22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Melanomda dışkı nakli ilaç yanıtını destekledi

Şehime G.Temel

Şehime G.Temel

Gazete Yazarı

A+ A-

NIH bilim insanları, UPMC Hillman Kanser Merkezi ile işbirliği içinde, bağışıklık kontrol noktası (immune checkpoint) inhibitörü tedavisine yanıt vermeyen ileri melanomlu bazı hastaların, bu tedaviye iyi cevap veren bazı hastalardan alınan fekal mikrobiyota naklinin (FMT) nasıl immünoterapi yanıtlayanlara dönüştürülebileceğini gösterdi. Science dergisinde yayımlanan Faz II çalışmasının sonuçları, belirli dışkı mikroorganizmalarının bir hastanın kolonuna transferinin, bireylerin bağışıklık sisteminin tümör hücrelerini tanıma ve öldürme yeteneğini artıran ilaçlara yanıt vermesine yardımcı olabileceğini gösterdi.

NCI Kanser Araştırma Merkezi Bütünleyici Kanser İmmünolojisi Laboratuvarı başkanı ve çalışma eş lideri Dr. Giorgio Trinchieri, son yıllarda, PD-1 ve PD-L1 inhibitörleri olarak adlandırılan immünoterapi ilaçlarının, belirli kanser türlerine sahip birçok hastaya fayda sağladığını, ancak bu inhibitörlere kanserleri yanıt vermeyen hastalara yardım etmek için yeni stratejilere ihtiyaç olduğunu belirtti. Ayrıca Dr. Trinchieri çalışmalarının, hastalarda bağırsak mikrobiyomunun bileşimini değiştirmenin immünoterapiye yanıtı iyileştirebileceğini gösteren ilk çalışmalardan biri olduğuna da dikkat çekti. Elde edilen veriler, bağırsak mikrobiyomunun kanserde terapötik bir hedef olabileceğine dair kanıt sağlamakta.

Trinchieri ve çalışma arkadaşları sonuçlarını, "Fekal mikrobiyota nakli, melanom hastalarında anti-PD-1 tedavisine karşı direncin üstesinden gelir" başlığıyla bildirdiler.

Melanomda dışkı nakli ilaç yanıtını destekledi - Resim: 1

DAHA FAZLA ARAŞTIRMA GEREKİYOR

Trinchieri, bir tümörün immünoterapi ilaçlarına karşı direncinin üstesinden gelmek için kritik olan spesifik mikroorganizmaları belirlemek ve ilgili biyolojik mekanizmaları araştırmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu ekledi. Bağırsak mikrobiyomunun değiştirilmesinin, immünoterapi ilaçlarına direnç gösteren tümörlerin mikro ortamlarını "yeniden programlayabileceğini" ve bu ilaçlarla tedaviye daha elverişli hale getirebileceğini öne sürdü.

Trinchieri ve arkadaşları, dışkı naklinin güvenli olup olmadığını ve kanserli hastaların immünoterapiye daha iyi yanıt vermesine yardımcı olup olmadığını test etmek için, ilerlemiş melanomlu hastalar için küçük, tek kollu bir klinik deney geliştirdiler. Hastaların tümörleri, tek başına veya diğer ilaçlarla kombinasyon halinde uygulanan immün kontrol noktası inhibitörleri pembrolizumab (Keytruda) veya nivolumab (Opdivo) ile bir veya daha fazla tur tedaviye yanıt vermeyen grupta bunu denediler. Bağışıklık kontrol noktası inhibitörleri, bağışıklık sisteminin tümör hücrelerine saldırmasını önleyen freni serbest bırakır.

Çalışmada, pembrolizumaba yanıt veren ilerlemiş melanomlu hastalardan elde edilen dışkı materyallerinde, bulaşın önlemesini sağlamak için bulaşıcı ajan varlığı analiz edildi. Tuzlu su ve diğer solüsyonlarla bağırsak yıkandıktan sonra dışkı nakilleri kolonoskopiler yoluyla hastaların kolonlarına verildi ve her hastaya ayrıca pembrolizumab verildi.

İYİ YANIT VERDİ

Bu tedeaviye, başlangıçta pembrolizumab veya nivolumaba yanıt vermeyen 15 hastadan 6'sı, tümör azalması veya uzun süreli hastalık stabilizasyonu ile yanıt verdiler. Bu hastalardan biri, iki yıldan fazla bir süredir devam eden kısmi bir yanıt sergilemiştir ve halen araştırmacılar tarafından takip edilmektedir, diğer dört hasta ise hala tedavi görmekte ve bir yıldan uzun süredir hastalık ilerlemesi göstermemektedir.

Tedavi iyi tolere edildi, ancak bazı hastalarda yorgunluk dahil olmak üzere pembrolizumab ile ilişkili küçük yan etkiler görüldü. FMT, tedaviye yanıt verme konusunda immünolojik yeteneği olan ancak olumsuz bir mikrobiyota bileşimi sergileyen PD-1'e dirençli melanom hastalarında; mikrobiyom bileşimi cevabı anti-PD-1 etkinliğini destekleyen tarafa kaydırdı.

Çalışma ekibi, FMT'nin neden immünoterapiye yanıtı artırdığını anlamak için bu hastalardan alınan mikrobiyom örneklerini analiz etti. Kanserleri stabilize olmuş veya iyileşmiş altı hasta, T hücreleri olarak adlandırılan bağışıklık hücrelerinin aktivasyonu ve bağışıklık kontrol noktası inhibitörlerine yanıtlarla ilişkili artan sayıda bakteri gösterdiler.

Ek olarak, vücuttaki proteinler ve metabolitlerle ilgili verileri analiz ederek, araştırmacılar, nakile yanıt veren hastalarda biyolojik değişiklikleri gözlemlediler. Örneğin, immünoterapiye dirençle ilişkili bağışıklık sistemi moleküllerinin seviyeleri azaldı ve yanıtla ilişkili biyobelirteçlerin seviyeleri arttı. Bilim insanları, yanıt verenlerin farklı proteomik ve metabolomik imzaları olduğunu ve ağ analizlerinin, bağırsak mikrobiyomunun bu değişiklikleri düzenlediğini doğruladığını belirttiler.

DİĞER KANSERLER İÇİN DE ETKİLİ Mİ?

Araştırmacılar, sonuçları doğrulamak ve sonunda bağırsak mikrobiyomunu değiştiren tedavilerden fayda sağlama olasılığı en yüksek olan hastaları seçmek için kullanılabilecek biyolojik belirteçleri belirlemek amacıyla yeni klinik denemeler yapılması gerektiğini söyledi. Araştırmacılar hem melanom hastaları ile daha büyük bir çalışma yürütmeyi hem de FMT'nin diğer kanserlerin tedavisinde etkili olup olmadığını değerlendirmeyi umuyor. Nihayetinde amaç, FMT'yi immünoterapiyi güçlendirmek için en yararlı mikroplardan oluşan kokteyl haplarla değiştirmek. Bu potansiyel tedavi hala birkaç yıl uzakta görünüyor.

*Melanom: Kötü huylu bir çeşit cilt tümörüdür. Aniden, hiçbir uyarı vermeksizin normal deri üzerinde ortaya çıkabileceği gibi önceden var olan bir ben üzerinde de gelişebilir. Bu nedenle benlerin, dikkatle izlenmesi gerekir.