24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

KKTC seçimleri

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Yıl 2004, “YES BE ANNEM” yüzde 65 oy oranı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları Kofi Annan Planı'na evet demişlerdi. Bu evet kararı, Kıbrıs Türkleri'nin efsanevi lideri Denktaş’ın Kofi Annan Planı'na hayır demesine rağmen çıkmıştı. O zaman anlamıştım, büyük ağabey her zaman belirleyici oluyor.

O yılları hatırlayalım. Türkiye Cumhuriyeti Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eş başkanlığının karargâhlarından biri. BOP’ta, tüm Batı Asya ülkeleri bölündüğü halde, sadece Kıbrıs’ın bütünlüğü, Türk ve Rum kesimlerinin birleşmesi Atlantik tarafından isteniyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin o dönem başında olan AKP iktidarı, Kıbrıs’ın tartışılmaz efsanevi liderini açıkça karalıyor. Kıbrıs’ta Annan Planı'nı destekliyor.

Böyle başa böyle tarak. Sonuç ortada.

ÇÖKEN VE ÇÜRÜYEN SİTEM

Gelelim bu güne;

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde geçen pazar günü yapılan, Cumhurbaşkanlığı seçimini Ersin Tatar oyların yüzde 51.94’ünü alarak kazandı. Ersin Tatar’ın kazanmasını isteyen kardeşimin yorumu “çok yakın oy oranı, her an tersine dönebilir” şeklinde oldu.

Toplum bilimden çok anlamam ancak, ekonomide, hiçbir zaman verilerin anlık olanından yola çıkarak karar vermem. Çok iyi görünen veri aslında, yolun sonu olabilir. Çok kötü veride de tünelin ucundaki ışığı görebilirsiniz. Tüm sosyal bilimlerde veriler bence böyle incelenmeli. Benzer devreleri birlikte gözleyerek, karşılaştırarak, gelişimi izleyerek karar veririm.

Bu yöntemi, KKTC seçimlerine uyguladığımızda karşımıza şu sonuç çıkıyor.

  • Asya’da yerini alma kararı almış bir Türkiye,
  • Geçmiş ve hâlihazırdaki bazı hatalarına rağmen esas yönü millici bir iktidar,
  • En başta Rusya, İran olmak üzere, Türkiye’yi Asya’da kucaklamaya hazır komşular,
  • Asya’nın Çin, Hindistan, Türki Cumhuriyetlerden oluşan derinliği,
  • Çöken, eski para sistemi, petro-dolar,
  • Çöken, çürüyen Atlantik sistemi,
  • Çöken Atlantik sisteminin yerini almaya hazırlanan Avrasya,

Bu veriler daha çok sayılabilir. Hepsinin gelişme yönü, KKTC’nin gelecek seçimlerinde Asya güçlerinin bu oy oranının çok daha fazla artacağını gösteriyor.

ATLANTİK'İN ELİNDEN KURTULUYOR

Parantez içinde belirtmek zorundayım. Seçim sonuçlarına üzülen Türkiye’deki Atlantikçiler KKTC seçimlerinde Ersin Tatar’ın sağı, Mustafa Akıncı’nın solu temsil ettiği gibi haşa huzurdan….. yorumlarda yaptılar.

Ersin Tatar’ın karşısındaki gücün, Mustafa Akıncı’dan ibaret olduğunu sanmayalım. GKRY, Yunanistan, ABD, İsrail vb. gibi aslında tüm Atlantik sistemi vardı. Maddi ve medya, tüm olanakları ile KKTC’nin Asya’dan yana olmasına karşı tutum aldılar.

Bir de, yukarıda saydığım verilerin sonuçlarına bakalım;

  • Benim için çok önemli olduğu için en başa koyuyorum. Türkiye, rezervlerini dolardan altına çevirdi. Altın, sadece değeri artan bir tasarruf aracı olduğu için değil, aynı zamanda birikimimizi ABD haydutlarının elinden (bankalarından) kurtardı,
  • Türkiye, en büyük ekonomik yapısal sorunu olan cari açıktan kurtulmak için gerçekçi kararlar alıp uygulamaya başladı. (Türkiye Varlık Fonu üç temel yatırım; petro kimya, madencilik, yerli kaynaklarla enerji üretimi- konusunda 2023’e kadar görevlendirildi.),
  • Birdenbire doğalgaz rezervleri keşfedilmeye başlandı,
  • Türkiye kendi elektrikli otomobilini üretme kararı aldı,
  • Ufak olduğuna bakmayın, lityum elementi, daha MTA 2017 yılında yazdığı raporda, ekonomik olarak değeri yoktur denildiği halde, birden bire ekonomik olarak değerlenip ortaya çıktı.

Daha çok sayabilirim.

En önemli sonuçlarından biri maalesef Atlantik’in oyuncağı durumuna düşen Ermenistan tarafından işgal edilmiş olan Dağlık Karabağ Bölgesi işgalcilerden kurtarılmaya başladı.

Kim ne derse desin; Türkiye, Asya’da başı dik yerini almaya karar verdikten sonra, yalnız kendisini değil, kardeşlerini de Atlantik haydutlarının elinden kurtarıyor.