Kutlu Sövgü VIII: Biden’ın sebilleri
Hay maşallah, hey maşallah, vay maşallah.
Tüh! Tüüh! Tüüüh! Nazar değmesin sümme hâşâ!
Penisilvanya şakisinin fesleğen püskülleri.
Sarmaşık bülbülleri, aman yesinler o dilleri,
Adamı hoş ediyor şu Biden’ın sebilleri.
Hay mübarek, hey mübarek, say mübarek:
Sağdan say altı, soldan say altı mendirek,
Görebiliyor musunuz aradaki yedinci en direği?
Arzusu dillere destan, aruz ile okunur manisi,
Şakayı bırak, haniymiş yavruların banisi?
Hay mübarek, hey mübarek, soy mübarek.
Gel vatandaş gel yaklaş, bu işler tıraş,
Mevla saklasın marazdan, kuruların işi yaş.
Sefil oldu bülbüller, soldu masa gülleri,
Açtı yeşil yapraklar tam muamma günleri.
Hay maşallah, hey maşallah, vay maşallah.
Masadan gel masadan, dolan da gel yasadan.
Batının en hızlı Pecos Bill’leri bunlar,
Girdi bağı bostana ol Yankistan sefilleri,
Adamı bir hoş ediyor Biden’ın sebilleri.
Kutlu Sövgü IX: Yuvarlak Masanın Çapı
Beşi adam, biri madam kurdular masayı,
Masa yuvarlaktı, hatta masa yusyuvarlaktı…
Adamın biri şaşarak, yaklaşarak baktı:
Tabaklarda çiçekle süslü İnsan Hakları vardı,
Tabaklarda tarikat börekleri kat kat!
Küçük kâselerde TESEV şerbeti sebil idi.
Masa büyük patronun ikramlarıyla dolu,
Lezzetine doyulmaz soslu ihanet bol boldu.
NATO mermisiyle vurulan ceylan budu vardı,
Afganlı bebeğin kanlı patikleri vardı mesela.
Babacanlısı masaya CIA keki koydu,
Masa bir sallandı, iki sallandı, öyle kaldı…
Masada, Halepli kurbanın son nefesi de vardı.
Beşi adam, biri madam, masayı kurdular.
Masada kemik suyu dolu cam bardaklar vardı,
Libyalı kızın kanı çalkanırdı petrolün içinde,
Masada Iraklı kadının son bakışı vardı,
Masada altı kristal bardak vardı, gözyaşı dolu,
Göbeklisi çantadan FETÖ’yü çıkarttı koydu,
Masa gitti geldi, “Allah’ından bul!” dedi.
Patron, “hadi aslanlarım” sotesini sokuşturdu.
Masa küreseldi, Exeter masanın çapı çapsızdı.
Adamlardan biri masaya diplomasını koydu,
Sakallı olanı masaya İslam-ı Kebiri Hal’i sürdü,
Masa tınmadı, ama Sivas ovası bir iki titredi.
Birisi takdirnamesini koydu Pentagon mühürlü,
Öbürü Suriye kurbanlarının tam listesini koydu.
Patron koydukça koyuyordu, ha bire, ha bire!
Kısa boylusu, Karlof’un kırık gözlüğünü koydu,
Şeytan masaya beş bin TIR silah koydu…
Masa da masaymış ha, bunlara dayanıyordu.
Derken bir çocuk, masaya bu şiiri koydu:
Masa bir sallandı, iki sallandı, üç sallandı derken,
Masa da, adamlar da, Şeytan da masal oldu!