Kürdistan misali Belucistan
Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Türkiye, Irak, Şam ve Arabistan coğrafyası, İran, Pakistan, Afganistan ve Hindistan kadim-akraba halk ve birbirlerine muhtaç komşulardır. Özellikle İran ve Pakistan’ın dostluğu ve işbirliği Türkiye-İran dostluğu ve işbirliği kadar hayatidir. Hindi, Farisi (İrani), Arabi, Türki, Kürdi, Süryani, mahalli kabile ve aşiret isimleri Paştuni, Beluşi (Beluci, Belusi, Belukhi), Mekodoni dil ve kültürlerin harmanlandığı toprak çömlekte lezzetli bir sebzeli, etli ve bol baharatlı “türlü yemeğinin” şaheseri vardır. Ama maalesef bu yemeğin içine zakkum fitnesi atıldı. Olumlu yönde bir adım atıldığında ise eski sömürge mahfilleri ve içerdeki işbirlikçileri bu meselelerin uzlaşma ve kardeşçe çözümüne sadece takoz olmadılar, sorunların çözülmemesi ve çatışmaların derinleşmesi için fitne ateşini harmanladılar.
İran ile Pakistan arasındaki ilişkilerin altına konulan dinamit ise her iki ülkede var olan Belucistan bölgesindeki etnik ve dinci ayrılıkçı yapılar. Bu yapıların başında Belucistan Kurtuluş Ordusu ve Caysh El-Adil-Junduallah (Adalet Ordusu, Allah’ın Askerleri) örgütleri yer alır. Ülkemizdeki PKK ve Hüda-Par-Hizbullah örgütleri ile benzerliği manidardır. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de “bağımsız bir Kürdistan için silahlı ve siyasi mücadele” verdiğini iddia eden etnik kimlik ağırlıklı propaganda yapan PKK/YPG ile DEM partisi ve Sünni ümmetçi kimliğe atıfta bulunan Hüda-Par misali etnik kimliğini ön plana çıkartan Belucistan Kurtuluş Ordusu ve Sünni ümmetçi kimliğini benimseyen Adalet Ordusu-Allah’ın Askerleri de Afganistan, İran ve Pakistan’da “bağımsız bir Belucistan” için savaştığını iddia etmektedir.
AYNI DÖNÜŞÜMÜ YAŞADILAR
Başka bir benzerlik ise PKK ve Belucistan Kurtuluş Ordusu’nun geçirdiği evrimdedir. 1991 öncesi dönemde Marksist-Leninist ve sosyalist fikir ve akımlardan etkilenen PKK, İsrail Siyonizm’ine karşı savaşan, Filistin Kurtuluş Örgütü ile yakın münasebetler kuran ve Filistin davasını “mazlum halkların direnişi” olarak görüyordu. Belucistan Kurtuluş Ordusu da PKK gibi benzer söylem ve eylemler içindeydi. İran, Pakistan ve Afganistan’da “birlikte devrim ve mevcut sistemi halkın çıkarına tanzim etmek” fikriyatından, etnik kimlik siyasetini benimseme, merkezi devletten ayrılma ve en nihayet yabancı devletlerin cephesinde kurtuluş mücadelesi veren örgütlere dönüşme sürecini yaşadı. Bugün her iki örgüt geçmişte “zalim ve terör devleti” olarak eleştirdikleri İsrail ile yoldaşlık yapmaktadır.
Dikkat çeken başka bir husus ise özellikle son dönemlerde Belucilerin Kürtlerle akraba topluluk olduklarını, aynı dil familyasından geldiklerini propaganda eden video ve makalelerin tedavüle sokulmasıdır. Kürtlerle, Yahudilerin akraba ve kader birliği yapan iki toplum oldukları iddiaları, İsrail ile Kürtlerin ortak düşmanlar tarafından tehdit edildikleri bu sebeple iki taraf arasında dostluğun ve işbirliğinin “mazlum” Kürt halkının kurtuluşu için elzem olduğunu propaganda eden çalışmalar revaçta. Belucilerin kadim İsrail-i Yahudi topluluklar oldukları, İsrail’in bu mazlum halka sahip çıkması gerektiği iddiaları yoğunlaştı.
Buna mukabil İran Belucistan ayrılıkçı terör örgütlerin başta İsrail olmak üzere Batı istihbaratı tarafından korunduğunu, terör örgütlerine yardımların akması için siyasi ve finans faaliyetlerine göz yumulduğunu iddia ediyor. İsrail’e ilginç bir suçlama Pakistan hükümetine ve muhalefete yakın medya tarafından da açıkça dillendiriliyor. Bu iddialara binaen Pakistan’a bağlı Belucistan Eyaletindeki (Irak Kürdistan Eyaleti misalidir) ayrılıkçı terör faaliyetlerin en önemli sponsoru İsrail. Belucistan Eyaleti Eski Komünikasyon ve Çalışma Bakanı Beluculi Hyrbyair Marri, Beluci Kurtuluş Ordusunun beyni ve Operasyon Komutanı olduğu iddia ediliyor, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “bağımsız bir Kürdistan” destek açıklamasını “pozitif bir adım” olarak değerlendirmişti.
NETANYAHU SAHİP ÇIKIYOR
Washington’da yaşayan Beluci mensubu gazeteci Ahmar Mustikhan eski Belucistan Eyaleti Bakanı ve Belucistan Kurtuluş Ordusu beyni Marri’nin manidar açıklamalarını İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesinde; “Kürtler Ortadoğu'da barış ve istikrar için çok önemli bir faktör olduğu gibi, Belucilerin de Arap-Farisi Körfez, Orta Asya ve Orta Doğu arasında yer alan bölgede barış ve istikrarın tesisi için gerekli bir faktördür. Bağımsız bir Belucistan'ın İsrail de dahil olmak üzere tüm uluslarla diplomatik ilişkilere sahip olacak ve sorumlu ve onurlu bir devlet olarak diğer barışsever uluslarla birlikte dünyada barış ve istikrar için çabalayacak. Ayrıca Pakistan atom gücüne dönüştüğü gün, dünyanın güvenliği için bir tehdit haline geldi" dediğini aktardı. Belucistan Kurtuluş Ordusu, Netanyahu ve İsrail’den Belucistan davasına Kürtlerin davasına sahip çıktıkları gibi sahip çıkmasını ve birlikte çalışmayı talep ediyor.
PAKİSTAN’IN NÜKLEERE SAHİP OLMASINI İSTEMİYORLAR
İngiltere’de ikamet eden Beluci lider Ağa Mir Süleyman Davut Han Ahmedzai Belucistan Kalat şehrinin 35. Han unvanına sahip. The Tower dergisinden gazeteci Oren Kessler’e verdiği röportajda, “Dünya (Batı Dünyasını kastediyor) İran’ın nükleer bir güç olmaması ve Pakistan’ın zayıf kalmasını istiyor. Ben de bağımsızlık istiyorum. Belucistan Pakistan’da en seküler bölgedir. İran ve Pakistan’ın siyasi İslam ideolojilerinden tiksinmektedir. Birgün Tel Aviv’e gelmek isterim. İsrail'in desteğine dair somut bir kanıt olmamasına rağmen Pakistan istihbaratı, İsrail'in Hindistan ve ABD ile birlikte Gwadar limanını ele geçirmek ve hızla büyüyen ve uzmanların söylediğine göre Pakistan'ın nükleer varlıklarını ortadan kaldırmak istediğine inanıyor…”
Devamında, “İsrail Devleti'ne yönelik Beluci sempatisinin aksine, nükleer silahlara sahip Pakistan'daki dindar sağ, başarısız olan devletin birçok sıkıntısının arkasında Siyonist bir komplo görme alışkanlığında. Pakistan, yeryüzündeki en Yahudi karşıtı Müslüman ülkelerden biri; Burada beş yaşındaki çocuklara bile Yahudilerin Müslümanların düşmanı olduğu öğretiliyor. Burada şunu da belirtmekte fayda var ki, Pakistan Mayıs 1998'de Belucistan'ın Chagai bölgesinde nükleer denemelerini gerçekleştirdiğinde, Pakistan İslamcıları ülkenin ticari başkenti Karaçi gibi büyük şehirlerde sevinçle sokaklara döküldü. Ellerinde taşıdıkları nükleer füzelerin maketleri üzerinde üç ülke ismi yazılıydı; İsrail, Hindistan ve ABD” demişti.
HİNDİSTAN-PAKİSTAN DOSTLUĞUNU ENGELLEME
Bu çevrelerde ve sırtlarını dayadıkları devletlerde mevcut olan Pakistan rahatsızlığının arkasında üç önemli ana sebep var; Rusya ve Çin’in üzerinde çalıştığı ve bitirmek istediği, BRICS üyesi ama yanı zamanda İsrail ve ABD ile ilişkilerini sağlam tutan Hindistan ile Pakistan arasındaki dostluğu önlemek, Pakistan-Çin arasındaki stratejik işbirliğini baltalamak, Çin’in Pakistan Gwadar serbest ticaret bölgesi üzerinden Hürmüz Boğazına, Umman-Yemen denizine ve Kızıl Denize inmesini engellemek ve en önemlisi Pakistan-İran arasındaki nükleer ve özellikle doğalgaz sahasındaki enerji çalışmalarını sekteye uğratmak.
ÇİNLİLERİ HEDEF ALAN TERÖR EYLEMLERİ
Dikkate değer bir husus ve benzerlik burada da görülmektedir; Ayrılıkçı etnik ve dinci-mezhepçi Belucistan Kurtuluş Ordusu ve Adalet Ordusu (Jindulah) örgütleri bu amaçların tahakkuk etmesi için çok önemli bir silah. Pakistan ve İran ordusu silahlı kuvvetleri, polisi, devlet erkânını, bilim adamlarını hedef alan terör eylemleri, Çinli mühendisleri, işçileri de kapsamaya başladı. İran-Pakistan doğalgaz boru hatlarını, Çin-Pakistan arasındaki demiryollarını, ticaretini hedef alan terör eylemlerinde de ciddi bir artış görülüyor. Uyuşturucu ticareti, silah ve insan kaçakçılığı, işkence, mallarına el koyma, tecavüz, tehdit, şantaj ve terör “Pakistan veya İran işbirlikçisi”, “Çin ajanı” ithamlarıyla kendilerine destek vermeyen Belucileri de kapsamaktadır.
Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ta da benzer ayrılıkçı etnik ve dinci-mezhepçi örgütler aynı amaçlar için kullanılmaktadır. Hz. Ali’nin; “Doğru söylerler ama batıl (şer) amaçlarlar” sözüne uygun olarak Kürdistan ve Belucistan’ın hazin öyküsüdür. Maalesef haklı taleplerle ortaya çıkan yapılar savrulduklarında Siyonizm ve emperyalizmin piyonlarına dönüşüyorlar. Ama birilerini rahatsız etse de hakkı teslim edelim; Bu örgütlerin savrulmasında ev sahiplerinin de suçu ve günahı az değil. Emperyalizmin maşası hükümetler ötekileştirerek, zulüm ederek, milletin asli unsurları olan, farklılıklarıyla zenginlik katanları düşman ve güvenilmez ad ederek önce Millet bünyesinden kopardı ardından kendilerine bir millet tuzağı kuruldu. Hem asli parçası oldukları millete hem de kendi parçalarına zarar veren, ihanet eden unsurlara dönüştü.