Kutusuna gitti ama boş çıktı!
Rezervlere ne olduğu anlaşılamadı. T.C. Merkez Bankası’nın (TCMB) dün İstanbul’da düzenlediği yılın ikinci enflasyon raporu toplantısında, hem Türk hem Batı basınında yer alan döviz rezervlerine ilişkin değerlendirmelere açıklık getirmesi bekleniyordu. Ancak gerek TCMB Başkanı Murat Çetinkaya’nın sorulara verdiği yanıtlar gerekse rapora ek olarak yayınlanan kutuda yer alan açıklamalar tenikten öte geçemedi. Sokaktaki vatandaşın bile tartışır hale geldiği net, brüt rezervlerin durumu, swap işlemlerinde yapılan kullanımlar, olması bir kur şokundaki yeterlilik vs. gibi tartışmalara açıklık getirilemedi. Rapora ek olarak yayınlanan kutudaki ifadeler teknik kalırken, toplantı esnasında basın mensuplarının konuya ilişkin ısrarlı soruları da genel geçer ifadelerle yanıtlandı. Gerekli açıklamaların kutuda yer aldığı vurgulandı ancak, toplantı bitiminde TCMB’nin internet sitesinde yer alan kutu da adeta boş çıktı!
O HABERLER MAKSATLI!
Başta İngiliz Financial Times olmak üzere, TCMB’nin rezervlerinin kısa vadeli borçlardan mürekkep olduğu Batı basınında önceki günlerde yer aldı. (TCMB yetkilileri ile görüştüğümüzde söz konusu değerlendirmelerin teknik olarak doğru fakat, Türkiye’ye odaklanan bu tür haberlerin maksatlı olduğu görüşünün hakim bulunduğunu gördük.) Rezervlere yönelik endişeler TL’ye güveni sarsarak kurun yükselmesine neden oldu. TCMB’nin dün konuya ilişkin detaylı bir açıklama yapması bekleniyordu. Özellikle net rezervlerdeki azalışa açıklık getirilmesi umuluyordu. Ama olmadı. TCMB Başkanı Çetinkaya, bazı değerlendirmelerde net rezervler kıstas alınsa da uluslararası yeterlilikler anlamında brüt rezervlerin kıstas kabul edildiğini bildirdi. Başkan haklıydı. TCMB rezervlerinin tümü kullanılabilir, ki zaten borç çevrimlerinde o rezervler şirketlerin ve bankaların Merkez uhdesindeki varlıklarını ifade ediyor. Ancak tartışma konusu olan TCMB’nin döviz desteği ve kamu bankaları eliyle döviz satılıp piyasanın baskılanıp baskılanmadığıydı. Buna bir yanıt verilemedi. Net rezervlerdeki azalışın nedeni swap vd. işlemler olarak teknik anlatımla geçiştirildi. Elbette her şey usulüne uygun yapılmıştı. Ancak vaziyet de ortadaydı. Vatandaşın diline kadar düşen rezervlerin durumu teknik bir dille değil, halk arasındaki tabirle “cahile anlatır gibi” anlatılmalıydı.
BAŞKAN’IN ÜÇ MESAJI
Toplantıda ekonomi yazarı Uğur Gürses’in, faizlerin kamu eliyle baskılanması sonucu oluşan duruma ilişkin sorularına verilen yanıtlar da yüzeysel kaldı. TCMB Başkanı Çetinkaya durumu “likiditenin belli bir alanda yoğunlaşması” olarak ifade etti. Oysa enflasyondaki duruma rağmen Hükümet baskısıyla iç piyasada faizler baskılanmış ve Londra’daki swap pazarı bu yüzden keşmekeşe dönmüştü. Başkan Çetinkaya toplantıda, rezervlerdeki dalgalanmanın sıra dışı olmadığını, TCMB’nin bir kur hedefi bulunmadığını ve fiyat istikrarını gözettiğini, son Para Politikası Kurulu toplantısında “ilave sıkılaştırma” ifadesinin metinden çıkarılmasının da faiz indirimi yapılacağı anlamına gelmediğini vurguladı.
Mutfakta pahalılık sürecek!
Ana gündem rezervler olunca TCMB’nin enflasyon beklentleri de gölgede kaldı. Merkez’in beklentilerinde yine iyimser olduğu görüldü. Buna göre 2019 yılsonu için enflasyon tahmini değiştirilmeyerek yüzde 14.6’da tutuldu. 2020 için ise tahmin yüzde 8.2’de yine sabit kaldı. Merkez, gıda enflasyonu tahminini ise bu yıl için yüzde 13’ten 16’ya çıkardı. Çıktı açığındaki (potansiyelin altında ekonomik büyüme) güncellemenin enflasyona; eksi 0.1 yüzde puan, vergi ve yönlendirilebilir ürün fiyatlarının eksi 0.6 yüzde puan ve çekirdek enflasyondaki iyileşmenin eksi 0.3 yüzde puan etki edeceği öngörüldü. Buna göre yılsonu enflasyon yüzde 13.6 olacaktı. Ancak bu üç olumlu gelişmenin yanında TL’deki değer kaybı yüzünden artan ithalat fiyatlarının enflasyonu, 0.3 yüzde puan ve gıda fiyatlarındaki artışın da 0.7 yüzde puan yukarı taşıyacağı öngörüldü. Böylece negatif ve pozitif etkiler eşitlenince yılsonu tahmini aynı kaldı.