Küresel kriz zengini daha zengin ederken...

Dünyadaki tüm malların yarısından fazlası, dünya nüfusunun sadece yüzde 1`ine ait! Bu yüzde 1, küresel 2008 krizinden önce tüm dünya malının yüzde 42,5`una sahipti, yani krizden sonra daha da zenginleşti, şimdi yüzde 50,1`ine sahip! Yaklaşık 21 trilyon dolarlık bir zenginleşme! Küresel ekonomik krizle birlikte, milyarlarca insan ise daha da yoksullaştı.

Bu yeni ve güncel bilgi dünyanın en büyük 10 bankası arasında yer alan İsviçre merkezli Credit Suisse`den geliyor.

Credit Suisse`e göre şu an dünyanın tüm mallarının toplam parasal bedeli 280 trilyon dolar! Bu miktar 5 yıl sonra 340 trilyon dolara ulaşacak. Yani sadece 70 milyon kişinin toplam serveti 140,5 trilyon dolar! Geriye kalan 6 milyar 930 milyon kişi ise 139,5 trilyon doları paylaşıyor! Dünyadaki milyoner sayısına geçen yıl 2,3 milyon milyoner daha eklendi. ABD başı çekiyor.

Bu geriye kalan 6 milyar 930 milyonluk nüfusun 3,6 milyarı ise `en yoksul` sınıfına giriyor ki, tüm dünya emekçilerinin yüzde 70`i bu sınıfta: bu 3,6 milyar insan toplam dünya servetinin sadece yüzde 2,7`sine sahip, yani yaklaşık 7,5 trilyon dolar!

2008 ekonomik krizi öncesi dünyadaki milyoner sayısında düşme görülürken, kriz sonrası bu durumun tersine dönmesi de ilginç! Süper milyoner sayısı 3 misli artmış durumda!

Eğer toplam nüfusu 7 milyar olan dünyamızda eşit gelir paylaşımı olsaydı, kişi başına şu anda yaklaşık 57 bin dolar yıllık gelir düşecekti! Yoksulluk olmayacak, herkes görece zengin yaşayacaktı.

Rakamlar dünyadaki zengin-fakir ayrımı pramidinin sivrileştiğini, uçurumun derinleştiğini kanıtlıyor.

Tarihte, küresel tekelleşmenin giderek yoğunlaştığı ve paranın giderek daha az elde toplandığı, zengin fakir ayrımının olağanüstü derinleştiği dönemler hep siyasal yapıya `otoriterleşme` ve `dünya savaşları` ya da `devrimler` olarak yansıdılar.

Çünkü insanlık hep öyle anlarda `yeniden paylaşım` istedi.