Korkut oğlu Cemal! Burda!
Hava diyor ki: Ey Korkut oğlu Cemal!
Dünyaya yeni gelmiş gibisin, öyle temiz,
Öyle erişkin bir yağmurun inmesi taze çayıra…
Fedainin uçmağında talim gören asker,
Verdiğim hayat helal olsun sana,
Öylesine yüksek bir rütbeye eriştin.
Toprak diyor ki: Ey Korkut oğlu Cemal!
Hoş geldin iki cihanın yeryüzüne.
Top arabasının yüksek makamında uğurlanan,
Fani doğanı ölümün elinden kurtardın,
Safalar getirdin evrensel evimize.
Su diyor ki: Ey Korkut oğlu Cemalettin!
Ölesiye yaşadın şu koç yiğitler dünyasında.
Çağlayanca çağladın, yardan dökülüp
Kayadan sökülüp aktın yüzyılın matarasına,
Gel seninle istikbalin deryasına dolalım.
Ateş diyor ki: Ey fedai oğlu Korkut!
Bu yolda kim ileri kim geri bilinmezi ki bilelim.
Bir ceylandan doğan, bin aslan doğurur.
Cennetin on sekiz ırmağı yıkar arıtır ruhunu,
Cehennem kıskanır vatan ateşini senin.
Kurt diyor ki: Bak Korkut yoldaş!
Kelkit’in etrafından dolandım ulu Zigana’yı,
Kaç kez inip çıktım senin bacaklarınla,
Bilirim Torul boğazında geçen kanlı macerayı.
Senin sesinle uludum karanlığa...
Korkut! Diye bağırsalar, bağırırım: Burda!
Diyor ki Doğu Bey: İşimiz baştan aşmış ağabey.
Çalışıyoruz senin ellerinle, kollarınla…
Nefes alışını duyuyoruz göğün nefes alışında.
Rahat uyu komutan! Uyu diyorum, ama
Ey Türk subayının karakter bekçisi,
Görev başında uyumak yoktur fedai huyunda!