27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Medyadaki çeteden ‘itiraf’ gibi eylem...

Mustafa Mutlu

Mustafa Mutlu

Eski Yazar

A+ A-

AKP’nin yayın organları Star, Akşam, Sabah, Yeni Akit, Türkiye ve Yeni Şafak’ın 12 yazarı, yalan olduğu görüntülerle kanıtlanan Kabataş olayı için dün kampanya başlattı.

Bu 12 yazar Kabataş’ta meydana geldiği iddia edilen saldırının savunucularından Star yazarı Elif Çakır’ın avukatı Fidel Okan’ın “Kabataş saldırısı kurgu ve düzmeceydi” sözlerini yalanladı.

Ve hepsi dün bu konuyu işleyip yazılarına aynı başlığı attı:

“Diliniz KABA, vicdanınız TAŞ!”

***

Peki; kim bu “yazar”lar?

Star’dan Ahmet Kekeç, Ardan Zentürk, Halime Kökçe, Murat Çiçek,

Saadet Oruç...

Yeni Akit’ten Ersoy Dede ve Kenan Alpay...

Türkiye’den Fuat Uğur...

Sabah’tan Mahmut Övür...

Yeni Şafak’tan Kemal Öztürk, Merve Şebnem Oruç ve Yasin Aktay...

***

Dünkü ortak yazı, bana göre medyadaki “çete”nin itirafı...

Bu arkadaşlar aynı gün, aynı konuyu yazarak ve aynı başlığı atarak, “çete üyesi olduklarını” itiraf etti.

Bunu aslında geçmişte de yüzlerce kez yaptılar.

Tek merkezden aldıkları talimatla aynı yazıları yazıp aynı kişileri hedef gösterdiler.

Yargısız ve toplu infaz yaptılar!

Kalemlerine doladıkları masumları kim vurduya getirdiler.

Recep Tayyip Erdoğan’ı hep birlikte, hep aynı yönlendirmelerle savundular...

Hırsızlıkları, yolsuzlukları birlikte göğüslediler...

***

Şimdi yanıtı bulunması gereken soru belli:

Bu çeteyi kim yönlendiriyor?

“Şöyle yazın, böyle başlık atın” talimatı kimden geliyor?

Karşılığında ödül olarak ne veriliyor?

***

Yürekli cumhuriyet savcıları:

Dünkü “eylem”, yıllardır devletin kanını emen, laik, demokratik, sosyal hukuk devletine kan kaybettiren, ülkenin bölünmesinin önünü açan ve şeriat devletine dönüşmeyi hedefleyen “büyük örgüt”ün medya ayağının bir bölümünün gerçekleştirdiği bir eylemdir.

Bu eylem bu arkadaşların yazılarını, hür vicdanlarıyla değil “başka bir irade”den aldıkları talimatlarla yazdıklarının kanıtıdır.

Hepsi farklı gazetelerde yazan bu sözüm ona “yazar”ların arasındaki ilişkiyi ve bağlı bulundukları “büyük örgüt”ü çözerseniz; bu ülkeyi “tarihinin en büyük belası”ndan kurtarırsınız.

Haydi; sayın savcılar:

Çözün şu işi...

HUUUBER! (116)

Abdullah Gül‘ün “Huber’den taşınmaya başladıklarını” açıklamasının üzerinden bugün itibarıyla tam iki hafta geçti.

Ancak dün gazetelere yansıyan habere göre, “taşınma” işlemi hâlâ bitmemiş... Çünkü Abdullah Bey önceki gece Tarabya sahilinde dolaşırken görülmüş. Sonra da bir seyyar satıcıyla birlikte çay içmiş.

Bu ne iştir dostlar; bu ne büyük bir aldatmacadır?

“Taşınıyoruz” diyorsan, taşınırsın... Devletin mülkünü ekstradan iki hafta daha işgal etmek de neyin nesi oluyor?

Olgunluğun (!) bu kadarına gerçekten “Pes” diyorum!

Bu arada... Gül’ün vakfına 49 yıllığına tahsis edilen Ayazağa Kasrı ile ilgili sorular da; tıpkı Huber’le ilgili sorular gibi yanıtlanmıyor...

Yanıtlamayın anasını satayım:

Elbet bir gün yanıtlayacağınız günler de gelecek!

günün sorusu

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve kalabalık bir Türk siyasetçi heyeti ABD’de... ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf’in günlük basın toplantısında bu konu gündeme gelmiş ve Türk heyetinin ziyareti sorulmuş... Harf’in verdiği yanıt, “Ziyaretten haberim yok” olmuş... Soru belli:

Bizimkiler ABD’de ne işler çeviriyor?

GÜNÜN SORUSU

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve kalabalık bir Türk siyasetçi heyeti ABD’de... ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf’in günlük basın toplantısında bu konu gündeme gelmiş ve Türk heyetinin ziyareti sorulmuş... Harf’in verdiği yanıt, “Ziyaretten haberim yok” olmuş... Soru belli:

Bizimkiler ABD’de ne işler çeviriyor?

SIRADA NE VAR?

Arkadaş, tıpkı Kenan Evren gibi “Atatürk’le yarışma hastalığı”na yakalandı.

Ne yaparsa yapsın, Atatürk’ü geçememek onu iyice çıldırttı.

Sonunda Kenan Evren gibi, “Atatürk’ü geçemezsem, ben de o zaman Atatürk olurum” çılgınlığına kapıldı.

Önce Atatürk’ün İstanbul’da kullandığı Dolmabahçe Sarayı’na yerleşti.

Sonra Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği’ne saray kondurdu.

Yetmedi, Savarona’ya binip Boğaz’da tur attı!

Sırada ne var?

Anıtkabir!

Eğer yakında, Anıtkabir’e gömülmek istediğini belirten bir vasiyeti ortaya çıkarsa sakın şaşırmayın!

YUH!

Recep Tayyip Erdoğan, dün bir dönem futbol oynadığı Tophane Tayfun Spor Kulübü’nü ziyaret etmiş... Kendisini karşılayan gruptan bir kişinin, “Hoşgeldin Allah’ın elçisi” diye seslendiği duyulmuş..

Bu hitap, sadece Hz. Muhammed için kullanılıyormuş...

Bunu söyleyen kişinin dininden şüphe ederim ama... Mesele o değil! Mesele her şeye tepki gösteren, anında “ayar” veren Erdoğan’ın bu sözlere tepkisiz kalması...

***

Bir yandan Atatürk, bir yandan (tövbe estağfurullah) peygamber...

Durun bakalım bu işin sonu nereye varacak?

GÜNÜN İSYANI

Başbakan Ahmet Davutoğlu‘nun, “Kamudaki taşıt israfını önleyeceğiz” demesine rağmen, Başbakanlık’ın emrine 20’si zırhlı olmak üzere 222 yeni araç alınıyormuş... Böylece araç sayısı geçen yıla oranla tam 12 kat artacakmış... İsyanım Davutoğlu’na:

Bir de “tasarruf” etmeseydiniz, kaç araba alacaktınız acaba?