Memleketimden iki ‘casusluk’ hikayesi!
Adı, Ersel Ezen...
Görev yeri, Türk Silahlı Kuvvetleri...
Rütbesi, yüzbaşı...
Görevi, Diyarbakır’ın Hani ilçesinde Jandarma Komutanlığı...
Bundan tam üç yıl önce, yani 2013 yılının Nisan ayında, Fethullah Gülen Örgütü-AKP ittifakının kurbanı olarak, “İzmir Askeri Casusluk Davası” isimli kumpasta yargılandı.
Toplam 357 sanıklı bu davanın, 49 muvazzaf askerinden biriydi.
Alçakça iftiralara hedef oldu.
Kabuslarla dolu günler geçirdi.
Onuru, itibarı ayaklar altına alındı.
Yılmadı, direndi. Eşinin desteği sayesinde zor günlerde ayakta durmasını bildi.
Sonunda hakkındaki tüm suçlamaları çürüttü. Diğer sanıklarla birlikte beraat etti.
İki yıldır Hani’de görev yapıyor, terör örgütüne karşı kelle koltukta, kahramanca savaşıyordu.
Eşi ve oğlu da bu zor görevinde onu yalnız bırakmamıştı.
Komutanı olduğu jandarma binası, geçtiğimiz pazartesi akşamı 23.10’da PKK’lıların kalleş saldırısına hedef oldu.
Eli kanlı alçaklar, bomba yüklü tankerle saldırdı ve binayı havaya uçurdu.
Saldırıda, emrindeki 38 askeriyle birlikte yaralandı.
Şimdi hastanede... Bir gözünü kaybetme riskiyle karşı karşıya...
Saldırı sırasında eşi de hafif yaralandı. Oğlu ise çok şükür ki yara almadan kurtuldu.
İkide bir askerlerini soruyor ve “Ne zaman taburcu olacağım?” diyor!
***
Adı, Mustafa Tanrıverdi...
Çalıştığı yer, Makine Kimya Endüstrüsi Kurumu...
Görevi, kurumun Kırıkkale’deki Silah Fabrikası’nın Müdürlüğü...
Kamu görevlisi olduğu halde, AKP’nin kentteki bütün organizasyonlarına koşarak giden, siyasi rengini açıkça belli eden, bu sayede siyasi himaye görmeyi hedefleyen bir bürokrat...
Bu konuda o kadar rahat ki; 2013’ün Nisan ayında... Yani Yüzbaşı Ersel Ezen’in “askeri casusluk kumpası”ndan “sanık” olduğu günlerde, AKP Kırıkkale İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Siyaset Akademisi” toplantılarına bile katıldı.
İki hafta önce MKEK’nin milyonlarca dolar harcayarak, büyük bir gizlilikle geliştirdiği MPT-76 ve MP-5 tüfeklerine ait bilgileri 1 milyon lira karşılığında satarken suçüstü yakalandı.
Sonradan anlaşıldı ki; bu, beyefendinin ilk icraatı değil...
Daha önce de yine yüklü paralar karşılığında bir Alman silah firmasına devletin gizli bilgilerini sattığı tespit edildi.
Evinde ele geçirilen bilgisayarın ve dijital dokümanların incelenmesi sırasında, bir banka dekontu göze çarptı. Özenle sakladığı bu dekont, Mustafa Tanrıverdi’nin 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasında Recep Tayyip Erdoğan’a 1000 lira bağış yaptığını gösteriyordu.
Hesaplarındaki paranın miktarı ve mal varlığı konusunda şimdilik bir bilgiye sahip değiliz ama... Sadece evinden çıkan nakit para 30 bin lira...
Maaşının 6 bin lira olduğunu söyleyeyim de; bu 30 bin liranın ne anlama geldiğine siz karar verin!
***
İşte; size 13,5 yıllık AKP devrinden iki “casusluk” manzarası dostlar...
Bende söz bitti... Devam edersem, mahkemelik olacağım!
İyisi mi siz devam edin!
GÜNÜN SORUSU
Cumhurbaşkanı, son günlerde tecavüz haberleriyle gündemin ilk sıralarına oturan Ensar Vakfı’nın Pazar günü düzenleyeceği Kutlu Doğum etkinliğine katılacakmış... Sorum ona:
Elinizi vicdanına koyun ve ölmüş ananızın hatırası için doğru yanıt verin... Eğer aynı skandal Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin çatısı altında olsaydı, yine aynı tavrı alır mıydınız?
Terbiyesizlik kutsanırsa...
Türkiye’de şöhrete ulaşmak çok kolay... Saçmalayıp Atatürk’e, cumhuriyete, çağdaş değerlere dil uzatıyorsun, çocukları taciz edip kadınları dövüyorsun; anında tüm ülke hatta dünya seni tanıyor.
Siz, “halk oyunları” oynayanları zina yapmakla suçlayan Malatya Gazi Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Nevzat Turan’ı “aptal” mı sanıyorsunuz?
Emin olun, o da aslında böyle düşünmüyor!
Tek amacı var:
İktidar çevrelerinin dikkatini çekmek; yani onların nezdinde “şöhrete” ermek!
Sonra da AKP kadrolarından kadro beğenmek!
Müdür yardımcısıyken, müdür hatta ilçe milli eğitim müdürü olmak...
Tutucu çevreler tarafından pohpohlanmak!
***
Tamam; bu adama hepimiz kızdık da...
AKP örgütünden bir kişiden en küçük bir kınama duydunuz mu?
İşte; sorun bu...
Böyle durumlarda “densizlik, terbiyesizlik” cezalandırılsa; bir daha kimse aynı şeyi yapmaya cesaret edemez.
Oysa bizde ceza değil, ödül sistemi işliyor...
Böyle olunca da her yükselmek isteyen, değerlerimize küfrediyor, namusumuza dil uzatıyor!
Yani sorun, saçmalayan o müdür yardımcısında değil...
Asıl sorun; onu alkışlayan zihniyette...
Ve ne yazık ki yıllardır bu zihniyet tarafından yönetiliyoruz!
SÖZ SİZDE (156+286)
Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Sıra Ömür Madenoğlu’nda:
“Abdullah Bey...
Cumhurbaşkanlığı döneminizde Kara Harp Okulu başta olmak üzere birçok askeri kurumu ziyaret ettiniz. Okul birincilerine ödüller verdiniz, kışlalarda basın önünde askerlerle yemek yiyip fotoğraf çektirdiniz. Siz başkomutandınız. Şimdi sizden ricam, bir çözüm sürecine, bir anılarınıza, bir de Doğu Anadolu’da can veren her rütbeden canlarımıza ve son olarak da ellerinize bakmanızdır!”
GÜNÜN SORUSU
İsyanım, 45 çocuğa tecavüz skandalıyla gündeme gelen Ensar Vakfı’na sahip çıkmak için, “Bale kursunda bir seks skandalı oldu diye bütün balerinleri suçlamak yanlış” diyen ve aklınca “cin fikirlilik” yapan eski AKP’li yeni HDP’li Milletvekili Altan Tan’a:
Sen önce balerinle balet arasındaki farkı öğren, sonra ahkam kes!