22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Koronadan korunurken

Seyyit Nezir

Seyyit Nezir

Eski Yazar

A+ A-

Ünlü stratejist Clausewitz, “savaşı politikanın başka araçlarla devamı” olarak tanımlamıştı. 200 yıl önceye ait bu saptama; savaş ve barışın, silahlar ve araçların iç içe geçtiği, nerdeyse aynılaştığı günümüzde daha keskin ortaya çıktı. 21. yüzyıla girerken SARS’la sarsılan dünyamız, gururla yoğunlaştığı nanoteknolojinin şaşırtıcı bir ivmeyle gelişmesi karşısında zaman zaman endişe ve korkuya kapılmaya başladı.

BÜYÜME VE ARAÇLAR

Sürekli büyümek, kendini ve araçlarını sürekli yenilemek zorunda olan kapitalizm, canlı emek kullanımını da sürekli en aza indirirken, yaşamın her anını kendi kapsama alanıyla kuşattı. Ne ki her şeyi denetme yeteneği geliştikçe denetimsizliği de amansız ölçüde büyüdü. Şu an yeryüzünün her türlü büyüklüğünü sayısal olarak belirlemek hiç de zor değil, ama büyümenin ve yenilenmenin denetimi konusunda işler çığrından çıkmış durumda... Başka deyişle insanı denetme teknolojisi aynı zamanda korkunç bir denetimsizliğe gidiyor.

ZORUN ZORUNLULUĞU

Kapitalizm; savaş ve felaket halleri dışında, toplumları yönlendirmede artık epeyi zorlanıyor. En üst düzeyde dijital teknolojiyle donatılmış böl ve yönet yöntemi de bir başına yeterli olmuyor. İnternet ve ceptel, insanları birbirinden yalıtarak aynı anda aynı tepkiler doğrultusunda denetme ve yönetme için uygun altyapı oluşturduysa da, en küçük bir yönelim farklılığı hesapların şaşmasına yetiyor. Nitekim dünyanın patronları virüs bahanesiyle insanı toplumsal ilişkilerden büsbütün yalıtarak her türlü örgütlü tepkiden uzak tutmaya çalışıp mevcut uluslararası ekonomik ve siyasal krizi en az hasarla aşmayı umuyor.

Çalışmasız ve dokunmasız yaşam süreçleriyle insanlar arasında kopuşma yaratıcı niyetler artık çok belirgin aşamaya geldi. İnsanların seçenek oluşturma yetenek ve olanağı ellerinden alınarak, yaşamın devamı adına zora rıza gösterme, zorun zorunluluğunu kabullenme yönelişleri pekiştirilmektedir.

KORONADAN KORUNMA

Koronadan korunma yöntemleri gerçekten olağan koşullarda her türlü hastalığa karşı alınması gereken önlemlerden oluşuyor. Ama kapitalizmin insanlık üzerine kurduğu art niyetli planlar yeni tip koronavirüsü bahanesiyle uygulamaya sokulmak isteniyor. İnsanlar birbirine karşı kuşkulu konumlara düşürülerek, dünyanın yüz yüze geldiği sorunları ortak çabalarla çözme yönteminden büsbütün uzaklaştırılmak isteniyor. Herkesi kendi karanlığına gömerek büyük ağın içinde hapsetme tasarımı hazurlanıyor. Yeni Ortaçağ’ın tam anlamıyla uygulanma koşulları yaratılıyor.

Ekonomik krizin, işsizliğin, siyasal yetersizliğin ayyuka çıktığı günlerde insanların beş duyuyla aklın bileşkesine dayalı bütünsel iletişim ve dayanışmasını dağıtmak üzere iyi bahane oldu koronavirüsü. Nice hastalıktan on binlerce insanın ölümüne omuz silkilirken, kapitalizmi kurtarma adına koronaya sarılan oligarşi, gerçek insanlığı en kanlı biçimde tarihe gömmeye hazırlanıyor.

KURTULUŞ ELLERİMİZDEDİR

Panik yok! İnsanlığa yönelik her türlü tehidide karşı her zamankinden daha kararlı ve dirençli olmak yine insanın elindedir. Ellerimizi korurken onları günlük beceri ve yaratıcı emek için daha etkin kullanmalıyız. Zorun zorunluluğu, emeğin nihai kurtuluşu için fırsat olabilir. Yenilgi de zafer de ellerimizdedir.