Kontrgerillayı ondan öğrendik
Girin Cumhuriyet’in arşivine, gazeteci-yazar Uğur Mumcu ile emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan’ın, 12 Mart döneminin ünlü Ziverbey Köşkü önünde fotoğraflarını göreceksiniz. O dönemde bu köşkün bir işkence yuvası olarak kullanıldığını onlardan öğrenmiştik. 12 Mart’ın ünlü “Bomba Davası”nın bir numaralı sanığıydı.
Talat Turhan, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda 26 Haziran 2012 günü şöyle diyordu:
“Çıktım hapishaneden, ne kadar kitap varsa Genelkurmay’da, poliste, şurada burada, topladım önüme; üç kitap yakaladım. Türkiye’de kontrgerillayla öyle tanıştım. Birincisi: ST 31-15 Gayrinizami Kuvvetlere Karşı Harekât. Bulduğum ikinci kitap: Ayaklanmaları Bastırma Harekâtı. Genelkurmay tercüme etmiş, dağıtmış. Orada da bir sahtekârlık var, David Galula diyor ismine, hayır David Galula değil. Aslını getirdim Amerika’dan, CIA denetiminde Harvard Üniversitesi basmış kitabı, başında Kissinger var. Bir darbenin manifestosu. Üçüncü kitap: FM 31-16 Counter Guerilla Operation, şu, İngilizce. Şimdi, burada öyle bir örgütlenme içinde sanıyor ki bizde askerler var. Hayır, asker yok. Savcı da var, polis de var, hâkim de var, iş adamı da var, medya patronu da var, yani ne kadar katakulli varsa onların hepsi var. Dolayısıyla, bunların hepsini komuta eden bir derin devlet var.”
“BEN BİR CUMHURİYET ÇOCUĞUYUM”
“Ben bir Cumhuriyet çocuğuyum” derdi, Talat Turhan. 1924 yılında Elâzığ doğumlu. 1944 yılında subay oluyor. Kuleli Lisesi’nin tarih birincisi. 1953 Kara Harp Akademisinin giriş birincisi. Kore’de bulunduğu batarya Birleşmiş Milletler birincisi.
İhtilalci bir karakter. 27 Mayıs devrimi sırasında İskenderun 39’uncu Tümen Harekâtı Eğitim Şube Müdürü. Millî Birlik Komitesi’nden dört kişinin gözaltına alınması emri geliyor. Emir uygulanıyor. Gözaltına alınanlardan biri de Adana Emniyet Müdürü Zülfü Ağar. Mehmet Ağar’ın babası!
HİÇ TAHLİYE TALEBİNDE BULUNMADI
22 Şubat 1963 Talat Aydemir- Fethi Gürcan darbe girişimi sonrasında Afyon’a sürgün ediliyor. Bir yıl sonra “Genç Kemalistler Ordusu” denilen bir kumpas nedeniyle altı ay Mamak Cezaevi’nde kalıyor. Daha sonra da 1972-1974 yılları arasında “Bomba Davası”nda Selimiye Ceza ve Tutukevinde. Hiç tahliye talebinde bulunmuyor. Bomba davasında tutuklanmasının gerekçesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Kumandanı Orgeneral Muhsin Batur, Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Karacan Marksist, Leninist bir cunta kurmuşlar! Turhan da bu cuntanın üyesi!
1964 yılında emekli oluyor. 1965 yılından beri sürekli yazdı. 1986 yılından beri kitap üretti. 30’dan fazla kitabı var. 2 kitabı Amerikan Kongre Kütüphanesine girdi. Biri, “11 Eylül Baskın”; ikincisi de “Bohemian Club” adlı kitabı. Bir de “Mehmet Eymür” adlı kitabı!
Turhan'ın cenazesi bugün Üsküdar Kuzguncuk Camisinden kaldırılarak Nakkaştepe Mezarlığ'na defnedilecek. Turhan’ı saygıyla anıyoruz.
Talat Turhan, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda tanıdığı bazı kişileri şöyle anlatıyor:
MEMDUH TAĞMAÇ
“Memduh Tağmaç’la beraber çalıştım, IQ’su en düşük adamdır. 22 Şubat gecesi MİT Başkanı rica etti benden, benim eski komutanım, ‘Git Memduh Tağmaç’la konuş’ dedi. Kaçmış, yok, nerede olduğu belli değil. Gittim, böyle panik halindeler. Sonra Genelkurmay Başkanı oldu Amerikancı olduğu için, oradan darbe başkanı oldu adam yahu. Şimdi, bu adamlarla nereye götürürüz biz ülkeyi?”
CEVDET SUNAY
“Cevdet Sunay’a devlet başkanlığı teklif ediyor, o zamanki adıyla Silahlı Kuvvetler Birliği. Cevdet Sunay diyor ki: ‘Ben içi boş bir kabağım. Kandilimin yağı çoktan tükendi. Siz kendinize başka birisini seçin.’ Bu adam bu tarihten dört sene sonra Cumhurbaşkanı oldu.”
EYİCEOĞLU:
“Celal Eyiceoğlu, altı tane kotrası olan bir mutlu amiraldi, öldü. Celal Eyiceoğlu Tokyo’ya Büyükelçi gönderildi. Giderken talimatı Sabancı’dan aldı Atlı Köşk’ten. Aldığı komisyon karşılığında –bunları tabii ben söylüyorum ama… Sabancı Grubuyla Japon ilişkisi başladı. Gittikten üç ay sonra 300 bin Toyota lastiği girdi, sonra devam etti.”
KEMAL KAYACAN:
“Kemal Kayacan, mert, dürüst bir adamdır, babayiğit bir adamdır ama babayiğitlik yetmiyor.”
CELİL GÜRKAN:
“Celil Gürkan, benim tanıdığım en namuslu, şerefli adam, en dürüst adam. O kendi kuşağının yetenekli adamı; iki lisan bilir, kafası çok çalışır. O dönemde öne çıktı ve maalesef harcandı.”
VEDİİ BİLGET:
“Vedii Bilget de amiraldir, çok dürüsttür, hiç ödün vermemiştir, ödün vermeden ölmüş gitmiştir.”
AYDIN KIRIŞOĞLU:
“Aydın Kırışoğlu, Hava Kuvvetlerinin beyniydi. O, 12 Martın sola evrilmesinde başat rol oynayacak kabiliyette bir adamdı, süratle gönderdiler. Galiba bir kansere yakalattırdılar, öldürdüler.”
MEMDUH ÜNLÜTÜRK:
“Memduh Ünlütürk, affedersiniz ben öyle tabir ediyorum birisinin kıçına yapışanları hemoroididir, Faik Türün’ün. O sayede tümgeneral rütbesine kadar gelmiştir. Binlerce kişiye, on binlerce aydına, yurtsever gence işkence edilmesine fiilen nezaret etmiştir.”
DOĞAN AVCIOĞLU:
“Doğan Avcıoğlu kendisini kanıtlamış, eserler bırakmış, eserleri yankı bırakmış bir yazardır ama o zamanki düzen onu tehlikeli gördüğü için içeri aldı, sorguladı ama Doğan Avcıoğlu’nun ihtirası da vardı iktidar için.”
İLHAN SELÇUK:
“İlhan Selçuk. İlhan Selçuk, o da eser bırakmış, kendini kanıtlamış, benim gibi her devirde içeri girmiş bir kişidir.”
İLHAMİ SOYSAL:
“Cemal Turan aleyhinde yazı yazıyor’ diye dövüldü, içeriye atıldı ve her dönemde de içeri atılan bir kişidir.”