25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

KKTC’de öncelik üretim ve ters dolarizasyon olmalı

Serhat Latifoğlu

Serhat Latifoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

KKTC’de 23 Ekim 2022’de yapılacak milletvekilliği erken genel seçimi öncesi tartışmalar hararetlenmeye başladı. Seçim sadece KKTC için değil Türkiye ve Mavi Vatan için büyük önem taşıyor. AB, Yunanistan ve diğer batı ülkeleri seçim sürecine hem kara propaganda ile hem de fonladığı STK’lar vasıtasıyla müdahil oluyorlar. İş o kadar ileri gitti ki KKTC’den Güney Kıbrıs’a 10 bin işçinin götürülmesi gündeme geldi. Bizzat kendi elleriyle ekonomilerini batırdığı Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni sürekli fonlayarak hayatta tutmaya çalışan AB, KKTC’yi Mavi Vatan Rotası’ndan çıkarma çabası içinde.

ÇÖKÜŞ SÜRECİNE GİREN AB’DEN MEDET UMANLAR

Seçim kampanyasında ekonomi ile ilgili bazı vaatler ve iddialar dikkat çekiyor. En başta gelen söylem AB yanlısı bazı partilerin AB’ye entegre olarak ‘Kıbrıs’ın kurtulacağı’nı söylemeleridir. Fakat aynı partiler AB’nin 2008’den beri girdiği derin bunalımı ifade etmiyor. 2008 krizinden sonra Yunanistan iflas etti. Almanya ve Fransa ile rekabet eden İtalya ve İspanya gibi, üretim yapan, dış ticaret fazlası veren ülkeler AB üyeliğinden sonra iflasın eşiğine geldiler. ‘Güneş Batmayan İmparatorluk’ İngiltere AB sürecinde ağır hasar alan ülkelerden birisidir. Hem üretim gücünü kaybeden hem de aşırı finansallaşan İngiliz ekonomisi çareyi Brexit’te arıyor. KKTC’de AB yanlılarının yaptıkları AB propagandası yollarını ne kadar şaşırdıklarını, bağımsız bir politika üretememenin verdiği acizliği ve yükselen milliyetçi dalga karşısında çaresizliklerini gösteriyor.

MİLLİ PARASINDAN VAZGEÇEN EKONOMİLER FELAKETE SÜRÜKLENİYOR

KKTC’de yine aynı çevrelerin ifade ettiği bir iddiayı ele almakta yarar var. KKTC’nin para biriminin avroya sabitlenmesi ekonomik kurtuluş reçetesi olarak sunuluyor. Dünya’daki uygulama örneklerine bakalım. Milli paralarını dolar veya başka para birimlerine sabitleyen ülkeler genellikle küçük nüfusa sahip eski sömürgelerdir. Örnek olarak bazı Batı Afrika ülkeleri, El Salvador, Ekvator ve Panama gibi bazı küçük Latin Amerika ülkelerini gösterebiliriz. Bu ülkelerin hiçbiri ülke para birimlerini dolar veya avroya bağladığı için temel ekonomik sorunlarını çözemedi. Hiçbiri ne zenginlik gördü ne de refah. Tam tersine enflasyon, dış ticaret açığı, işsizlik daha da arttı, ekonomileri yıkıma uğradı. Dünyada para birimini yabancı bir para birimine bağlayarak kalkınan ve gelişen hiçbir ekonomi yoktur.

&&&

KKTC para biriminin avroya sabitlenmesi konusunda başka bir sorun ise AB tarafından kaynaklanan sıkıntılardır. Genellikle ABD ve AB gibi gelişmiş ülkeler her ekonominin kendi para birimlerine ‘doğrudan bağlı’ olmasını istemezler. Özellikle önümüzdeki aylarda ve yıllarda sıkılaştırma programına başlanacağı için ne FED ne AMB (Avrupa Merkez Bankası) başlarına yeni bir dert istemez. IMF, FED ve AMB’yi salgın sürecinde yeteri kadar SWAP anlaşması yapmadığı için eleştiriyor. Başka bir sorun AMB’nin para arzını kontrol etmek istemesi olacaktır ve bu da ülke ekonomisi üstünde büyük baskı oluşturacaktır. Ayrıca AMB ‘siyasi risk’i yüksek olan bir ülkenin kendi para birimine bağlanmasına izin vermeyecektir.

&&&

İleri sürülen başka bir argüman ise ‘KKTC para biriminin tamamen avroya çevrilebileceği’ iddiasıdır. Tamamen hayal ürünü olan bu iddianın ne siyasi ne hukuki ne de ekonomik olarak gerçeklemesi mümkün değildir. Dolasıyla bu iddia üstünde durulmaya bile değmeyen içi boş ve fantastik ‘seçim vaadi’nden öteye geçmiyor.

Argümanlardan birisi ‘Türkiye’de 3 birim olan şey KKTC’de 30 birim oluyor’ iddiası. Yüksek enflasyonu ifade eden bu iddianın üstünde düşünülmeden ve analiz edilmeden çarenin avroda arandığı görülüyor. Oysa bu sorunun asıl sebeplerinden birisi yüksek dolarizasyondur. Dolayısıyla dolarizasyonla mücadele büyük önem taşıyor. Avroya geçiş veya para birimini avroya sabitlemek büyük bir enflasyona, düşük yatırımlara, daha büyük bütçe açıklarına, borçlanmaya ve dolayısıyla durgunluğa sebep olur.

KKTC’DE DOLARİZASYONA KARŞI ÖNERİLER

KKTC ekonomisinde yüksek enflasyonla mücadele için çok sayıda ekonomi politikası aracı kullanılmalıdır. Yazı dolarizasyon konusuna odaklandığı için konu ile ilgili önerilerimi sunuyorum.

KKTC’de dolarizasyonun iki boyutu var; biri finansal dolarizasyon diğeri ise reel sektörde dolarizasyon. KKTC’de tasarruflarda ve borçlarda finansal dolarizasyon Türkiye’de görülenden çok daha yüksektir. Tasarruflarda dolarizasyonu engellemek için Türkiye’nin uygulamaya koyduğu kur korumalı veya sigortalı TL mevduat ve buna benzer alternatif finansal ürünler geliştirilmelidir.

Toplam borçlarda dolarizasyonu azaltmanın ilk yolu dış ticaret yapan şirketler dışında bireylerin ve şirketlerin dövizle borçlanmasının yasaklanmasıdır. Bununla birlikte mevcut döviz borçluları için kur sigortası mekanizmaları oluşturulmalıdır. Döviz şoklarına karşı alınacak önlem avroya geçiş değil hedging/sigorta mekanizmasının yerleştirilmesidir.

&&&

İç ticaret işlemlerinde örneğin emlak sektörü, kiralar, araç satışları, devletin aldığı bazı harç ve lisans bedellerinde döviz kullanımı tamamen yasaklanmalı ve tüm işlemler TL ile yapılmalıdır. Dış ticarette dolarizasyonun önüne geçmek için ihracat veya ithalat yapılan ülkelerin kendi para birimleriyle yani milli paralarla ticaretin teşvik edilmesi gerekir. Türkiye aracılığıyla dış ticaret yapılan ülkelerle ikili anlaşmalar yapılıp mili paralarla ticaretin önü açılabilir. Bu kapsamda TCMB ve KKTC Merkez Bankası birlikte SWAP anlaşmaları yapabilirler.

&&&

Sonuç olarak; KKTC’de devletin ve ülkenin gelirlerinin büyük kısmı TL ile sağlanıyor. Dolayısıyla KKTC TL’sini yabancı bir para birimine sabitlemek hiçbir sorunu çözmez. TL gelir elde edip dövize sabitleme yapılması halinde -tıpkı bunu daha önce deneyen yukarıda bahsi geçen ülkelerde olduğu gibi- yüksek enflasyon, hızlı fakirleşme, yatırımlarda duraklama ve işsizliğin artışıyla karşılaşılır. Gelirler TL bazında olduğu için yabancı para birimine doğacak büyük ihtiyaç nedeniyle Merkez Bankası rezervleri hızla erir ve döviz bazında borçlanma artar. Böylece kısırdöngü içine giren KKTC ekonomisi büyük bir kaosa sürüklenir. Dolayısıyla AB yanlılarının önerdiği politikalar gerçekçi değil ve seçmeni içi boş bir ‘kurtuluş hayali’nin peşine takıp oyalamayı hedefliyor.

İnanıyorum ki Kıbrıs Türk halkı 23 Ocak 2022’de AB’cilerin bayatlamış yalanlarına ve komplolarına “Mavi Vatan Rotası”na daha sıkı sarılarak cevap verecektir.