Kredi faizi düşüşü konut sektörüne merhem olmaz
Üç devlet bankası konut faizlerini konut satışlarını teşvik etmek için yüzde 1’in altına yüzde 0.98 oranına düşürdü. Bu düşüşle çökmekte olan inşaat sektörüne finansman olanağı sağlamak ve konut satışlarını hareketlendirmek amaçlanıyor. Ama şimdilik devlet bankaları pozisyon aldı.
Bu durumda şu sorular akla geliyor?
1-Neden devlet bankaları? Ve bu bankalar piyasa faiz oranları ile yüzde 0,98 oranı arasındaki farkı hangi kaynaklardan karşılayacaklar? Kendi kaynaklarından karşılarlarsa konut kredilerinde bundan sonra zarar edecek. Yoksa devlet bu bankalara kaynak mı aktaracak?
2-Özel bankalar konut kredisi faiz oranını isterlerse indirebilirler. Şu anda devlet bankaları karşısına yüksek faiz oranı ile kredi vermeye devam ederlerse haksız rekabet doğmaz mı?
3-Kredi faizinin düşmesi ile hemen konut talebi yaratılabilir mi? İnsanlar faizler düştü diye koşarak kredi ile ev almaya kalkarlar mı? Vatandaş gerçekten kredi faizinde düşüşü bekliyor mu?
BORÇLA SORUN ÇÖZME
Bu sorular, hükümetin ekonomik krizde sorunları çözmek için borçlanma silahından başka bir seçeneğinin olmadığını gösteriyor.
Borç al borç öde. Borç al konut sahibi ol. Konut sahibi borç alsın müteahhide versin o da rahatlasın. Müteahhit de bunu alsın kredisini kapasın. Zincir bu. Ana kaynak ise borç.
KONUT TALEBİ BÖYLE YARATILAMAZ
Kredi ile yani borçlanmayı teşvik ederek yani gelecek gelirlerimizi ipotek altına alarak konut sektörü canlanmaz.
Bir kere kredi almak bu zamanda kolay değil. Bankalar ve bankacılar ihtiyatlı ve isteksiz. Konut kredisinin formaliteleri yorucu. Konut alacakların taksitleri ödeyecek gelir düzeyi düşmüş durumda. Borçlanıp taksit ödemek için gelirlerini kullanmak yerine gelirini tasarruf edip faiz geliri elde etmek istemesi daha anlamlı. Konut kredi faizinin düşmesi konut almaya karar vermiş, zorunlu ihtiyacının karşılamak için “ah keşke faizler düşse de kredi alıp şu evi kaçırmazsam” diyenler faiz düşüşünden kararlarını pekiştirip konut alımına gidebilirler.
Şu anda kredi taksitlerini ödeyecek takat ve olanak mı var?
FAİZ DÜŞÜŞÜ KİME YARAR?
Faiz düşüşü toplu konut satışları ve proje satışlarında blok bazında kredilendirme olanağı yaratıp konut talep toplamada bir seçenek olabilir.
Piyasaya bir psikolojik olumlu etki yaratır. “Hımm demek ki faizler düşecek” algısı yaratılır.
Yerel seçimler öncesi batmakta olan inşaat sektörü için bir şeyler yapılmış olduğu gösterilmiş olur.
BİR HESAPLAMA YAPALIM
Üç devlet bankasının faiz düşürmesi nedeniyle birdenbire konut talebini canlandığını kabul edelim.3 ay içinde de 10 bin kişinin ortalama 500 bin lira kredi aldığını kabul edelim. Bunun anlamı 5 milyar TL kredi vermek demektir. Bu bizce mümkün olmayacak bir rakamdır. Ancak çarpıcı olsun diye bu rakamı kabul edelim.
Halk bankası normal olarak aylık yüzde 1.78 oranında faiz uygulaması gerekirken yüzde 0.98 faiz uygulayacak. Bu oranları baz kabul edersek aylık yüzde 0.80 oranında bir faiz indirimi yapılmış olmakta ve bu da bu kredi toplamında bankalara yıllık 500 milyon liraya yakın bir faiz kaybı yaratmaktadır.
Boş verin bankalar zarar etsin, zaten fazla kar ediyorlar, diyebiliriz. Biz işin bu tarafında değiliz. Yapılan işlemlerin ekonomik matematik ve gerçeklerle uyumlu olup olmadığını ortaya koymaya çalışıyoruz. Tabi bu maliyet farkında krizin önlenmesinde toplumsal maliyet bu da eşittir kamu yararı olarak da kabul edebiliriz. Ancak ekonomimizin inşaat ve konut sektörüne dayanarak feraha çıkmayacağını iddia edenler tarafındayız.
2018 Ekim ayı itibariyle 1.1 milyon konut satılmış. Bunun 264 bini ipotekli satış yani kredili. Önceki yıllara baktığımızda ipotekli konut satışlarının toplam satışlara oranı yaklaşık dörtte bir.2018 Eylül ayı itibariyle konut kredilerinin birikimli toplamı 197 milyar TL. Bu istatistikler de bundan sonraki kredi ve konut satışları için bir ip ucu veriyor.
BÜYÜK ÇÖKÜŞ!
Yıllarca sağlıksız kentleşmeyi de yaratan inşaat sektörünün ahtapot gibi gelişmesi, gayrimenkul rantı ile yaratılan ucube alanlar ve yatırımlar, emeğe dayanmayan rant kazançları ve haksız zenginleşmeler, plansız ve programsız konutlaşma ve arkasından gelen imar barışı büyük çöküşe bizi getiren olaylar. Bu arada doğayı da katletmemiz nedeniyle doğa bizden intikam almak için gün sayıyor. Biz hala borçla yaşamımızı sürdürüp geleceğimizi rehin edelim ve torunlarımız da bize beddua etsin ve deprem ne zaman gelir diye de fal bakalım...