29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 27°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Kurtuluş İslam birliğindedir’ -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Aşağıda alıntıladığım yazıyı sizlerin kendi başınıza okumanız hemen hemen olanaksız. Bir hayranı ya da görevli adamı Mehmet Şevki Eygi’nin Milli Gazete’de yayınlanan yazılarını Aydınlık gazetesi e-postama gönderiyor. Okumam için! Ben de dikkatle okuyor ve müstefid oluyorum! Milli Gazete’nin 16.09.2012 tarihli sayısında yayınlanan yazıyı bir de birlikte okuyalım:

İster inan ister inanma!

[“İslam âlemi bugünkü parçalanmış, bölünmüş, irili ufaklı millî devletlere ayrılmış şekliyle kalırsa kesinlikle hürriyetini, haysiyetini, kimlik ve kültürünü muhafaza edemez; bir esaretten başka bir esarete, zilletten zillete duçar olur.

Kurtuluş çaresi Müslümanların birleşmesidir. Nasıl bir birleşme? Ütopyaları bırakmalı ve gerçekçi ve pragmatist olmalıyız. [...]

Bir anda büyük birleşme hayaldir.

Önce, meselâ, Esed’siz bir Suriye ile vesayet rejimi boyunduruğundan kurtulmuş Türkiye gümrük birliği yapmalı, pasaport ve vizeleri kaldırmalıdır.

Aynı şey Kaddafi diktatörlüğünden kurtulmuş Libya ile de olabilir. Türkiye, Suriye, Libya...

Bağımsız devletler kalsın ama para birliği olsun... Devletlerin üzerinde İmamet-i Kübra müessesesi olsun, bir tür İslam ülkeleri commonwealth’i kurulsun.

Hiçbir üye devlet ötekilerine ağabeylik, vasilik, velilik taslamasın.

Bu birliğe zamanla Pakistan, Tunus, Sudan katılabilir. Birlik büyüdükçe üye olmak isteyenler çoğalacaktır.

ABD, İsrail, AB ve İslam düşmanı emperyalist devletler ve kuruluşlar böyle bir birliği kabul etmezler. Önlemek için gerekirse savaş çıkartırlar...

Birleşme konusunda, mutlak kudret sahibi Allah’ın yardımını kazanmak için sahih imana, ihlasa, ibadete, en geniş manasıyla büyük ve küçük cihadlara, ahlaklı ve faziletli olmaya tevessül edilmesi gerekir. Bugün İslam dünyasında korkunç bir kokuşma vardır. Korkunç hıyanetler vardır. Bunların mutlaka izalesi gerekir.

Müslüman devletlerin başına Şeyh Şâmil, Emîr Abdülkadir, Nureddin Zengi, Salahaddin Eyyubî, Fatih Sultan Mehmed gibi büyük sultanların, imamların, reislerin geçmesi gerekir.

Türkiye’deki kriptolar, iki kimlikliler böyle bir birleşmeyi önlemek için ellerinden gelen her türlü kötülüğü ve engellemeyi yapacaktır.

Müslümanlar Allah’ın rızasını kazanabilirlerse, ilahî tevfik ve nasra kavuşur ve emellerine nail olur.

Böyle bir fütuhata fıskla fücurla, nifak ve şikakla, haram yemekle, hortumculukla, haram rant yemekle, ribacılıkla, o biçim T.C. vesikalarıyla nail olunmaz.

Osmanlılar 1300’de iki küçük şehirle işe başladılar. Onlarınki devlet bile değildi. Pek küçük bir uç beyliği idi. İki buçuk asır içinde bir cihan devleti kurdular. Çünkü ihlaslı idiler... Kur’ana, sünnete, şeriata hizmet niyetine sahip idiler... Âdil idiler... Âbid idiler... Mücâhid fi sebilillah idiler... Âmirine bi’l-ma’ruf ve nâhine ‘âni’l-münker idiler... Allah da onlara zafer verdi. Allah Kur’an’da sâdık, âbid, doğru, sâlih kullarına zafer vaad ediyor...

Münafıkların, fâcir ve fâsıkların, hainlerin, abede-i denânir ve derâhimin zâhirde keramet gibi görünen bazı halleri gerçekte istidractır. Onlar imtihan ediliyor. Sonları iyi olmaz.

Ya birlik, ya da esaret ve zillet içinde sürünmek...” ]

İşte okuduk!

Okuduk, ama bir hap gibi yutup elbette inanacak değiliz. Bakalım böyle bir “İslam Birliği” mümkün mü ki bütün İslam âlemine bir kurtuluş sağlasın:

1. Türkiye, Anayasasına göre laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir. Yani bir “İslâm devleti” değildir. İlkin mevcut statüsünün değiştirilmesi gerekir. Bu nasıl olacak?

2. Yazar, İslam âleminin ulusal devletlere bölünmüşlüğünden şikayetçi. Bundan herkes şikayetçi olabilir! Ama İslâm âleminin tarih boyunca bir tek İslâm devleti olmuş ise o da Arap yarımadası içinde ve İslâm’ın ilk yıllarında olmuştur. Sonra, yağma ve talana dayalı cihad siyaseti zorunlu olarak sona erince, tek tek ve topluca bağımsız devlet olma niteliklerini yitirmişlerdir. İlkin bunun nedenleri araştırılmalı ve aklı başında cevaplar bulunmalıdır. Bu soruya cevap veren binlerce kitap var ama bunlar M.Ş. Eygi için geçerli değil.

Var olmak için ilkin çağa uyum sağlayacaksın, ya da çağın koşullarını sen yaratacaksın. Türkiye Cumhuriyeti bunu 1923-1945 döneminde yaratmıştı.

3. Diyelim ki bir saçma ortak irade ile Türkiye, Libya ve Suriye birleşmek kararı aldı. Böyle bir birleşmeye kimlerin engel olacağını kendisi yazıyor.

Birleşme konusunda, Allah’ın yardımını almak için gerçekten gerçek Müslüman olmak gerekiyormuş. Müslümanların gerçekten Müslüman olmalarına kendilerinden başka kim engel oluyor? Eskimolar mı?

4. Bay Eygi, İslâm âleminin birleşmesi için kimlerin devlet reisi olması gerektiğini yazıyor.

Bay Eygi’nin saydıkları arasında bir tek Fatih Sultan Mehmed gerçek bir devlet başkanı. Onun da kuruluşuna büyük katkılarda bulunduğu büyük devlet çağa uyum sağlayamadığı için yuvarlak hesap altı yüzyıl sonra gümbür gümbür yıkıldı. Demek ki ihlaslı olmak, Kur’an’a sünnete, şeriata hizmet niyetine sahip olmak ayakta kalmak için yeterli değilmiş.

Netice-i kelam!

1. Müslüman insanların yaşadığı toplumlar yaşama ve var olma koşullarının cevherini geçmişte aradığı sürece bağımsız, özgür, egemen ve uygar olmaları mümkün değildir. Petrolleri ve ham maddeleri olduğu sürece otomobil, televizyon, telefon gibi Emperyalist, Hıristiyan, Budacı ve Şintoist insanların ürettikleri teknoloji ürünlerini satın alabilirler. Kaynaklar bitince avuçlarını yalarlar.

2. Bay Eygi’nin aklı varsa, dünyanın bütün Müslümanlarına 1923-1950 dönemi Türkiyesi’ni örnek göstermelidir. Ama önce kendisi Cumhuriyet’e biat edecek!...