Kutsallarımızı zehirlediler

Avrupa ve Amerika halkları Merkez Batı Asya başta olmak üzere Doğunun kadim tarihini siyonistlerden öğrendi. Temel tarih bilgileri koca bir yalan, aldatma, çarptırma projesi üzerinde inşa edildi. En az 200 senedir Batı’da tedavüle sokulan uygarlıklar tarihi sömürge tamahlara hizmet eden siyasi bir tarihtir. Şüphesiz ki, Batı’dan gelen arkeologların yeryüzüne çıkardıkları eski uygarlıkların kalıntıları kıymetlidir. Bu disiplinde ortaya koydukları çalışmalar ufuk açıcıdır ve yeni keşiflere temel oluşturmuştur. Ancak tarih kapitalizm, emperyalizm ve siyonizm için amaca giden yolda önemli bir basamaktır.

Avrupa ve Amerika’nın en muteber üniversite ve temel eğitim kurumlarında kadim uygarlıklar, Yunan ve Arap, İslam, Türk, Farisi-İran (Batı Asya ve Doğu) tarihi için itimat edilen ders müfredatlarını besleyen kaynaklar, siyonist akademisyenler veya siyonist sermaye tarafından fonlanan öğretim görevlileri tarafından hazırlanmıştır. Bu müfredat ve çizilen daire dışına çıkmanız gayri kabildir. Kalkışırsanız ciddi bir meydan okuma olarak algılanır ve tüm çirkef ve habis araçlarla üzerinize gelirler. Siyonistlere ve onun karakolu olan İsrail’e karşı olmanız veya yorumda bulunmanızın neticelerini İngiltere’nin, ABD’nin en prestijli, en özgürlükçü diye propaganda edilen üniversitelerin rektörlerinin öğretim görevlilerinin başına neler geldiğini gördünüz.

‘İSRAİL SUÇLU AMA…’

Medyada, sporda, sinemada, iş dünyasında İsrail’in kuyruğuna dokunulduğunda cıyaklama seslerinin Batı’nın hangi başkentlerinden geldiğini, Türkiye’de kimlerin İsrail suçlu ama diyerek hemen Arap ve İslam düşmanlığına soyunduklarını unutmayınız. Dünyanın en prestijli kütüphane ve tarihi eserler müzelerinin coğrafyamızı ilgilendiren bölümlerine gösterilen yoğun ilginin sırrı nedir? Sömürü, suistimal ve istismar (yatırım) amaçlı Allah ve dinler nasıl kullanıldıysa, demokrasi ve özgürlükler yalanı ile ülkeler nasıl işgal ve iğfal edildiyse, birçok kıymetli olan nasıl habis projelere kurban edildiyse, bir siyasi, ekonomik ve askeri proje olan siyonizm de uygarlıklar tarihini ve buna bağlı çalışan kurumları aynı şekilde tezvir etmektedir. Bu zihniyet kutsal Siyon (Sahyun) dağını, tarihini aynı maksatla iğdiş etti.

SİYONİSTLERLE İRTİBATLARININ OLMADIĞINI ANLATTILAR

Sahyun (Siyon. Zion) Tevrat’ta yer alan kutsal bir isimdir. Bu siyonist zihniyet en çok da Tevrat’ı suistimal etmektedir. Bir sonraki yazılarımızda Batı’nın sömürge projeleri ve siyonizmin bölge üzerinde hak talebine kaynak oluşturan Tevrat’ta yer alan coğrafya ve şehir isimlerini, şahsiyetleri ve açıklamalarını mercek altına alacağız. Bugün Siyon isme sahip çıkıp kutsiyetini koruyacağımıza o sözcükten nefret etmemizi sağladılar. Suriye’de Lübnan’da Sahyun (Siyon) dağı var. Lazkiye’de eski bir medeniyet kalıntıları üzerine kurulmuş olan “Haffa” beldesinin eski ismi Sahyun (Siyon) idi. Asuri (El-Suri, Suriye) ve Yunan döneminden beri var. Moğol ve Timur’un Anadolu ve Suriye’ye geldikleri dönemlerde de vardı. Diyar-ı Bekirli, Harranlı, Adanalı gibi buradan gelenlere Sahyuni (Siyonlu) çoğuluna Siyonlular denilirdi. Kendilerinin bu kelimeyi iğdiş eden, kötü ve sömürge amaçlı kullanan Avrupalı siyonistler ile hiçbir irtibatlarının, akrabalıklarının olmadığını anlatmaktan yoruldular, en nihayet beldenin ismini değiştirdiler.

GAMALI HAÇ

Mason kelimesini, muhtevasını, amaçlarını da iğdiş ettiler. Dernekler, sendikalar gibi bir mesleki teşkilatlanma örgütü olarak Şam coğrafyasında dönemin nadir mimar, taş ustası ve mühendislerin oluşturduğu bu teşkilat sömürge siyonistlerin el atmasıyla iğdiş edildi, garip ritüeller yapan bir casusluk şebekesine dönüştürüldü. Almanya Hitler Nazi rejimi “Gamalı Haç” sembolünü iğdiş etti. Binlerce yıl öncesinden Yemen, Suriye, Anadolu, Mısır, Yunan, Roma ve Irak’ta bulunan kadim uygarlık eserlerinde en önemli bereket tanrıçası Arapçada “ayn” harfiyle yazılan İştar’dır. Ana tanrıça olarak her uygarlıkta farklı isimlerle devam etmiştir. Ana tanrıçanın başı üstünde, elindeki asada yükselme, dört bir yana gelişme ve had bilme tasviri olan Gamalı Haç ve onu içine hapseden kutsal daire faşist Nazi zihniyetin elinde bayrak ve başka milletlere üstünlük taslamak hadsizliğine dönüştü.

Kartacalı Hani-Bal siyonist etkinin güçlü olduğu bir başka mecra olan sinemada (Hollywood), “Kuzuların sessizliği” filminde bir sapık katil oldu. Siyonistler, İbrani, İsrail Oğulları, Musevi ve Yahudi göstererek kendilerini Tevrat’ın sahipleri olarak sunmaktadır. Tevrat birçok kimsenin inandığının aksine değiştirilmedi. Muhtevası siyonist sömürge amaçlarına uygun tefsir ve tercüme edildi. Zira Tevrat kimin ve neden İbrani, kimin ve neden Yakubi (İsrail Oğulları), kimin ve neden Musevi ve kimin Yahudi olduğunu net ortaya koymuş. Sömürge siyonist zehrinin panzehri beslendiğini iddia ettiği Tevrat’ın bizzat kendisidir. Bu konuyu ayrıntılı inceleyeceğiz. Bu çalışmaları yapmak elzemdir ve öğrencilerimize, halkıma karşı sorumluluktur. Zira kutsallarımıza, coğrafyamıza, tarihimize, varlığımıza kast eden ve onlarca yıldır öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin, milletimizin müfredatlarını, aklını zehirleyen, onların habis amaçlarına ve çalışmalarına taşıyıcılık yapanların daha çok zarar vermemeleri için iğdiş edilmeleri haktır.