Komşumuz Irak’ın tarımsal yapısı (II)
BEREKETLİ HİLAL
Son arkeolojik bulgular, tarıma başlama ve yerleşik düzene geçişi bilinenden çok daha önceki tarihlere çekiyor. Göbeklitepe'de açığa çıkarılan görkemli tapınak, günümüzden 12 bin yıl öncesine tarihleniyor. Mezopotamya, uygarlığın, yazının ve tarihin başladığı yer. Her ikisinin de kaynağı ülkemizde olan Dicle ve Fırat ırmaklarının suladığı verimli ovalar güneyde Suriye ve Irak'a uzanıyor. İran'la sınır oluşturan Zağros dağları eteklerinden kıvrılarak yarımay şeklini alan bu bölgeye tarihçiler, Bereketli Hilal adını vermiştir. Günümüzde büyük kısmı çöle ve bataklığa dönüşmüş bu alanın medeniyete beşiklik ettiğine inanmak zordur.
EKMEK TEKNESİ
Bir zamanlar Ortadoğu'nun ekmek teknesi olan Irak'ta tarım kesimi, 1980'den beri çöküştedir ve başarısızdır. Dünya Bankası'na göre 1988-2003 döneminde tarımsal üretim ortalama olarak yılda %1,1 gerilemiş ve kişi başına tarımsal üretim yılda 3,9 azalmıştır. FAO'ya göre 2002 ile 2007 arasında ortalama buğday verimi %11 azalmış, aynı dönemde arpa verimi ise %21 azalmıştır. Buğday ve arpa, Irak'ın başlıca ürünleri olup, sırasıyla %31,4 ve %15,7'lik payla bu iki ürün neredeyse toplam tahıl ekiliş alanın yarısına yakın alan kaplar.
TARIMIN PAYI
Irak'ta tarımın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)'daki payı %10, işgücündeki payı %63, ihracattaki payı %0,1(binde bir) ve ithalattaki payı %14'tür. İşlenmiş gıdalarla birlikte ithalattaki pay %27,3'e çıkmakta ve toplam ithalatın üçte biri kadar olmaktadır.
Irak'ta devlet gelirlerinin %85'i ve döviz gelirlerinin %80'i petrolden elde edilmektedir. Petrole aşırı bağımlılık önemli güçlük yaratıyor. Emperyalist güçlerin iştahını kabartan petrol kaynakları, savaşlara, işgale ve iç çatışmalara yol açmaktadır.
KARDEŞ KAVGASI
22 Eylül 1980'de başlayan ve 8 yıl süren İran-Irak Savaşı, bir milyondan fazla insanın ölümüne ve petrol tesisleri başta olmak üzere her iki ülkede altyapının yıkımına neden olmuştur. Tarımsal üretimde de büyük kayıplar ve aksama olmuştur.
O dönemde görevli olduğum Ege Üniversite'sinde İranlı ve Iraklı öğrencilerimiz vardı. Iraklı bir lisansüstü öğrencim, İran savaş pilotunun hedefi olan köprü üzerindeki insan kalabalığını görerek bombayı atmadan geçip gittiğini söylemişti.
İŞGAL HAMLELERİ
Daha sonra saçma sapan gerekçelerle Irak iki defa emperyalist işgale uğramıştır. Çamaşır suyu bile yapamayan ülkede yıllarca kimyasal silah arandı ama bulunamadı. Başta Bağdat ve Basra olmak üzere güzelim tarihi kentler bombalarla ören yerine çevrildi. Yıllar sonra “CIA bizi kandırdı” dediler. Bir milyondan fazla insanın ölümüne korkunç acı ve yıkımlara neden olan insanlık suçu işleyen “kandırıcılar” hangi cezayı aldılar? Kaçı elektrikli sandalyede kaçı idam mangası önünde can verdi? Utanmadan insanlığın gözünün içine bakarak yalan söyleyip, her türlü zorbalıkla ülkelerin kaynaklarına el koyanlar hala iş başında. Irak halkı bir nimet olarak görmesi gereken petrole “kara lanet” diyecek kadar acı çekmiş bulunmaktadır.
VERİM DÜZEYİ
Irak'taki bitkisel ürün verimleri her türlü uluslararası karşılaştırmaya göre düşüktür. Uzayan savaşlar, iç kargaşa, yolsuzluk, kuraklık ve girdi tedarik eden altyapının eskimesi, araştırma yayın hizmetlerinin aksaması etkili olmuştur. 2007/2008 ve 2011 gıda krizleri özellikle Arap ülkelerinde tarımsal kalkınmayı tekrar ulusal stratejik düşüncelerin merkezine oturtmuştur.
Mevcut arazi ve su kısıtlamaları nedeniyle tarımsal gelişme ancak verim artışıyla sağlanabilir.
21. yüzyılın başından beri görülen verim artışı tohuma destek verilmesi ve ıslah edilmiş tohumların kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Buna karşın Türkiye ve Suriye ile karşılaştırıldığında buğday ve arpa verimleri düşük olduğu görülmektedir.
İŞGÜCÜNE KATILIM
Irak'ta yetişkinlerin sadece %42'si işgücüne katılıyor. Cinsiyet eşitsizliği Irak'ın kalkınmasında engel olarak görülmektedir. Erkeklerin %75'i işgücüne katılırken, kadınların sadece %15' işgücüne katılmaktadır. Kadınların %10,9'u ücretli işte çalışıyor.
Nüfusun %57'si 24 yaşın altındaki genç nüfustur. Nüfus artış hızı yüksektir, doğum oranları azalsa bile nüfus artışı uzunca bir süre devam edecektir. Halen ki 40 milyonluk nüfusa gerekli iş imkanlarını yaratamayan Irak'ta işlendirme (istihdam) önemli bir sorun olmaya devam edecektir.
Küresel olarak tarımsal gelişmenin özellikle kırsal yoksullar arasında yoksunluğu azalttığı ve iş imkânı yarattığı kanıtlanmıştır. Tarım kesiminde diğer kesimlere göre daha az yatırım yapılarak daha fazla iş imkânı yaratılabilir. Tarımsal faaliyetler emek yoğun çalışmaya uygundur. Fazla bilgi ve beceri gerekmeden sağlıklı olan sıradan insanlar tarafından yapılabilecek işlerdir.
GELİR DAĞILIMI
Petrol kaynaklarına sahip olmak çok önemlidir. Bu kaynaktan sağlanacak gelirler akılcı kullanıldığında ekonomik kalkınmanın mali kaynaklarını sağlamak mümkündür. Ancak sıradan insanların petrol kuyuları ve petrol arıtım tesisleri olmadığına göre gelirden doğrudan yararlanma şansları yoktur. Kaynaklara el koyan emperyalist güçleri defetmek ve her türlü yolsuzluğa son verip imkânları, halkın çoğunluğuna faydalı olacak şekilde değerlendirmek şarttır.
HARCAMALAR
Kırsal kesimdeki aileler gelirlerinin üçte birini tarım ürünleri ve işlenmiş gıda ürünlerine harcamaktadır. Kentsel aileler ise gelirlerinin %20'sini bu amaçla kullanmaktadır.
Kırsal ve kentsel alanlarda en yoksul ailelerin kişi başına düşen geliri en varsıl ailelerin üçte biri kadardır. Tarım ürünleri fiyatlarındaki düşme tüketici ailelere yararlı olurken, tarım üreticilerinin canını yakabilir.
SONUÇ:
Irak topraklarının yarıdan fazlası çöldür. Akaçlama (drenaj) yetersizliği ve bilinçsiz şekilde aşırı sulama arazilerin çoraklaşmasına neden olmuştur. Bataklıklar kurutularak arazi kazanılmaya çalışılmıştır. Ormanın fiilen olmadığı, arazinin %80'inin tarıma elverişli olmadığı bir coğrafyada eldeki kaynakları korumak ve geliştirme zorunluluğu vardır. Damla ve yağmurlama sulama şarttır. Bu işler ciddi bir yatırım gerektirir. Bitki ve hayvan ıslahına önem verilmeli, birim alana verimi artırma çareleri aranmalıdır. Genç nüfusu tarım kesiminde tutacak politikalar izlenmelidir. Irak bunu yapabilecek ekonomik ve beşeri kaynaklara sahiptir.
Biz de komşularımızdan ibret almalıyız. Her konuda onlarla iş birliği yapmalı ve yardımcı olmalıyız. Unutmayalım, “komşu, komşunun külüne muhtaçtır”.
Kaynak: Azhr Al-Haboby ve diğ. (2014), Agriculture for Development in Iraq?, IFPRI Development Strategy and Governance Division Discussion Paper 01349, May 2014 .