Kocaman ve Terim’e bak -(TAMAMI)
Ulusal takım teknik sorumlusu olan bir futbol adamına bazı şeyler önermek zordur. Daha doğrusu onun önerilerinize sakin kafayla bakması ve eleştirileri alabilmesi zordan da öteyedir. O nedenle Abdullah Avcı bugünkü açmazın içine düşmüştü. Yani neredeyse finallere gidebilmemiz kaf dağının arkasına gitmiştir.
Ümitsizlik benim kitabımda yazmaz. Futbol kitabına ise hiç uymaz. Futbol takımının küçüğü, büyüğü, futbolcunun yaşlısı, genci falan yoktur. Böyle özürlere sığınanlar kendilerini ve başkalarını kandırmaya çalışanlardır, başarısızlığa bahane bulmaya çalışanlardır. İşte o düşünceyi bu yıl iki güzide teknik direktörümüz kırdı. Aykut Kocaman ile Fatih Terim. Avrupa kupalarında geldikleri yerler bunun kanıtıdır. Oraya yalnızca şansları ile değil, bigi birikimleri, deneyimleri ve bilinçli bir futbol oynattıkları için Fenerbahçe ile Galatasaray çeyrek finaldedir.
Bugün Andorra ile karşılaşacağız. Kağıt üzerinde grubumuzun averaj takımı. Bir kesimimiz “aman kazanalım da yarım sıfır olsun” korkusu içinde. Öyle ya, üst üste gelen başarısızlıklar gözlerini korkuttu. Bazıları ise “iş averaja kalabilir, saldıralım, atabildiğimiz kadar atalım” havasında. Bana sorarsanız ne biri, ne diğeri. Ne o kadar kolay, ne de zorluk derecesi yüksek.
Teknik direktörümüz Abdullah Avcı’nın yapacağı bir tek şey var. Terim ile Kocaman’ın uygulamalarını doğru analiz etmek. Yani şimdiye dek yaptığı gibi tek santrforlu oynamayacak. İkinci santrfor ile, örneğin Umut Bulut- Burak ikilisiyle rakibe geriden oyun kurma şansı tanımayacak. Özellikle belirtiyorum, Sercan Saraer ısrarından vazgeçerek Arda’yı kendi mevkiinde yani solda oynatacak. Savunmada ise hak eden Bekir’e formayı teslim edecek. Ancak ön libero konusunda Selçuk İnan inadını da kıracak. Gerisi zaten kendiliğinden gelir, Macaristan maçına bakalım deriz.