22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Krize sebep olan yanlışlarda şifa aramak!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Perşembe günü ilginç gelişmelere tanık olduk. Cumhurbaşkanı faizler konusundaki hassasiyetinin değişmediğini bir şekilde ifade etti ve para otoritesinin gereken kararı almakta bağımsız olduğunu vurguladı. Merkez Bankamızın Para Politikası Kurulu faizleri beklenenden daha yüksek oranda artırdı.

Aynı günün geç saatlerinde ise Hazine ve Maliye Bakanı öncelikler ve tercihler konusundaki belirsizliği azaltmak amacı ile bazı açıklamalar yaptı. Bunlar yaşanırken finansal piyasalarda iyimser rüzgarlar estirildi, beklentileri düzeltmek yönünde seferber olundu!

★★★

Hemen yukarıda özetlediğimiz gelişmeler, kendi basiretsizlikleri nedeniyle döviz kurundaki yükselişlere bağlı olarak oltadaki balık durumuna düşenleri kısmen umutlandırdı ve hissettikleri ağrıların azalmasına yardım etti. Eğer oltayı tutanın talepleri doğrultusunda hareket eder iseler daha da rahatlayabilecekleri düşüncesinin sahte çekiciliğine kapılmaktan kurtulamadılar!

★★★

Hazine ve Maliye Bakanı’nın söylemleri hayli ilginçti ve geleceğe yönelik niyetler hakkında ipuçları içeriyordu! Enflasyon ekim ayından itibaren düşüşe geçecekmiş! Spekülatif girişimler denetlenecekmiş! Ekonomide temel çıpa cari açık ile mücadele olacakmış! Dövizle ilgili yönetmelikler 30 gün içinde tamamlanacakmış! Merkez Bankası enflasyonla mücadele konusunda gerekli gördüğü adımı atmış ve bağımsızlık konusu kapanmış! Şimdi sıra mali taraftaki hedeflerde imiş; enflasyonla mücadele, sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme ve cari açığın düşürülmesi konularındaki üç yıl vadeli Orta Vadeli Program (OVP) 20 Eylül tarihinde açıklanacakmış.

★★★

Yukarıdaki ifadeler, tercihin sorunlarımızın ağırlaşmasında belirleyici olan kesimlerin yörüngesine girmekte arandığına işaret ediyor. Muhtemelen dış siyaset cephesindeki engeller politik tavizler ile içeridekiler ise caydırıcı yaklaşımlar ile aşılmaya çalışılacak! Başka bir deyişle, krize sebep olan yanlışlarda kriz şifası aranacak!

★★★

Sermaye girişlerinin artması ile döviz kurları gerileyecek; bu duruma paralel olarak enflasyon gerileyecek, faizler düşecek, varlık değerleri yeniden yükselecek ve bilançolar rahatlayacak! Kaynak sıkıntısının aşılması sayesinde yüksek katma değerli üretim desteklenecek ve cari açığın küçülmesi sağlanacak! Makroekonomik görünüme ilişkin beklentiler düzeldikçe her daha iyiye gidecek!

★★★

Bu yaklaşım bebelere anlatılan masalları anımsatıyor! Küresel koşullardaki olumsuzlaşmayı ve buna bağlı olarak yeterli yabancı kaynak girişi olmaz ise yaşanabilecekleri tümü ile görmezden geliyor, siyası tavizlerin ve ağırlaşmasına zımnen izin verilen sorunların artacak olan maliyetleri hiç hesaba katılmıyor. Bu masallara inanmak ve ellerinden geldiğince güçlü bir şekilde desteklemek dışında şansı olmayan kurumsal yapı ise, daha fazla alkışlayan olmak için birbirleri ile yarışıyor! Günü kurtarmak adına aldatılmaya gönüllü olan bu biçare kesimler, geniş kesimleri son bir kez olsun aldatma girişiminde bulunmak zorunda kalıyor!

★★★

Orta vade açısında bu hesabın tutması olasılığı nerede ise sıfıra yakın! Finansal sermaye, artık yüksek getiri peşinde koşmuyor, yüksek risk almaktan kaçınıyor. Kırılganlık sıralamasında bizi listenin başına yazanların, ekonomik temellerimizin sağlam olduğu söylemine kanmasını beklememek gerekiyor. Kangrene dönüşmüş durumdaki jeopolitik riskler, giderek kırılganlaşan küresel düzeydeki kurumsal yapı ve tehlike algısını güçlendiren ticaret savaşlarının yarattığı büyük belirsizlikler söz konusu olumsuzluklarda belirleyici oluyor.

★★★

Gayrisafi yurtiçi hasılamızın yüzde 20’sini aşan boyuttaki dış finansman ihtiyacımızdan daha fazla kaynak bulma şansımız tükendi; bu nedenle giderek büyüyen kaynak sıkıntısını aşmak, cari açığı aşağı çekmek üzere ihracata yönelik yüksek katma değerli üretimi desteklemek pek olası görünmüyor. Tam aksine, döviz kurları-enflasyon ve faizler üçlüsünün dalgalı bir şekilde yükselmesi olasılığı yeni rekorlara koşmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu koşullarda açıklanacak OVP hedeflerinin yanına yaklaşılabilmesi bile pek mümkün görünmüyor. Para otoritelerinin veri bağımlısı olduğu 1995 sonrası, yatırımlar için uygun bir dönem değildi; tersini yapanlar, içine düştükleri açmazdan çıkamıyor ve aynı yanlışları tekrarlamaktan kaçınıyor. Biz ise, son çeyrek asırda yaşananlardan kimsenin ders almadığı varsayımına dayalı hesap yapma açmazından kurtulmayı beceremiyoruz!