‘Medeniyet’in ağır bilançosu
ABD 20 yıllık işgalin ardından geçen hafta arkasına bakmadan Afganistan’ı terk etti. Son 40 yılda iç savaş ve işgaller yaşayan Afgan halkı Taliban’ın önderliğinde vatanını kurtardı. Böylece mazlum halklar adına emperyalizme karşı yeni bir zafer daha kazanılmış oldu. İşgalin oldukça ürkütücü bir bilançosu var. 20 yıllık işgal sürecinde can kaybı kimi raporlara göre 200 bin kimisine göre ise 360 bin civarında oldu. ABD başta olmak üzere emperyalist koalisyonun kaybının 5 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Emperyalist koalisyonun sivillere karşı estirdiği terör herkesin malumudur. Filmlere ve dizilere konu olan sivil katliamları hakkında soruşturmalar açıldı ancak hiçbiri sonuca ulaş(a)madı.
Emperyalizm işgal ettiği her yerde yaptığı gibi Afganistan’da da büyük bir yağma gerçekleştirdi. Ülkede bir yandan tam anlamıyla bir sömürge yapısı kurulurken diğer yandan çok sayıda yasa dışı faaliyetin üssü haline getirildi. En çarpıcı gelişme ise Afgan Merkez Bankası’nın 9.4 milyar dolarlık döviz rezervine ABD tarafından keyfi bir şekilde el konulması oldu. 22 milyar dolar GSYİH’si olan bir ülke için bu tutar büyük bir öneme sahip. Rezervlerin gasbedilmesi Afganistan’ı kısa vadede bir krize sürükleyecektir.
DÜNYADA EN YÜKSEK UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI ORANI AFGANİSTAN’DA
ABD işgali sonrası Afganistan uyuşturucu üretim ve satış merkezi haline geldi. Afganistan afyonu dünya eroin ticaretinin yüzde 90’ını Avrupa’nın ise yüzde 95’ini karşılıyor. BMUSO’nun (Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi) raporu Afganistan’ın 2001’den beri (yani ABD işgali sonrası) yasadışı uyuşturucu üretiminde dünya lideri olduğunu ifade ediyor. Dünya eroin ticaretinin hacmi yıllık 65 milyar dolar büyüklüğünde. Bunun yüzde 90’ı yani 59 milyar doları Afganistan kaynaklı. Afganistan’dan ihraç edilen afyonun maliyeti 4 milyar dolar. Bu tutarın 4'te 3'ü yerel mafya, siyasetçi ve savaş ağalarına giderken dörtte biri üreticilere kalıyor. 55 milyar dolar civarında bir tutar ise uyuşturucu ticaretini yönlendiren emperyalizmin istihbarat örgütleri ve onun taşeronları olan mafya, terör örgütleri gibi unsurlara gidiyor. ABD işgali sonrasında uyuşturucu trafiği artarken uyuşturucu bağımlılığı da aynı oranda artmış. BMUSO’nun 2010 yılında yaptığı açıklama nüfusun yüzde 8’inin uyuşturucu bağımlısı olduğunu gösteriyor. Günümüzde bağımlılık oranın yüzde 10’lara çıktığı tahmin ediliyor. Bu istatistik bize Afganistan’ın dünyada en yüksek oranda uyuşturucu bağımlılığı olan ülkelerden biri olduğunu gösteriyor.
UYUŞTURUCU TRAFİĞİNDE İSTİHDAM EDİLEN KADINLAR
İşgal sonrası uyuşturucu kaçakçılığında bu işi yapan tüm ailelerin kadınlarının da aktif olarak kaçakçılık yaptığı görülüyor. BMUSO’nun son hazırladığı bir rapora göre işsizlikten mustarip olan kadınlar eşlerinin uyuşturucu kaçırmalarına yardımcı oldular ve kadınlardan oluşan bir ağ örgütlediler. ‘Üstün batı medeniyeti’ kız çocukları eğitime gönderirken annelerinin ve ablalarının uyuşturucu kaçakçılığı yapmasını teşvik etmiş anlaşılan. Bu raporu ‘batı medeniyeti’ âşıklarının okumasını öneririm.
İŞGAL SÜRECİNDE HER TÜRLÜ SUÇ ARTTI
2001 sonrasında suç oranları büyük oranda arttı. Hırsızlık, adam kaçırma, cinayet gibi suçlarda önemli oranda bir artış yaşandı. Bunun sonucunda ise büyük bir göç dalgası başladı. 2021 tarihi itibarıyla Afgan kökenli düzensiz göçmenlerin sayısı 6 milyon civarındadır. Göçlerin büyük çoğunluğunun ABD işgalinin hemen arkasından başladığını belirtelim.
İŞGAL AFGAN EKONOMİSİNİ ÇÖKERTTİ
Afganistan 33 milyon kişiye yakın nüfusu ile Orta Asya’nın orta ölçekli ülkelerinden birisi. Nüfusunun yarısı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan Afganistan’ın ekonomik büyüklüğü 21.7 milyar dolardır. ABD Jeoloji Araştırma kurumunun araştırmasına göre Afganistan topraklarında bir trilyon dolar tutarında doğal kaynak bulunuyor. Kömür, altın, demir cevheri, bakır, nadir metaller gibi çok sayıda doğal kaynak henüz işlenmemiş bir şekilde toprak altında yatıyor. Aynı rapor Afganistan’da petrol ve doğal gaz yataklarının da bulunduğunu belirtiyor. Rapor Afganistan’ı madenlerin Suudi Arabistan’ı olarak tanımlamış. Dünya Bankası bugüne kadar 5.3 milyar dolarlık kredi desteği sağladı. Proje listesine baktığımız zaman önemli altyapı yatırımlarından daha çok AB projelerinden aşina olduğumuz soyut projelere para harcandığı görülüyor. Sonuç olarak Afganistan’ın büyük madencilik potansiyeli harekete geçirilmemiş.
ÇİN, AFGANİSTAN’LA EKONOMİK İLİŞKİLERİNİ 15 YILDAN BERİ GELİŞTİRİYOR
Zorlu işgal koşullarına rağmen Afganistan’a ‘medeni dünya’ değil Çin ve bölge ülkeleri anlamlı yatırımlar yapmış. İşgal sürecinde başta Çin olmak üzere Rusya, İran ve Pakistan gibi bölge ülkeleri yatırım ve ticaret yapmışlar. Çin Afganistan’a en çok yatırım yapan yabancı yatırımcı konumunda bulunuyor. 2007 yılından beri Afganistan’ın telekom altyapısına yatırım yapıyor ve 2017’den beri fiber optik kabloların döşenmesine destek oluyor. Ayrıca nadir metallerin değerlendirilmesi konusunda Afganistan’la Çin anlaşma yaptı. Çin Metalurji Grubu 2010 yılından beri hem ekonomik yardım hem de yatırımlar yapıyor. Bu yatırımlar 3.5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Yatırımlar Aynak bakır madenlerinin geliştirilmesini amaçlıyor. 2016 yılında 100 milyon dolarlık bir anlaşma yapıldı ve Çin’den Hairatan’a doğrudan tren yolu bağlantısı sağlandı. CNPC (Çin Ulusal Petrol Şirketi) Kuzey Afganistan’da rezerv keşif araştırma anlaşması yaptı ve 2018 yılından beri Amu Darya havzasında petrol çıkarıyor.
BAĞIMSIZ AFGANİSTAN KUŞAK YOL GİRİŞİMİ’NDE YERİNİ ALACAKTIR
Afganistan Çin ile Batı Asya arasında önemli bir bağlantı noktası. İstikrarlı ve güvenli bir Afganistan Kuşak Yol Girişimi’nin (KYG) önemli bir bacağı olmaya adaydır. KYG kapsamında Beş Millet Demiryolu Girişiminin de hayata geçmesi bekleniyor. Bu girişim Çin, İran, Kırgızistan, Afganistan ve Tacikistan’ı da kapsıyor. Söz konusu girişim Afganistan’ı demiryoluyla Pakistan’a bağlayacaktır. Bölge ÇPEK (Çin Pakistan Ekonomi Koridoru) için de önem arz ediyor. Muhtemelen önümüzdeki süreçte Afganistan ÇPEK’nın bir parçası olacaktır.
TÜRKİYE DAHA AKTİF OLMALI
Afgan halkıyla tarihi bağları bulunan Türkiye Afganistan’ın yeniden yapılanmasında önemli bir rol oynayabilir. Afgan ekonomisi enerji konusunda dışa bağımlı ve büyük altyapı projelerine ihtiyacı var. Türk girişimcileri bu ihtiyacı karşılayacak birikim ve güce sahip.