19 Eylül 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Merkez'e güven geldi şimdi sıra TÜİK'te!

Recep Erçin

Recep Erçin

Gazete Yazarı

A+ A-

Perşembe günü açıklanan yılın ilk enflasyon raporu toplantısında Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın “dezenflasyon patikası” söylemi dikkatimi çekti. Gelin görün ki Türkiye'nin yüzde 5'lik enflasyon hedefine giden süreç bir keçi yolunu veya patikayı değil gidiş gelişli dört şeritli otobana dönmüş durumda. Oysa bu enflasyonla mücadele esasen bir Sırat-ı Müstakim. Yoldan en ufak bir sapmayı bile kabul etmiyor.

AĞBAL'A NE SORACAKTIK?

Ağbal, hükümete yakın medyadan kendisine faiz konusunda atış yapılmasına uzun uzadıya yanıt verince birçok gazeteci ve ekonomistin eli havada kaldı. Konuşmasında güven vurgusu yapan Başkan Ağbal'a imkan olsaydı şu soruyu soracaktık: Enflasyon hedefinin yakalanması için ekonomik aktörler nezdinde güvenin tesis edilmesinden söz ettiniz. Merkez Bankası bir yandan enflasyon hedefi için çabalarken diğer yandan gerçekleşen enflasyonu açıklayan istatistik kurumu TÜİK'e yönelik güven erozyonu sürerken ve alternatif enflasyon endeksleri yayınlanırken bu nasıl sağlanacak?

REFORM KADAR ÖNEMLİ

Kasım ayında ekonomi yönetimindeki değişimden sonra Türkiye farklı bir ekonomi politikası izlemeye başladı. Büyümeyi önceleyen, kredi genişlemesine dayalı, kısa vadede fayda sağlayan ancak orta ve uzun vadede finansal göstergelerde tahribata yol açan bir patikadan kısa vadede makro finansal dengeleri toparlayıp bundan sonra kontrollü büyümeyi amaçlayan bir yola girildi. Hafta içinde açıklanan ocak ayı ekonomik güven endeksi verilerine baktığımızda aralıktaki 94.7 seviyesinden 96.2 seviyesine yükseldiği görülüyor. Endeks iyimser alan olan 100'ün altında. Demek ki Merkez Bankası'nın kurum özelinde tesis ettii güven yeterli değil. Yukarıda da ifade ettik. Ülkenin resmi istatistik kurumuna yönelik spekülasyonlar yüzünden TÜİK'e olan güven erozyona uğradı. Ağbal'ın işi değil ama Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın reform paketlerinden sonraki ilk gündemi TÜİK'in itibarını yerlerden toplamak olmalı. Bir ülkede ekonomik aktörler resmi istatistiklere güvenmiyorsa siz enflasyon, büyüme vs. hangi hedefi tutturursanız tutturun reelde karşılığı olmayacaktır. TÜİK Başkanı geçen sonbaharda ekonomi yazarıyla ile bir araya gelmeyi planlıyordu. Bu kapsamda biz de arandık. Ancak sonradan bu görüşme ertelendi. İvedilikle yapılması faydalı olur düşüncesindeyim.

DOLARİZASYON KIRILMADAN ZOR

Merkez Bankası enflasyon raporu kutularında hemen her zaman önemli konular işlenir. Ocak 2021'deki raporda mevduat dolarizasyonunu etkileyen unsur ele alındı. Araştırma sonucunda bulgular, yakın dönemde Türk lirasında gözlenen değerlenme ve sıkılaşan kredi koşullarına karşın dolarizasyon eğiliminde gözlenen katılığa dair önemli bilgiler içeriyor: Enflasyon beklentilerindeki bozulma ve birikimli döviz kuru etkisiyle kasım ve aralık aylarında enflasyon belirgin artış kaydetti. Para politikasındaki sıkılaşmanın enflasyon üzerindeki etkilerinin gecikmeli olarak ortaya çıkacağı tahmin ediliyor. Bu açıdan son aylarda yükselişe geçen enflasyon, dolarizasyon eğiliminin temel nedeni olmaya devam ediyor, ayrıca birikimli etkileri nedeniyle döviz kuru ve kredi koşullarının dolarizasyonu düşürücü etkisini sınırlıyor. YP mevduattaki artış eğiliminin tersine dönmesi, yukarıda özetlenen temel belirleyicilerin (Tabloya bakılabilir) bir bileşimi ile mümkün olacaktır. Diğer faktörlerdeki iyileşmeye karşın enflasyon ve enflasyon beklentilerinin dolarizasyon eğilimini desteklediği görülüyor. Buna göre enflasyondaki düşüşle birlikte dolarizasyonun da bir miktar kırılması mümkün olacak.

Merkez'e güven geldi şimdi sıra TÜİK'te! - Resim: 1