01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Metin Feyzioğlu’nun kapıları

Tuna Kiremitçi

Tuna Kiremitçi

Eski Yazar

A+ A-


TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun aniden memleketin en medyatik kişisi haline gelmesi ilginç oldu.
Ne zaman dara düşsek bir kahraman yaratırız. Depremde Nasuh Mahruki, ekonomik krizde Kemal Derviş, işgalde Mustafa Kemal...
Bu arada, Sözcü’de bir haber. “TBB Başkanı evinin kapılarını açtı!”
Muhabirleri ev haliyle karşılayan Metin Bey, eşi Birgül Hanım ile yaşadığı aşkı da gizlememiş.
Sokak çocuğu olduğu, hırsızlık yapıp dayak yediği yılları da ilk kez dile getirmiş.
Allah için, gazetecilik açısından diyecek yok, röportajı yapan Nil Soysal’ı tebrik etmekten başka.
Fakat şu “evinin kapılarını açma” olayı öteden beri bana biraz korkutucu gelir.
Çünkü genellikle kaderi gündeme bağlı olanlar açar kapısını-bacasını medyaya. Sanatçılar, sporcular, siyasetçiler...
Özellikle yeni meşhur olmuş, gaza gelmeye müsait olanlar. Medya onların kokusunu yüz metreden alır hemen.
Bu satırların yazarı da genç ve cahilken aynı haltı birkaç kez yemiştir.
Üç kuruşluk egosunu okşayan sözlere kanıp açmıştır evinin kapısını muhabir arkadaşlara.
Sonra da şaşkınlık içinde görmüştür ki o açılan kapının bir daha kapanması mümkün olmamaktadır.
Hatta devran dönüp medya seni bitirmeye karar verdiğinde, yine o kapıdan sızmaktadır içeri.
Hele fikir insanlarını özel hayatlarına saldırarak itbarsızlaştırmak, medyamızın 2002 sonrasında bulduğu yeni bir yöntem.
Denilebilir ki “Metin Feyzioğlu süper mazbut bir insan. Özel hayatında açığı yok.”
Ya da “Ne var canım, sonuçta röportajı yapan yabancı değil, Sözcü. Oradan zarar gelmez.”
İki itiraza da eyvallah. Haklı olmalarını tüm kalbimle dilerim.
Ama sorarım yine de: Şu an siyasi dengelerin bu kadar değişken olduğu başka memleket var mı?
Siyasi rekabetin resmen soğuk savaşa dönüştüğü, bel altından vurmanın racon haline geldiği...
Centilmenlik ve rakibe saygı gibi şeylerden nasibini bu kadar az almış kaç siyasi ortam var?
Metin Feyzioğlu, işte bu ortamda bizi centilmenliğe davet ediyor. Körü körüne kavgayı bırakıp akıllı olmaya çağırıyor.
Memlekete dayatılan “Kaybet-kaybet” oyununu “Kazan-kazan” haline getirmeye çalışıyor.
Başarabilir mi? Başarsa bile sonunda aynı kişi kalır mı? Bunları zaman gösterecek.
Belki sokaklardan geldiği için savunma sporlarına da hakimdir, o yüzden güveniyordur kendine.
Yine de naçizane tavsiyem, dikkatli olması. Şu an takıldığı yerlerde sokaktaki delkanlılar yok çünkü.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları