Kültür, sanat filan
Ülkemizin en çok izlenen bir kanalında yine en çok izlendiği iddia edilen bir haber sunucusu –ya da kendi deyimiyle yorumcusu- bir dinleyicisinin kendisine yönelttiği “hep olumsuz haberler sunuyorsunuz, hiç olumlu iyi bir haber yok mu” gibisinden sorusuna “ne yani bu tür haberleri vermeyelim de sanattan, tiyatro ve sinemadan mı söz edelim …” diye bir yanıt verir.
Sunucunun –pardon yorumcunun- bu türden verdiği yanıt okurunun sorusunun tam karşılığı olmasa da bir diğer taraftan günümüzdeki medyanın ve de genel olarak toplumun kültür-sanat olaylarına yaklaşımının kaba, ironik ama bir o kadar da doğru sayılabilecek bir karşılığıdır.
Onca önemli haber varken kültür sanat, tiyatro, sinema ya da kitap filan falandan söz etmenin ne anlamı var ki? …
Aç karnına ne film izlenir ne de kitap okunur? Üstelik hem sinemanın hem de kitabın bu denli pahalı olduğu bir zamanda…
Elbette ki, kültür, sanatın gereksiz olduğu konusunda çok izlenen yorumcumuz yalnız değil. Onun gibi düşünen o kadar çok önemli sayılabilecek kurumumuz var ki?
Geçtiğimiz haftalarda yazdık. Sosyal demokrat kimlikli bir partimizin bu alana gösterdiği ilgiyi (!). Birçok yerel yönetim tasarruf tedbirlerine kitaptan, dergiden, tiyatrodan başladı. Hatta kimi yerel yönetimler matbu olan hiçbir şeyi basmayacaklarını yazılı olarak ilan etti.
Başta İstanbul Film Festivali olmak üzere birçok festival, bir açıdan festivallerin olmazsa olmazlarından katalog basımlarına son verildi, onca büyük sergiye ilişkin broşür ve tanıtımına ilişkin doküman basmak ise neredeyse tarih oldu, baskı ve kâğıt zamlarından sonra birçok yayın evi bekleyişe geçip, yıllar yılı matbu tek bir sinema dergisi basılmaz oldu.
Birçok TV kültür-sanat programlarını kaldırırken yine bir çok gazetede benzer sayfaların yerini spor sayfalarına emanet etti vs….
Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Gerçekte hiçbir zaman istenilen ve de arzu edilen düzeyde alıcısı olmayan bu alan günümüzde bir avuç insanın ilgilendiği gösterişli ve de ayrıcalıklı bir hobi olarak algılanmaya başladı. Sanırım uzun bir süre de bu alandaki benzer düşüş devam ederek dünün kimi erdemleri günümüzde zaafa dönüşecek.
Ekonomik krizler nedense ilk darbeyi hep kültür-sanat alanına indiriyor. Ya da tüm tasarruflar bu alandan başlıyor. Üstelik bu durumdan çoğu kişi de şikayetçi değil. Şikayetçi olsalar da ne yazar (!)
Sanırım; çok izlenen haber programıyla çok izlendiği iddia edilen yorumcunun ifade ettiği gibi, “Bu haberleri vermeyip de sanattan, tiyatro ve sinemadan mı söz edeceğiz…” sözlerine de pek takılmamak gerekir…
Zaten birkaç kişinin dışında pek takılan da yok ya….