02 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Memleket virane muhalefet şahane -(TAMAMI)

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

Dünya’da Tayyip Bey kadar şanslı bir siyaset adamı yoktur.

Ne yaparsa yapsın kendisini sıkıştıramayan, gündem tayin edemeyen, tam aksine Tayyip Bey’in gündeminin arkasına takılıp giden bir muhalefet var.

Zatı muhterem fiyasko ile neticelenen, Türkiye’nin istediği hiçbir desteği alamadığı sadece “telkinleri” dinlemekle yetindiği ABD gezisini bile bir anda unutturdu.

Çıktı ve “Üç sandığı 2014’de ortaya getirebiliriz” dedi. Muhalefet üstüne atladı, “Biz hazırız” diye.

Elbette hazır olacaksın, Mahalli İdareler Seçimlerinin 5 yılda bir yapılacağı anayasa emri, ne uzatabilirsin ne kısaltabilirsin.

Cumhurbaşkanı’nın süresi yanlışta olsa Anayasa Mahkemesi’nce 7 yıl olarak belirlendiğine göre Abdullah Gül’ün süresi 2014’de dolacağından, sürenin bitmesinden 60 gün içinde de Cumhurbaşkanlığı seçim yapılması bir anayasal zorunluluk olduğundan o da zaten 2014’de yapılacak, kala kala anayasa referandumu kalıyor. Bu saatten sonra o da zaten ancak 2014’e yetişir.

Böyle bir anayasal zorunluluk ortadayken Başbakan’ın bu açıklamasını ciddiye alıp buna laf yetiştirmek, ABD gezisindeki fiyaskoyu gündemden düşürmeye yarar, bu da ancak bizim muhalefete yakışır

Türkiye üstüne oynanan oyunların, yapılan planların burada değil başka yerlerde kotarıldığını anlayıp kafalarını biraz kaldırıp uzaklara bakacaklar ve bazı şeyleri görebilecekler.

Örnek mi istiyorsunuz?

İşte örnek: ABD’deki Cumhuriyetçilere yakın Amerikan Girişimi Enstitüsü’nün dergisinde 10 Mayıs’da “Bağımsız Kürdistan Zamanı Geldi” başlıklı bir makale yayınlandı.

ABD’nin Kuzey Kıbrıs oyunu

Kongredeki sandalye dağılımlarını göz önüne aldığınızda, Cumhuriyetçilerin söylemlerinin önem kazandığı tartışmasız.

Analizlerde Kürdistan’dan önce Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir federatif yapı meydana getirileceği, bu yapılanmanın geçici düzenlemeler olacağı, federatif yapılanmanın kaçınılmaz olarak bağımsızlıkla sonuçlanacağı dile getiriliyor.

Bununla ilgili siz bizim muhalefetin tek kelime söylediğini duydunuz mu?

Elbette duymadınız:

Bizim muhalefet Tayyip Bey’in peşinden gidip onun söylemlerine cevap yetiştirmeye çalışır.

Örneğin Kuzey Kıbrıs’da çok çarpıcı gelişmeler yaşanıyor.

Kuzey Kıbrıs’da bir baskın erken seçim var iken, Kuzey Kıbrıs Başbakanı İrsen Küçük’ün sık ABD’ye gitmesi, Ercan Havaalanı’nın yap işlet devret modeliyle büyütülüyor ve Kuzey Kıbrıs’da çok ciddi otel yatırımları yapılıyor olması nedensiz olamaz.

Bunlara neden: Obama yönetiminin de Ercan Havaalanı’nın uluslararası trafiğe açılmasına yardımcı olması karşılığında Kuzey Kıbrıs’da ABD’ye büyük bir deniz üstü verileceği söylentileri ya da limanların Rum kesimine açılmasının pazarlıkları yapıldığı iddiaları doğru olabilir mi?

Obama yönetimi tarafından Türkiye’ye Akdeniz’deki gücünü arttırması ve bu bağlamda İsrail ile işbirliği yapması, Suriye yerine Kıbrıs sorunu üzerine eğilinmesinin telkin edilmesi, tutanak dahi tutulmadığı iddia edilen kırmızı oda toplantısında nelerin konuşulduğu; bizim muhalefet partilerimiz açısından hiç mi önemli değil?

Partilerimizin bu konulardaki görüşlerinin ne olduğu konusunda hiçbir şey duyduk mu?

Uyanın beyler uyanın!

Duymadık.

Bütün bunlar, İsrail’in güvenliği ve ABD’nin ekonomik ve siyasal çıkarları uğruna bu bölgedeki bir Kürt devletinin kurulacak olmasıdır... Kuzey Kıbrıs da belli al verlerle bu işin içine sokulacak, Doğu Akdeniz kontrol altına alınacaktır.

Bütün bunlar Türklerin lehine olacak yutturmacılarıyla yapılmaktadır.

Bizim muhalefet partilerimiz ne ile uğraşıyor.

Uludere emrini kim verdi?

Uludere’de katırlarla yapılan, diğer tarafta ağaların beylerin TIR’larla, tankerlerle yaptıkları kaçakçılığın kamuflajıdır.

Uyanın beyler uyanın (!)

Asıl sorulması gereken soru , o bölgede derebeylerinin yaptığı kaçakçılığa niçin engel olunmadığı/olunamadığıdır.

Muhalefetin yapması gereken, Reyhanlı’da ölümlerin olmasındaki kusurun, Arapların iç işlerine karışmak, Araplar arası dinsel ve mezhepsel ihtilaflara taraf olmaktan kaynaklandığını yüksek sesle dillendirmektir.

Var mı böyle bir şey?

Yok.

Dış politika kötü de, ekonomi iyi mi?

İşsizlik artmış, büyüme hızı nerdeyse durma noktasına gelmiş, ABD ile hayal edilen serbest ticaret anlaşmasının lafı bile edilmemiş ama bunu bile anlatacak bir muhalefet yok.

Sorulan soru “Uludere emrini kim verdi”

Başka (!) Çıt yok

Her şeyiyle bitmiş bir iktidar ortada ama onu silkeleyebilecek bir muhalefet yok. Memleket virane, muhalefet şahane.