Konut satışlarındaki büyük tehlike!
Yazdığımız yazılarda ekonomik sıkıntıları işaret ediyoruz. Ancak bu durum sadece sorunu göstermek için değil, çözümün de parçası olma amacını taşır. Eğer sorunlar krize dönmeden önlem alınırsa bundan daha güzel ne olabilir? Bu manada sorunları işaret edenlere ‘Felaket Tellalı’ demek en kısa tabirle sığ bir bakış açısının sonucudur.
Geçtiğimiz günlerde TUİK ‘Konut Satış İstatistikleri’ni açıkladı. Rapora göre “Türkiye genelinde konut satışları 2020 Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %44,6 azalarak 50 bin 936 oldu.”
Aşağıdaki grafikte aylar bazında satış sayılarını görebiliriz.
Buradaki tehlike ise şu: İnşaat son yirmi yılda ekonominin ana motoru olarak görüldü. İnşaat faaliyetleri arttıkça diğer sektörlerin harekete geçtiği buna bağlı olarak ekonominin dönmesi sağlandı. Ancak 2013 yılında değişen ekonomik/finansal çevre Türk ekonomi yönetimi tarafından anlaşılamadı. Konut yaparak ekonominin çarklarını çevirme stratejisinin tükendiği gerçeği ıskalandı.
İnşaat sektörü çalışsın diye piyasa gerçekleri ile ters faiz politikaları kamu bankalarının üzerlerindeki yükleri artırdı. Yıllar içinde inşaatı ikame edecek bir sektör de bulunmadı. 2020 yılına geldiğimizde ise,
*Konut piyasasının doymaya başlaması,
*Gelirlerdeki azalma,
*Jeopolitik,iktisadi ve sağlık sorunlarına bağlı durgunluklar konut satışlarının özellikle son iki ayda alarm seviyelerine doğru düşmeye başlamasını sağladı.
Neden alarm diyoruz? Çünkü Ekonomi hala kırılgan bir şekilde inşaat üzerinde dönmeye çabalıyor ve inşaat firmalarının bankacılık sistemi ile büyük bağları var. Bu bağlar, aylık konut satışlarının 100 bin adet civarında gerçekleşmesi halinde sağlıklı kalabilir.
Tüm teşviklere rağmen 100 bin altı rakamların devam etmesi halinde hükümetin inşaat kanadından gelecek sıkıntılı haberlere hazır olması faydalı olacaktır. Bu doğrultuda inşaat firmalarının bankalar üzerindeki kredi risklerinin hesaplanması ve buna bağlı olarak olası kurtarma/destek planlarının yedekte tutulması faydalı olacaktır.
Umarız satışlar normale döner. Ancak ekonomide rotayı inşaattan katma değeri yüksek sektörlere kırmadığımız sürece ‘inşaat sektörünün tetikleyeceği olası bir kriz’ tehlikesi bizimle birlikte olacak.