Kulüpler Birliği’nin büyük gafı
Türkiye’de futbol işleri tam anlamıyla vesayet altına girdi. Siyaset futbolun üzerine kapkara bir bulut gibi oturdu, başka seçenek bırakmıyor. Kulüpler, futbolcular, futbol adamları, teknik direktörler, hatta önemli futbol yorumcuları korku ve baskı altında. Bunun son örneğini Kulüpler Birliği’nin açıklamasında gördük. Futbol Federasyonu Başkanlığına yeniden aday olan Yıldırım Demirören için “hep birlikte destekleme” kararı alınmış.
Bu en azından, diğer adaylara karşı saygısızlıktır. Kulüpler Birliği tüm adaylara karşı eşit uzaklıkta olmalıdır. Karar yetmiyor, bir de toplantıda baskı ile “taahhütname” almaya kalkışmışlar. Ortalık birbirine girmiş ve içerideki güdümlüler bile dayanamamış “Bu olmaz artık” demişler. Gençlerbirliği temsilcisinin neler söylediği ve nasıl kızgın olduğu geçtiğimiz günlerde medyaya yansıdı. Ama dedim ya, futbolun korku imparatorluğu olduğu günümüzde ilgililer sanki bir şey olmamış gibi davranıyorlar. Kulüpler Birliği’ne birkaç söz de benden. Beyefendiler, futbolu biz yönetelim, parayı biz alıp harcayalım diyorsunuz. Diyorsunuz da, borç batağı içindeki kulüpleri siz yönetmiyor musunuz? Bizzat destek vermeye çağırdığınız Futbol Federasyonu Başkanı Beşiktaş’ı bugünkü borçların içine atmadı mı? Beşiktaş’ın önümüzdeki 5 yıllık gelirine temlik konmasına neden olmadı mı? UEFA’nın finansal fair play kurallarına uymadığınız yani açıkçası halk deyimiyle “parayı içeriden” hadi deyimi yumuşatayım “erittiğiniz” için Avrupa Kupaları kaç tanenize yasak değil mi? İnsanda biraz izan, insaf olur. Ama güç sizde öyle mi! Yazık Türk futboluna...
FENERBAHÇE’NİN TRANSFER VE OPERASYONLARI
Dostlar ve izleyenler bilir. Transfer işlerine, her şey bitene dek pek karışmam. Sonunda kadro oluştuğunda, hazırlıklar ve hazırlık maçları tamamlandığında fikrimi belirtirim. Taraftarlar, sokakta, otobüste, metrobüste, metroda “Abi Fenerbahçe na’pıyo” diye soruyorlar. Klasik tribün taraftarı Avukat Mehmet Bey bile Portekizli teknik direktöre onay verdi ve “yeniden kombine” alacağını söyledi. Aslında genel bakıldığında kimsenin pek nereye koyacağını bilemediği bir operasyon yaptı Fenerbahçe. Önce yabancı sportif direktör, sonra yabancı teknik direktör atandı. Ardından eskiyenleri temizleme operasyonları başladı. Bunun içinde Mert Günok operasyonu bana tuhaf geldi o kadar. Bir de Emre’nin ayrı yere konulmasını anlamak zor değil.
Önümüzdeki yıl Fenerbahçe’yi yine “kendisine karşı kurulacak cephe” bekliyor, bilesiniz. Neden derseniz, ortada. Sarı-lacivertlilerin teknik direktörü Portekizli. Oysa Galatasaray’da Hamza Hamzaoğlu devam ediyor. Beşiktaş’a Şenol Güneş, Bursaspor’a Ertuğrul Sağlam geldi. Trabzonspor’da Ersun Yanal’ın devam ettiğini düşünürsek, köşe başındaki bazı işgüzarların ne yapacağı belli. Tek yapancıya karşı yerli güçbirliği düşüncesi içinde olabilirler. Hadi kolay gelsin.
SİZ NASIL TRABZONLUSUNUZ!
Dostum, arkadaşım diyeceğim, umarım Şenol Güneş Hocam onaylar. Beşiktaş ile anlaştığında doğrusu “Tam cuk oturdu” diye düşünmüştüm. Genç ve iştahlı bir kadrosu var siyah beyazlıların. Rehabilite edilmesi, yeniden kazanılması gereken futbolculara ve daha gelişim gösterebilecek yıldızlara da sahip. Şenol Güneş de bu konunun uzmanı oldu. Hepsini bırakın Galatasaraylı Burak Yılmaz’ı Türk futboluna yeniden nasıl kazandırdığını görün.
Ve bazı kafası basmayanlar, sadece düşmanlık ve kavga ile beslenenler hocamızı üzmüş. O tarafın azgın azınlığı “Sen nasıl Trabzonlusun” diye ağzına geleni söylemiş. Şimdinin gençleri belki bilmez, nostalji programlarını seyretsinler. Ben Avrupa Kupalarındaki geçmiş başarılarında Trabzonsporlular ile birlikte omuzlara alınmış ve onların başarılarını televizyon çalışanı olarak paylaşmış bir insanım. O nedenle birkaç kelime konuşmaya hakkım var.
Bakınız, önce şunu söyleyeyim: Şenol Güneş’in yanında siz kaç okkalık Trabzonsporlusunuz? Ayıptır, teknik adamlığını bilgelik düzeyine yükselten böyle bir insanı yıpratmaya utanmıyor musunuz? Yalnız onu değil, bordo-mavililere büyük hizmetleri geçmiş her Trabzonsporlu ve Trabzonlu böyle yıpratılır mı? Görmüyor musunuz, bu kadar para, bu kadar transfer yapılıyor. İşte o nedenle bir türlü Trabzonspor’un iki yakası bir araya gelmiyor. Zararı hem Avrupa Kupalarında, hem milli takım-da Türk futbolu ödüyor. Bir durun artık, olmuyor.