Kutlu Sövgü
VI
Acele etmeyin demiştim ya, geldi işte sıranız:
Toplu fotoğrafınıza bakıyorum, bizim Aydınlıkta,
Şükürler olsun gördüm ya sizi bir arada, gam yemem:
Dokuzu bir yerde, gürlüyor bir de domuz önde.
Yahu bu ne müthiş nümayiş, Karaman’ın koyunu
Gel de göster boyunu, görsün âlem soyunu, sopunu.
Top vursa yıkamaz, aboov bu nassı esas duruş.
Dokuz veren gül öttürür dokuz bülbülü böyle melül,
Lan, topunuzun kaçtığı bahçeye bu nasıl ters dalış?
Fokus demiş fırlamış topu birden efendinin fesinden,
Allah’ım bu ne mahzun müdafaa, böyle sap salkım.
Hayretle bakıyorum suratlarınıza, yüzünüz yüzsüz,
Bu nasıl çırpınış karanlıkta, bu ne serden geçiş,
Maşallah maaşlar, naaşlar size kurban olsun lelolar.
Amerika’nın pek kakasına konan sinekler gibi şensiniz,
Acep sorsam dolarlar nasıl dolar don bağından içeri?
Biden dolusu kaymaktan kaymeleneyim derken, nihayet,
Allah akıbetinizi ayni eylesin, boylu boyunca battınız,
Bu kadar istikrarlı ihanet, bulunur mu acep derin tarihte?
Uç uç edecek neredeyse kara molla esas oğlanı, sabidir,
El yapımı sübyan, tükürükle boğacakmış milleti.
Birden bakıyorum da o meral bakışın ey peri suret,
Kurtaramaz kimse, olsa da canı babacan, kati surette
Gelmez imana, billahi düşecek bozkurt ocağına, besbelli.
Hani görse, çırpınırdı Karadeniz bir baştan öbür başa.
Yiyin yutun hapur hupur Türk çöreği, Kürt böreği,
Devam etsin bu temaşa zulümkar, fakat ortada kuyu var!
Sebilde yıkanana kast olmazmış, arınmıştır zemzemle,
Annesi kozmik odada doğurmuş sanırsın mübareği.
Etimolojisine baktım da şaşıp kaldım, vallahi haşa,
Len pipillo! Bu ne iştah, bu ne şehvet Türk’e kinlenmekte?
Üstüne nefasetle çektiğin ılık ılık, batna cila İslamlık.
White House kılıçtarı da, dersini eylemiş ezber, bak hele,
Yırtmış donu, dökmüş onuru: Bay bay kal başkan!
Sıyrılıp öne fırlıyor maslahatgüzar, valla düşecek çukura,
Dublöre filan gerek yok demiş, koymuş haçı koltuğa.
Almamış Dersim’den dersini, unutmuş suparasını belli:
Hayret ediyor insan, kati gayrette böyle nisyana.
Sallaya sallaya Altı Oku altı okka edecek delinin zoru.
Bedenleri humuslu, kafaları dökme demir taş.
Sanırsın birleştirmiş dört tarzı siyaseti bir gelenekte:
Almış elbet kavli kararını vaat edilmiş topraktan.
Hilkat garibesi Türko İslamo Kürdo Liberto senfonisi:
Yavri yavri, sen efendim ben kapında kul olim!
Çok sesli çalıyor rant rant, Rant Corporation trampeti.
Nereden gelir sizin bu azmile mermere pislemeniz,
Bir arada öylesine cezbeli, öyle müthişsiniz ki,
Benim diyen hicivci dayanamaz bu manzarayı civcive,
Vallahi tahrik olur görse Akif, tarikatın bu tarikini.
Böyle kati kavvat görülmedi serbest piyasada, diyerek.
Can Yücel görse mesela, basardı narayı evvelâ,
Dağınık sakalı sağ elle sağıp ve de sıvazlayıp taklavatı:
Yav siz, böyle endamlı, böyle şipşirin zevat ha,
Ben sizi ne edeyim, gelip geçişinizi nasıl mesh edeyim?
Çıktınız ortaya çıkar gibi Carolina kotonu şorttan,
O an tutuldu nutkum manzarayı muazzamdan.
Dayanamamış olacak ki pirimiz Kazak Abdal bu işe,
Lan sokturmayın karanfil sapını abdestsiz kaplara,
Ölüsüne bir tas suyu dökenin de avradını, diye,
Kaldırmaz bunların tahtaları, yarılır mecazın çapından,
Bir kamaşullah tutuşturup ellerine, çıktı kapıdan.
Eyvallahı çakıp, ben de çekilecekken huzurdan,
Göz göze geldik harbiden hoş melekle, devam et dedi,
Yarıda bırakma sakın bu edebi övgüyü edepsizlere.
Olurları olmazları hesap edelim derken birden,
Belirdi ortada bizim Neyzen, dedi, bi durun hele:
Hasbihalden evvela, çekelim sıkı bir besmele,
Cafer’e bez bulundu ya bu mezbeleyi kim temizleye!