Lefter’e layık olmak-(TAMAMI)
Fenerbahçe için pazartesi maçları avantaj mı, dezavantaj mı tartışılır. Kimileri uğurlu buluyor. Eğer sarı lacivertliler Manisa’daki gibi bir ortam bulurlarsa ne derseniz deyin öyle olur. 55 dakikada 18 şut atıyorsanız uğura muğura gereksinim kalmaz. İster inanın, isterseniz, benim gibi büyü, uğur laflarına burun kıvırın. Nitekim o dakikada Caner, Stoch’un topuk pasıyla golü atana dek kaçırılan gol fırsatı sayısını ben hesaplayamadım.
Alex yoktu, ileride Bienvenu ile Stoch oynuyordu. Tempo vardı, ustalık yoktu, o nedenle fark açılamadan Simpson’un beraberlik golü geldi. Öncesinde Mehmet Topuz öyle bir gol kaçırdı ki, Lefter gibi bir efsanenin takımında oynayan futbolculara diğer kaçanlar gibi yakışmadı. Orta alanın solundaki Caner, arkasındaki Ziegler ile birlikte Ömer Aysan’ın kanadını allak bullak ettiler. Ama aynı Caner çok iyi hareketlerin peşinden acemi futbolcuların yapmayacağı hareketleri de yapan oyuncu oldu.
Sezon başından bu yana belki de en tempolu futbolunu oynayan Fenerbahçe, kaçırdığı gollerden sonra birden duraladı. Daha doğrusu beraberlik golü şok yarattı. Bu kez Simpson ile İsaac’ın kontratakları başladı. Bu arada Murat da boş durumda Fenerbahçe kalesine topu yollayamadı. Hakem Kuddusi Müftuoğlu için bir şey yazmak istemiyorum, aramızda kişisel sorun var sanılacak. Halbuki özelde takdir ettiğim bir insandır. Haydi Gökhan Gönül’e yapılanı atladı. Peki Stoch’a ceza alanı içinde takılan çelmeyi nasıl göremedi. Sonra da konuştun diye Aykut Kocaman’a ceza verilecek.
Bienvenu’yu sona bıraktım. Kaçırdığı golleri şanssızlıkla izah ediyorsa, kapının önüne konmalı. Ama eksiği olduğunu kabul ediyorsa, o zaman özel çalışsın. Böylesine pozisyon bilgisinden ve vuruş tekniğinden yoksun bir futbolcu olması inanılmaz. Fenerbahçe gibi bir takımda, genç takımdan gelen bir futbolcu böylesine şans bulur ve fırsat yakalarsa şimdiye dek gol kralı olurdu. Ama ne yapalım, bu yıl böyle deniyorsa göz zevkimize taş başalım, bekleyelim de nereye kadar? Galibiyet golü mü, o da aslında galibiyeti hak eden Fenerbahçe’ye Allah’ın bir lütfu oldu.