Görme engelliler için oluşturulan kütüphanede bizim Osmanlıda Oğlancılık kitabımızı buluyor. Ve hemen BİMER’e dilekçe yollayıp ihbar ediyor. Ahmet Efendi, Osmanlı Devleti’ni aşağılayıcı ifadeler kullandığımı iddia ederek kitabın hakkından gelinmesini istiyor.
Bu ihbar üzerine polis, Ahmet’in ifadesini alıyor; şikâyet savcılığa ulaştırılıyor. Savcılık dosyayı inceliyor; kitapta Osmanlı Devleti’ni aşağılamanın olmadığını, olsa olsa müstehcenlik bulunabileceğini kararlaştırıp bunun küçükler açısından incelenmesi için Osmanlıda Oğlancılık’ı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’na yolluyor. Kurul, kitabın, küçükler için zararlı olduğu sonucuna varıyor. Buna karşın, Savcılık, kitabın özgürlüğünü engellemiyor. Verdiği kararda dile getirilen görüşler, yargımızın akademik ve sanatsal özgürlüğü koruması açısından çok önemli:
*Kitapta, yeterli ölçüde somut verilerden hareket edildiği,
*Rızai cinsel tercihlerden ziyade istismara varan olguların ele alındığı,
*Kitabın asıl hedef kitlesinin 18 yaşından küçük çocuklar olmadığı,
*Cinsel ilişkilere yönelik kışkırtıcı görsel içermediği,
*Çocukların kitaba maruz kalma ihtimalinin düşük bulunduğu,
vurgulandıktan sonra deniliyor ki:
“Dolayısıyla inceleme konusu kitabın tarihsel-edebi niteliğinin ağır basması; kitabın tamamına yayılmış bir müstehcenliğin söz konusu olmaması dikkate alındığında TCK’nun 226. Maddesinde yazılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.”
Böylece görmez vatandaş Ahmet Potoğlu’nun ihbarı çöpe atılıyor.
İKİNCİ MUHBİR DE REDDEDİLMİŞ
Yargının, fikir hayatımızı koruduğunu gösteren bu kararın bir benzerini de Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı almış.
Ahmet Potoğlu muhbirimiz gibi Recep Can Gümüştaş isimli muhbir de BİMER’e dilekçe verip Osmanlıda Oğlancılık adlı kitapta Türk milleti alenen aşağılanıyor diye ihbar etmiş. Bakırköy Basın Savcılığı 14 Temmuz 2017 tarihli kararı ile kitap hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş.
CEM KÜÇÜK DE İHBAR ETMİŞTİ
Sadece bunlar mı? ODA TV’de “Kripto FETÖ’cü Cem Küçük” diye takdim edilen yeni yetme köşe yazarlarından Cem Küçük bunlardan daha yaman muhbircilik yaptı. Amerikancı tarikatçinin televizyonu TGRT’de bağıra çağıra savcıları göreve çağırdı ve hakkımdan gelinmesini istedi.
Bu muhbirlerin genel bir özelliği var: Okuduklarını anlamazlar. Cahildirler lakin her şeyi bildiklerini sanırlar. Ben, Osmanlıda Oğlancılık’ta, Padişah Yavuz Sultan Selim tarafından korunan oğlancı şair ve yazar Mehmet Gazali’den söz ettiğim halde, Cem Küçük bunu Sünni din adamı Gazalî sandı. Ve, okuduğunu anlayamadığı halde TGRT’de bana saldırırken, “Gazali gibi İslam âlimine oğlancı diyor. İmam Gazali en büyük İslam âlimidir. Sen bir İslam âlimine nasıl oğlancı dersin. Bu suçlama cezasız mı kalmalı?” diye bağırıp çağırdı. Halbuki onun dediği Gazali ile benim kitabından alıntı yaptığı Gazali arasında tam 400 senelik bir fark var.
İyi ki Türkiye’de yargı var; iyi yetişmiş ve tarafsız savcılarımız var. Cem Küçük ve öbür muhbirlere kalsak bizleri toplama kamplarına doldurur, böcekler gibi öldürürlerdi.