04 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

(Körler ülkesinde tek gözlü adam kraldır)

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-


Bilenleriniz var, belki bilmeyen de vardır. Fenerbahçe’nin ruhu olduğu Kadıköy’e Romalılar,”Körler ülkesi” derlermiş. Bir rivayete göre “Böyle güzel bir yer karşıdan seyredilir, içinde yaşanmaz, onlar kör” denmiş. Bir başka rivayete göre Doğu Roma’da başarısız savaşçıların gözlerine mil çekilir kör edilirmiş. O nedenle bu ad verilmiş. Her neyse çağımıza dek taşınan bu rivayetler içinde, Fenerbahçe karşıtları oralıları gerçekten kör zannediyorlar.
Fenerbahçe’nin Gaziantepspor ile oynadığı maçtan bu güne dek gazetelere, televizyonlara bakıyorum. Vicdan sahibi biri, eski hakem veya futbolcu, çıkıp da doğru analiz yapacaklar mı diye... Haklının sesi az çıkıyor veya belli makamlar tarafından kısılıyor. Resmi yayıncının yorumcularını geçtim. İkisi de sol ayaklıyldı ve hayatlarında hiç yüksek devire çıkmadan 20 yıl futbol oynadılar. O tempoda bir yirmi yıl daha oynarlardı. O nedenle ceza alanına sprint atarak süratle dalan bir futbolcuya dokunsan bile havada uçar gerçeğini anlayamazlar. Veya makamlarında yapılan yorumculuğun “fıtratı” gereği anlasalar da anlatamazlar.
Gökhan Gönül’ün, Şenol tarafından düşürüldüğünde verilen penaltının arkasından yaratılan rüzgar aslında başkadır. Elini vicdanına koyacak her eski hakem veya futbolcu bunun böyle olduğunu bilir. Kaçı söyler onu bilemem. Malum, devir özellikle sosyal medya üzerinden örgütlenerek haklı- haksız Fenerbahçe’ye saldırma devridir. Onlar da biliyorlar bu penaltının ve golün iptal edilmeyeceğini. Ama amaçları belli, gelecekte böyle durumlarda hakemler üzerinde baskı yaratmak. Nereden mi biliyorum, bu yazı çıkar çıkmaz daha önce yaptıkları gibi bana karşı da topluca saldırıya geçecekler. Ey gerçek futbolseverler, sizler de sosyal medyadasınız, sosyal medya korsanlığı yapanlara uymayın.
ÇARŞI’NIN YARISI KADAR YÜREKLİ OLABİLSEYDİK...
Biliyorum, daha önce Çarşı’nın bu yürekli davranışını okudunuz. Ama beni çok duygulandırdığı için tekrar köşeme aldım. Bırakın yarısını onda biri, yüzde biri kadar yürekli olsaydık Türkiye böyle mi yönetilirdi?
YAPMASAYDIN BE OKAN’IM
Okan Buruk’u çok genç yaşta tanıdım. Onu ve ağabeyi Fuat’ı rahmetli antrenörleri Tamer Kaptan, başta Talay Erker olmak üzere o zamanki biz Hürriyet spor servisine anlattığında dikkat etmeye başladım. Özellikle Okan her karşılaştığımızda güleç yüzü, saygılı ve sıcak hali ile sempatimi kazandı. Beni sevdiğini düşünürüm, çünkü ben de onu severim, Milli Takım’da da rastlaşmalarımızda bu böyle oldu. Şimdi de başarılı bir teknik direktör olduğunu düşünüyorum.
Gaziantepspor’a iyi futbol oynattığını hep birlikte görüyoruz. Zaten onlar gibi futbolculuklarını en üst düzeyde yaşamışlardan, bizleri ve Türkiye’yi de o düzeye çekmelerini bekliyoruz. Bu, düşünce bazında da değişmez. Şimdi sevgili Okan, bu yazdıklarım dikkatli okursan ve anlamaya çalışırsan sevinirim. Komşu yazıda penaltı hakkında düşündüklerimi yazdım. Onlar size yanlış veya doğru gelebilir, benim yorumumdur.
Ama sevgili kardeşim, futbolcun bir önceki dakikada ofsaytten pozisyona girdi, golü kaçırdı. Atsaydı, santra falan yapılırken, penaltı pozisyonu belki de olmayacaktı. Mesele onda da değil, sizin düzeyinizdeki futbol ustaları, “bunlar olabilir, biz de ofsayttan pozisyon yakaladık. Bize göre penaltı değildi” deseydin, daha da büyürdün. Ne yazık ki, sen de Türkiye’nin ortamına uydun. Umarım bu yazı bundan sonra çok başarılı olacağına inandığım teknik adamlık yaşamına başka bir bakış açısı kazandırır.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları