23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Klarnet Remzi’nin kızının yazdığı destan!

Mustafa Mutlu

Mustafa Mutlu

Eski Yazar

A+ A-

“Hukuk mesleğinin itibarı sıfırlandı.Çünkü yargı iktidara bağımlı hale getirildi ve son zamanlardaki siyasi nitelikli bütün davalarda yanlı ve yanlış, evrensel ilkelere hiçbir şekilde uymayan yargı kararları alındı.Bugüne kadar görmediğimiz, bilmediğimiz hukuksal uygulamalar yapılıyor. Siyasi iktidar muhalifleri, kendisinden olmayanları susturmak için yargıyı araç olarak kullanıyor.Yargı yoluyla insanlar bastırılıyor, susturuluyor.Yargı mensupları insanın doğasından kaynaklanan bir eğilimle genellikle siyasi iktidarın yanında olmayı tercih ederler.Arada dik duranlar da vardır elbette...Son zamanlardaki gelişmeleri görünce kendi öğrenciliğimi düşünüyorum. O yıllarda var olan iki-üç hukuk fakültesinde hocalarımız objektif olarak bilimsel bir eğitim vermeye çalışırdı. Peki, şimdi nasıl oluyor da düşünce yapısı, kültürü zayıf bu kadar avukat ve hakim çıkıyor?Bize hep, ‘Sizin yetiştirdiğiniz hakimler, avukatlar bunlar’ deniliyor.Oysa biz de hocalarımızın izinden gittik, objektif ve bilimsel davranmaya çabaladık.Sanırım bu, hukuk bilgisinden ziyade bir kültür, hayata bakış sorunu... O insanlar iyi hukuk bilgisine sahip olabilirler, nitekim birçok muhafazakâr öğrenci okulumuzdan dereceyle mezun oldu ama dünyaya kendi dini bakışları içinde bakıyorlar.O zaman da şunu düşünüyorum; insanlar eğitimi okuldan çok aileden, mahalleden alıyor. Büyüdüğü aile ortamı demok-rat, laik, dindar ya da ateist; neyse, insanı o hava sarıp sarmalıyor. Nasıl bir eğitim alırsa alsın, o havanın dışına çıkmak için ciddi bir çaba harcamazsa bir yerde o bilgiler hemen su yüzüne çıkıyor.”*** Bu görüşler ülkemizin ilk kadın Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Çelikel’e ait...Aysel Hoca, aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın Adalet Bakanı olma unvanına da sahip...Türkan Saylan’ın ölümünden sonra ise kendisini tamamen kurucularından olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne adadı.Kurumun bazı yöneticilerinin Ergenekon davasında yargılandığı ve bütün belgelere el konulduğu bir dönemde üstlendiği “başkanlık” görevini büyük bir başarıyla sürdürüyor.Herkesin, “ÇYDD bitti, artık kimse burs vermez, on binlerce çocuk da zor durumda kalır” dediği bir dönemde; üstelik büyük şirketlerden gelen bazı bağışların da gerçekten kesilmesine karşın, ÇYDD’ye çağ atlatmasını başardı.Yarattığı güven ortamıyla yurtseverlerin desteğini arkasına alarak bağışların artmasını ve burs verdikleri çocukların öğrenimlerine ara vermesini engelledi.Bununla kalmadı; yönetimdeki arkadaşlarıyla birlikte çok sayıda yeni projeyi hayata geçirerek burs alan öğrenci sayısını artırdı.***Sonuç olarak... Böyle bir “hayat” mutlaka yazılmalıydı ve yazıldı!Otuz yıl önce DÜNYA Gazetesi’nde birlikte çalıştığım gazeteci kardeşim Berat Günçıkan önce Aysel Çelikel’i ikna etti; sonra da aylar süren bir “görüşme maratonu”nun ardından “Adalet Yoksa Gelecek de Yok” isimli “Aysel Çelikel romanı”nı yazmayı başardı. “Roman” diyorum; çünkü Berat Günçıkan, Aysel Hanım’ı bir “roman kahramanını anlatır gibi” anlatmış...Böylece ortaya su gibi akan, okunması çok kolay bir kitap çıkmış...Aysel Çelikel de özellikle eğitim, yargı ve siyasete ilişkin bazı kişisel görüşlerini makale tarzında kaleme alarak, çerçeve içine koydurmuş...*** Bu kitabı atlamayın...“Klarnet Remzi’nin kızı Ay-sel”in yaptıklarına inanamayacaksınız!
ADALET YOKSA GELECEK DE YOKTürü: BiyografiYazan: Berat GünçıkanYayımlayan: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarıİkinci Baskı tarihi: 2015, KasımSayfa sayısı: 364Etiket fiyatı: 20 lira


Değişmeyen dünya!Avusturya asıllı dünyaca ünlü yazar ve şair Stefan Zweig, Atatürk’le aynı yıl doğmuş... Almanya’da ve Fransa’da eğitim görmüş... Savaş karşıtı şiirleri ve öyküleri yüzünden Nazilerin kara listesine girmiş; baskı görmeye başlamış... Bu yüzden eşiyle birlikte 1938’de önce İngiltere’ye, 1939’da da New York’a gitmiş... Birkaç ay sonra da Brezilya’ya yerleşmiş.Öylesine savaş karşıtıymış ki savaş dışında kalan bir ülkede yaşadığı halde İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı büyük travmaya dayanamamış ve 1942 yılında karısıyla birlikte intihar etmiş...***Neden mi Stefan Zweig’den söz ettim size?Çünkü yazarın dünya klasikleri arasında gösterilen ve dilimizde ilk kez 1990’da yayımlanan Amok Koşucusu isimli kitabının 16. baskısı Can Yayınları tarafından piyasaya sürüldü.Hani, bugün çevremiz yine “yok etmekle yok olmak” arasında savrulan insanlarla dolu ya... İşte; bu kitaptaki öyküler, benzer bir “delilik” haline İkinci Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda tanıklık eden bir yazarın ilginç izlenimlerini içeriyor...Öyküleri okurken en çok soracağınız soru, “Neden?”Neden insanoğlu doymak bilmiyor?Neden huzur batıyor?Neden ille de kavga etmek gerekiyor?***Gündemden kaçmak isterken; kendinizi evrensel ve çağ ötesi bir “gündem”in tam ortasında buluyorsunuz...Bu öyküleri kesinlikle okumalısınız...
AMOK KOŞUCUSUTürü: ÖyküYazan: Stefan ZweigYayımlayan: Can YayınlarıBaskı tarihi: 2015, EkimSayfa sayısı: 191Etiket fiyatı: 16 lira