Korku imparatorluğunu yıkmak
CHP 30 Mart yerel seçim sonuçlarını tartışıyor gibi yapıyor. Günümüzün moda söylemiyle “miş” gibi yapıyor.
Bir seçim sonucu tartışılıyor. PM bir gün, kapalı grup toplantısı da gene bir gün... Büyük bir ihtimalle il başkanları toplantısı da yine bir gün olacaktır.
Böyle bir seçim hezimetinden sonra bu kadar kısa toplantılarla işi geçiştirmek, tam anlamıyla “miş” gibi yapmaktır.
Ne kadar tahammülsüzsünüz
Kapalı grup toplantısından basına sızan haberlere göre, milletvekillerinin konuşmaları beş dakika ile sınırlandırılmış. Sınırlandırmakla da kalınmamış, eleştiri getiren vekillerin konuşmaları çeşitli laf atmaların yanında “Bir dakikanız kaldı”, “Toparlayın” gibi müdahalelerle kesilmeye çalışılmış.
Geçmiş dönemleri parti içi demokrasi olmamakla suçlayanlar, kendileri parti yönetiminde oldukları zaman çok ağır bir seçim yenilgisi üstüne bile eleştiriye tahammül edemeyerek, yönetimi eleştiren milletvekillerini “Bize ders vermeye kalkanlar bunun bedelini çok ağır şekilde ödeyeceklerdir” diye tehdit edebilmişlerdir.
Geçmiş dönemlerde şu oldu, bu yapıldı gibi savlarla kendinizi savunmaya kalkmayın. Siz partiden ulusalcıları tasfiye ettiğiniz gün, “KORKU İMPARATORLUĞUNU YIKTIK” diye açıklamalar yapıyordunuz.
Yıktığınız o korku imparatorluğunun yerine kendi korku imparatorluğunuzu mu kuruyorsunuz?
Nasıl bir demokrasi anlayışıdır bu?
Ne kadar tahammülsüzsünüz.
Siz bu partinin tarihi kişiliği olan Genel Başkanlarını katliam yapmakla, faşist olmakla suçladınız. Bilip bilmeden “Nazım Hikmet’i CHP hapsettirdi”, “Sebahattin Ali’yi CHP öldürttü” diyeceksin, ama seçim sonuçlarının sorumlusu olduğunuz söylenince eleştiriye tahammül edemeyeceksin.
En büyük yanlışı susarak yaptılar
Bu partiye gönül verenler, içleri burkularak, tarihi gerçeklerle bağdaşmayan, bilimselliği olmayan söylemlerinizi sineye çektiler. Aslında galiba en büyük yanlışı da bu çirkin saldırılarınız karşısında susarak yaptılar.
O zaman parti tarihine yapılan saldırılara tepki verselerdi, siz bugün “Bize ders vermeye kalkanlar bunun bedelini çok ağır şekilde ödeyeceklerdir”diyemezdiniz.
Tayyip Erdoğan’dan haklı olarak, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygılı olmasını, demokrasinin evrensel kurallarına uymasını isteyeceksiniz, ama siz kendi partinizde buna uymayacaksınız. En ufak eleştiriye tahammül edemeyeceksiniz.
Hakikaten, çok merak ettim, “size ders vermeye kalkanlara” nasıl bir bedel ödeteceksiniz. Ne yapacaksınız o insanlara, bir daha milletvekili adayı mı yapmayacaksınız? Bu söyleminizden, aday belirleme de ön seçim yapmayacağınızı mı anlamamız gerekiyor?
Halbuki o korku imparatorluğunu yıktığınızı söylediğiniz konuşmalarda, geçmiş yönetimleri suçlarken, siz daima ön seçim yapacağınızı söylemiştiniz.
Şimdi siz buna uymazsanız, kendinizi kimseye inandıramazsınız.
CHP’de biat kültürü yoktur
Bir an için şaşırdınız, yaygın olarak ön seçim yapma kararı aldınız diyelim. Bu kızdığınız insanlar ön seçime girip, kazanıp gelirlerse ne yapacaksınız?
Bunların ön seçimden başarılı çıkmamaları için bildiğiniz, hemşericilik, etnik kökencilik gibi diğer ayrımcı yöntemleri mi uygulatacaksınız?
Şimdi bazı milletvekilleri bir daha aday göstermezseniz diye seslerini çıkartmayabilirler, en ufak bir eleştiride bulunmayabilirler. Bunlar şimdilik sayıca çoğunlukta da olabilirler. Ama unutmayın ki CHP de biat kültürü yoktur, KAPI KULLUĞU HİÇ YOKTUR.
CHP’liler bireydir, istihbarat elemanı değillerdir ki, ağa babalarının talimatına göre davransınlar.
O eleştiriyi getiren milletvekilleri, istihbarat elamanı olmadıkları için, önce CHP’nin, dolayısıyla Genel Başkanı olduğunuz için de, sizin yararınızı göz önünde tutarlar.
Yani daha açık söylemek gerekirse parti içindeki gerçek dostlarınız, bu yerel seçimlerde sizi yanlışa sürükleyenler değil, seçime giden süreçte yapılan yanlışları dile getirenler, seçimden sonra da bu alınan sonuçtan dolayı sizi eleştirenlerdir.