Matematik hesapları
2026 FIFA Dünya Kupası eleme grubumuz belli oldu. Milletler Ligi’nde Mart’ta playoff oynayacağımız için 4 takımlı grupta oynama olasılığımız çok daha fazla idi. Anca, birinci torbadan çeyrek final oynamayan bir takım gelirse 5 takımlı bir gruba gidebilirdik. Nitekim, Sırbistan birinci torbadan İngiltere’nin geldiği torbayı çekince 5 takımlı torbaya düştü. Bu da UEFA’nın son anda kura çekiminde uyguladığı bir değişiklik oldu.
Hesap çok kolay aslında. Beş takımlı gruplarda, ki 10 maç haftası eder; Mart, Haziran, Eylül, Ekim ve Kasım aylarında ikişer karşılaşma oynanacak. Her takım 2 maç haftasında dinlenecek.
Milletler Ligi’nde çeyrek final oynayan takımlardan kaybedenler ve İngiltere’nin seri başı olduğu gruba 2. torbadan gelen Sırbistan; mart ayındaki ilk iki maç haftasında çeyrek final oynadıkları için gruplarında oynamayacaklar, Dünya Kupası eleme gruplarında karşılaşmalarına 3. haftada başlayacaklar.
Milletler A Ligi çeyrek finalini kazananlar; 5 takımlı gruplarda 3 ve 4. Hafta maçları oynanırken dörtlü final oynayacaklar. Milletler Ligi B ve C Ligi’nde playoff oynayan takımlar da, 5 takımlı grupların ilk 2 karşılaşmasının oynandığı hafta playoff karşılaşmalarını oynayacak.
3. torbadaki playoff oynayacak 5 ülke ve 4. torbadaki playoff oynayacak 3 ülke de 4 takımlı gruplarda yer aldı. UEFA, elindeki 10 haftayı çok ekonomik kullanmış.
İSPANYA HOLLANDA’YA YENİLMEYİ TERCİH EDER Mİ?
Dünya Kupası eleme grubumuzda İspanya-Hollanda çeyrek finalinin kazananı, Gürcistan ve Bulgaristan yer alıyor. Bu 3 takım da Mart’ta Milletler Ligi çeyrek finali ya da playoff karşılaşmasını oynayacak. Bence, elemelerin en zor grubundayız. Euro 2024’te İspanya Şampiyon oldu, Türkiye çeyrek final oynadı, Gürcistan son 16’ya kaldı, İspanya’ya elendi.
Bulgaristan, önceki 7 Dünya Kupası’na katıldı, bir kez de yarı final oynadı. Böyle bir grup yok. İspanya-Hollanda çeyrek finalini kaybeden ise Polonya, Finlandiya, Litvanya ve Malta ile aynı grupta yer alıyor. Milletler Ligi’nde Polonya A Ligi’nden, Finlandiya B Ligi’nden Litvanya C Ligi’nden grup sonuncusu olarak düştüler.
İspanya ve Hollanda’nın önünde önemsiz bir Avrupa Ligi çeyrek finali ve önemli bir Dünya Kupası elemesi olacak. Dünya Kupası’nda daha kolay bir eleme grubunda oynamak isteyen takım, çeyrek finalde daha iddiasız bir takım ile sahaya çıkar mı?
UEFA’nın uyguladığı bu statünün en kötü yanı bu. Bu yüzden; İspanya’nın bizim grubumuza geleceğine kesin bakanlar olsa da İspanya bunu tercih etmeyebilir. Anahtar boğada…
Gruplarda birinciler Dünya Kupası’na gidiyor. İkincilerin ise, Dünya Kupası vizesi almaları için iki maçtan oluşan baraj karşılaşmalarını geçmeleri gerekecek. Kura çekimi yapıldıktan sonra; yorumcuların barajdan çıkmayı hedeflememizi belirtmelerini yadırgadım. İspanya, 4 kez Dünya Kupası elemelerini geçemedi.
Bunu İspanya’ya yaşatan ilk ülke de Türkiye oldu. 1954’te ilk kez Avrupa kıtasından elemelere katılmıştık.
1950’de Suriye’yi 7-0 yenerek Brezilya’ya gitmeye hak kazansak da; yolun uzaklığını bahane ederek Dünya Kupası finallerinden çekilmiştik. Halbuki, 1954’e kadar Dünya Kupaları’na katılsak futbolumuz bugün dünyanın sayılı futbol ülkelerinden biri olurdu.
1954 elemesinde İspanya’ya Madrid’de 4-1 kaybettik. Recep Adanır tek golümüzü atmıştı. Mithat Paşa Stadı’nda Burhan Sargun’un golüyle İspanya’yı 1-0 yendik. O yıllarda averaja bakılmıyordu. Üçüncü karşılaşma İtalya’da oynandı. Burhan Sargun ve Suat Mamak’ın golleri ile 2-2 bitti. Saha çalışanı bir görevlinin çocuğu olan Luigi Franco Gemma’nın gözleri bağlandı ve kurayı çekti.
Türkiye İspanya’yı kurayla elemişti. 1958’de İskoçya, 1970’te Belçika ve 1974’te Yugoslavya İspanya’yı Dünya Kupası elemelerinde eleyen ülkelerdi. 1974’te averaj vardı ama bugün olduğu gibi averaj eşitliğinde fazla gol atan takım öne çıkmıyordu.
Bu kural olsa, İspanya Dünya Kupası’na gidecekti. Tıpkı 1954’te olduğu gibi 1974’te de tarafsız sahada, bu sefer Frankfurt’ta baraj karşılaşması oynandı ve Yugoslavya 1-0 kazandı.
Milli Takımımıza Mart ayında Milletler A Ligi’ne yükselme karşılaşmalarında Macaristan karşısında, sonra Dünya Kupası elemelerinde başarılar dileriz.
SPOR TUTKUSU OLANIN MATEMATİĞİ GELİŞİR
Turnuvaları takip eden çocuğun matematiği kötü olmaz. Olasılık hesapları, kümeler, türevler; hepsini turnuva takip eden çocuk bilir. Sporu seven çocuklara ilk ve orta öğretimde matematik, fizik, coğrafya soruları da sporla ilgili sorulursa, çocuklar daha iyi konuyu anlar.
Üniversitede girdiğim bir dinamik sınavında, tüm sorular spor sahalarından seçilmişti. Maksimum boyutlarda bir futbol sahasında orta sahadan vurulan bir topun çıkabileceği en yüksek noktaya çıkıp üst direğe çarpıp sınırda gol olması için topa vuruş hızının ne olması gerektiği soruluyordu.
Topun çapı, yarı sahanın uzaklığı, kale direğinin yüksekliği ve kale çizgisinin kalınlığı gerekli bilgilerdi.
BAŞAKŞEHİR TURU MATEMATİK HESAPLARINA BIRAKTI
Bu hafta bir başka hesap da, UEFA Konferans Ligi’nde Başakşehir’in yoluna devam etmesi için yapılacak. Konferans Ligi’nin son haftasında tüm karşılaşmalar Perşembe günün saat 23.00’te başlayacak.
Başakşehir; öyle kolay puanlar kaybetti ki, Konferans Ligi’nde ülkemize hiç yakışmayan bir yerde. Celje’den fark yemesi, yenilmesi durumunda elenmesini kesinleştirdi. Başakşehir deplasmanda Cercle Brugge’ü yenerse yoluna devam edecek.
Berabere kalırsa; TSC-Noah ve Celje-New Saints karşılaşmalarının berabere bitmesi (New Saints 1 farkla da kazanabilir); Molde, Astana, HJK ve Saint Gallen’in kazanmaması ve D. Minsk’in de 2’den farklı kazanmaması gerekiyor. Başakşehir kaybederse, eleniyor.
BURSA İL SPOR GÜVENLİK KURULU MATEMATİKTEN GEÇTİ
Bir de matematiği çok iyi kullananlar var; Bursa İl Spor Güvenlik Kurulu gibi. TFF Stadyum ve Güvenlik Komitesi Talimatının tüm liglerde uygulanması özellikle belirtilen Stadyum ve Güvenlik Genel Kriterleri bölümünün Stadyum Sınıflandırması Alt Detayının 118. maddesinde açıkça stadyum kapasitesinin en az %5’inin konuk takım için ayrılması zorunluluğu belirtiliyor.
Bursa Stadı 43.361 kişi kapasiteli, yüzde beşi 2.168 yapar. Talimata göre, bu hafta oynanan Bursaspor-Karşıyaka karşılaşmasına 2.168 Karşıyakalı gelebilirdi. Ama Bursa İl Spor Güvenlik Kurulu bu sayıyı 500’e indirdi. Yani stat kapasitesinin %1,15’i Karşıyakalılara ayrıldı.
Bursa Emniyet Müdürü; 500 Karşıyakalıyı koruyacağını ama 2.168 Karşıyakalıyı koruyamayacağını mı düşündü, sizce? Neden, bir hafta önce Balıkesir İl Spor Güvenlik Kurulu gibi “Karşıyakalılar gelemez” demediler?
Hesap; “Biz 500 Karşıyakalıya izin verdik, sezon sonunda Alsancak’a da 500 Bursalı gelsin” hesabı. İzmir Alsancak Stadı 12.285 kişi kapasiteli. Normal koşullarda sezon sonundaki karşılaşmada stadın %5’i olan 614 koltuğun Bursaspor için ayrılması gerekiyor.
Bursa’nın Güvenlik Kurulu’nu oluşturanlar; 614 diyemeyecekleri için 500 demişler. İzmir İl Spor Güvenlik Kurulu da rövanş karşılaşması için stat kapasitesinin %1,15’ine Bursasporlu taraftarlar için izin vermeli. Kamu adına karar alırken, böyle basit hesaplar yapanlara fırsat verilmesin.
TÜRKİYE’NİN OTOMOBİLİ Mİ?
Ülke olarak sahip çıktığımız markalar var. Türk Hava Yolları gibi, TOGG gibi. Bu markalardan beklentim spora sponsor olurken; tüm gençlik kulüplerine eşit uzaklıkta spora destek olmaları, öncelikle olimpik sporlar olmak üzere altyapıya destek olmaları, bir kulübün değil Milli takımların arkasında yer almaları ve illaki kulüp takımları desteklenecekse ülkemizi Avrupa kupalarında temsil eden kulüpleri eşit olarak desteklemeleridir.
TOGG’un ulusal kanallarda “Yeşil çizgimiz Bursaspor’dur” reklamını yadırgadım. Bu tavır, Türkiye’nin otomobilinin diğer kulüp taraftarlarının kırmızı çizgisi olmasına neden olur.
TURHAN ÖZLÜ’YÜ UNUTMAYACAĞIZ
Yazı ve yorumlarını zevkle okuduğum, ulusal bilincimin oluşmasında çok özel yeri olan, yazı ve yorumlarım ile ilgili görüşlerini de paylaşan; çok değer verdiğim bir büyüğümdü Turhan Özlü. 26 Mart 2019’daki yazımda Venezuela’nın Arjantin’i yenmesini ülkemizdeki partilerle özdeşleştirmiştim. İçinde ABD olan kaybediyordu.
Turhan Özlü’nün o ayki Teori’deki yazısında belirttiği “Amerikancı politikalar partide daha etkin oluyorsa, o partinin içinde Atatürk yoktur.” görüşünü paylaşmıştım. Turhan Özlü huzur içinde uyusun. Tıpkı Venezuela’nın zaferleri gibi, uğruna bir ömür mücadele ettiği Vatan Partisi de kazanacak; çünkü içinde antiemperyalizm ve Atatürk etkin…