Mağlubiyet manzaraları
Galip gelmek yetmez, galibiyeti taşıyabilmek gerekir. Aynısı mağlubiyet için de geçerlidir. Galiplerden ağırbaşlı davranmaları, yendikleri rakiplerine karşı nezaketi elden bırakmamaları beklenir. Mağluplardan beklenen ise yenilgiyi kabullenmeleri, sonucu olgunlukla karşılamalarıdır.
Art arda 17 seçimden galip çıkmış bir lider olarak Erdoğan’ın galibiyeti yönetmeyi çok iyi öğrendiği anlaşılıyor. Göreve başlama töreninde yaptığı konuşma da bunu gösteriyor. Erdoğan, tüm seçmenlere duyduğu saygıyı bir kez daha ifade ediyor, muhalefeti gelecek dönemi beraberce inşa etmeye davet ediyor.
Kemal Kılıçdaroğlu da yenilgiler konusunda hayli deneyimli bir isim. Üst üste 12 seçimden mağlup çıkmış bir lider olarak onun da yenilgiyi hazmetmeyi öğrenmiş olmasını beklerdik. Ancak son bir hafta yaşananlar, Kemal Bey’in bu konuda bir arpa boyu yol almadığını gösteriyor.
Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi, yenilginin sorumluluğunu üstlenmekten kaçınıyor. Farklı mazeretlere sığınarak günü kurtarmaya çalışıyor. “Değişim şart” laflarının, aslında hiçbir şeyi değiştirmemek için kopardıkları bir gürültü olduğu anlaşılıyor.
Sanki yenilen kendileri değilmiş gibi takındıkları şımarık tavır ise üstüne tüy dikiyor. Kılıçdaroğlu, TBMM töreninde halkın seçilmiş Cumhurbaşkanına saygısızlık ediyor. Titrek bir tavırla oturduğu koltuğa yapışıp kalması, demokrasi tarihimizin en zavallı görüntülerinden biri olarak kayda geçiyor.
Yardımcısı ise CHP seçmenine hakaret ediyor. Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyenlerini ajanlıkla, trollükle suçluyor.
Kemal Bey ve ekibi, hiç utanıp sıkılmadan yenilginin sorumluluğunu kendi seçmenine yüklüyor. Kendi hataları ile asla yüzleşmeye niyetleri olmadığının mesajını veriyor.
***
Malumunuz, “oturduğu yerden kalkamayan” Kemal Bey’i kurtarmak için MYK feda edildi. Yeni MYK, CHP tarihinin belki de en düşük kalifikasyonlu yönetim ekibi. Bazı istisnaları saymazsak, üyelerin temel özelliği Kılıçdaroğlu’na sadakatları. Bunca yıldır “sadakat değil liyakat” diye davul çalan bir parti için hayli düşündürücü bir tablo.
***
Seçim biter bitmez Erdoğan’ın mesajı “hemen işe koyulmalıyız, daha çok çalışmalıyız” olmuştu. CHP kurmayları ise soluğu tatilde almışlar. Deniz kenarından ve Avrupa seyahatlerinden tatil fotoğrafları paylaşıyorlar.
CHP seçmeni ise kızgın. “Bu nasıl bir tembellik, bu nasıl vurdumduymazlık” diye isyan ediyor.
***
CHP İzmir İl Başkanı, “seçim İzmir’de yapılsaydı Kılıçdaroğlu kazanırdı” demiş. Bu feraset, bu analiz kabiliyeti pek az insanda bulunur. Kılıçdaroğlu, bu beyefendiyi ziyan etmemeli, seçim işlerinin başına getirmeli derim. Belki bu üstün zeka sayesinde, tek işlevi seçim gecesi çalışmak olan ve o gece çalışmayan seçim takip sistemini çalıştırabilirler.
***
Sosyal medyada her gün Kılıçdaroğlu’na yönelik çok ağır hakaretler ediliyor. Ancak kaynağı Ak Parti’liler, MHP’liler falan değil, kendi çevresinde yeşeren tipler. Muhalefetin trolleşmiş gazetecileri ve çakma sanatçıları, Kemal Bey’e çıt laf edeni küfür manyağı yapıyorlardı. Şimdi oklarını Kemal Bey’e çevirmişler.
Dilimizde karga beslemek ile ilgili bir atasözü var, karga gibi onurlu bir kuşu bu belediye beslemeleri ile kıyaslamak istemediğim için yazmıyorum.