29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Küsmeci Erdoğan Başbakan’ın eşsiz dehası -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Televizyonda biri, belki de bir çapulcu, Başbakan Erdoğan’ın heykeltraş, sanat eleştirmeni, mimar, çevre mühendisi, aile planlamacısı, jinekolog hekim, filozof, sosyolog, filolog, iktisatçı vekili muhasebeci, general-paşa, alkolog, Yeşilay genel müdürü, tarihçi, kültür tarihçisi, müderris, tarikat şeyhi, selefi, Müslüman kardeş, din bilgini, müfessir “havalarına yatmak yaptığı”nı söylüyordu.

Yüzünü görmedim söyleyenin, çalışma yerim asma kattan duydum. Tayyib Hoca’nın uzmanlık alanı belki de daha fazladır. Denizlili’nin dediği gibi “Şahsen tanımeyorum kendisine!”

Ama, sadece imam-hatip mezunu olduğu, Arapça bilmediği için Kuran’ı benim gibi ancak Türkçesinden okuyabildiğini tahmin ediyorum. Ben hiç olmazsa fransızcasından da okuyabiliyorum. Örneğin Hz.Muhammed’in nebiz (bir tür şarap) içtiğini bile bilmez!

Aceba, Kasımpaşa’da futbol oynarken de böyle miydi? Kasımpaşa’da kopuğun, kabadayının bol olduğu söylenir de...

Ama bir bildiğim var: Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Heykeli”e ucube dediği için sopayla kovalanmadıysa, başbakan olduğu içindir.

***

Hayranlarından Nagehan Alçı’nın taa Tunus’dan bildirdiğine göre Başbakan “AKM yıkılmamalı, Topçu Kışlası yapılmamalı, biber gazı yasaklanmalı, vali ve emniyet müdürleri görevden alınmalı” taleplerinin demokratik demokratik olmadığını söylüyormuş. (Milliyet, 07.06.13)

Refakatçi gazetecilerden biri çıkıp da “Bu taleplerin neresi demokratik değil ey efendi?” diye demokratik olarak soramıyor.

Gençlerin ve halkın demokratik hak ve özgürlüklerini savunmak için barışcıl gösteri yapmaları da demokratik değilmiş. Ama Tunus, Fas, Libya ve Mısır’daki gösteriler son derece demokratikti Tayyip Hoca’ya göre. Suriye’deki ücretli haydutların silahlı muhalefeti de “demokratik”.

Havaalanı önünde, gece yarısı, yasaya aykırı olarak gösteri toplantısı yapan AKP azgınlarının “Yol ver gidelim Taksim’i ezelim!” böğürtüleri demokratik, ama Taksim’in “İzin ver gelsinler, insanlık öğrensinler!” cevabı belki de yabancı ajanların öğrettiği kışkırtıcı bir cümledir.

***

Hayrandan Nagehan Alçı’nınTunus’tan bildirdiğine göre, “Muhteşem bir mimarisi olan Topçu Kışlası’nı yeniden yapıyoruz. Vatandaşları ülkeyi ve çevreyi korumaya davet ediyorum” diyesiymiş Erdogan Başbakan.

Birçok bakımdan son derece tehlikeli bir cümle:

1) İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurduğu bir işi sen (“siz” anlamındadır) yeniden nasıl yaparsın? Ayrıca böyle bir karar almış olan mahkemeyi ve bu kararı değerlendirmesi olası üst mahkemeleri nasıl tehdit edersin?

2) Topçu Kışlasının mimarisi kime göre “Muhteşem”? Taa, 28 Kasım 2012 tarihli Aydınlık’ta yazmışım: “Doğan Kuban 16 Kasım 2012 tarihli Cumhuriyet gazetesinin Bilim Teknoloji dergisinde Taksim Topçu Kışlası’nın tıpkı yapımıyla ilgili olarak şunları yazıyor:

‘Daha II.Mahmut zamanında topa tutularak yıktırılan Taksim Kışlası en az bilinen, birçok kez değişmiş, meydan cephesi ise Türkiye’de hiç geçerli olmamış, Fransız uydurması ‘Style Sarrasin’ (İspanyol ve Kuzey Afrika İslam mimarisi üslubunda) bir bezeme ile olasılıkla Abdülaziz döneminde yenilenmiş, çok çirkin bir dönem yapısıdır. İstanbul’da kalan kışlaları yüzeysel olarak inceleyen herkes bunu görebilir. Bunu hangi nedenle akıl etmişler acaba?’...”

Bunları yazan mimarlik tarihi bilgini Prof.Dr.Doğan Kuban. Dünya çapında bir otorite.

Peki Erdoğan Başbakan hangi hakla muhteşem bir mimariden söz ediyor? Ayıptır ve tehlikelidir. Prof.Dr.Doğan Kuban’a saygı duymayan insana kimse saygı duymaz.

3) Erdoğan Başbakan, “Vatandaşları ülkeyi ve çevreyi korumaya davet ediyorum” diyor. Peki Gezi Parkı’nın yaptığı ne? Yoksa, Gezi Parkı’nı vatandaştan saymıyor mu? Onun özel vatandaşları, evlerinde öfkeyle eşinen ve Atatürk Havaalanı önünde yasa dışı gösteri yapan ve “Yol ver gidelim Taksim’i ezelim!” diye tepinen geleceğin SA birlikleri mi?

***

28.11.2013 tarihli yazımın devamında şunları yazmışım:

“Taksim Topçu Kışlası’nın tarihsel açıdan vazgeçilmez ve binanın yeniden yapılmasını gerektirecek büyük bir mimarî değeri olmadığını mimarlık tarihi bilgini Prof.Dr. Doğan Kuban yazıyor. Kışlanın hiçbir mimarî değeri yok, ama 31 Mart mürteci ayaklanması dolayısıyla önemi çok büyük. AKP iktidarı büyük bir olasılıkla Cumhuriyet’ten 31 Mart’ın intikamını almak için kışlayı yeniden dikmek istiyor. Aslına bakarsanız, Çamlıca’ya da cami aynı marazlı tutku yüzünden yaptırılacak. Zaten bu iktidarın 10 yıllık iktidarını değerlendirecek olursak Cumhuriyet’in reddine dayanan bir İslamî restorasyon çabası olduğunu görürüz. Evet, 31 Mart ayaklanması bastırılmamış olsaydı Cumhuriyet kesinlikle kurulamazdı. Taksim Topcu Kışlası’nın yeniden yapılmasının gerçek ve doğru nedeni budur.”

***

İşte bu nedenle, Topçu Kışlası yeniden yaptırılamaz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ne, cumhuriyetçilere karşı açıkca savaş ilanıdır. Bu gerçek, Gezi Parkı Komüncüleri’nin direnmesini ve onu destekleyen her türlü gösteriyi meşru kılar. Çünkü, Erdoğan Başbakan’ın girişimi tarih ve etik açısından meşru ve ahlaki değildir.

Zorbaca bir girişimle temeli atılan üçüncü köprünün gerekli olup olmadığını bir yana bıkalım: Aklı başında hiç kimse, bu ülkenin Alevi gerçeğine karşın o köprüye Yavuz Sultan Selim adı veremez. Vermemeli! Çünkü: Kabalıktır, saygısızlıktır, bölücülüktür, bozgunculuktur.

***

Erdoğan Başbakan’ın demokratik hesabına göre Türkiye’nin yüzde 50.5’i kararlıdır: Kışla yapılırsa bir gün yıkılacak, köprünün adı değiştirilecek, ülkenin açık ve (camiler dışında) kapalı mekanlarında içki içilecektir.