MHP ile PKK bakın nerede buluştu?
Hatırlayın 2015 Haziran seçimlerinde AKP yüzde 40 almış, muhalefet ise hükümeti kuracak orana erişmişti.
Bahçeli, daha oylar tamamen sayılmadan, “Ben PKK ile aynı safta olmam” demişti.
CHP, Bahçeli’ye, “Sen Başbakan ol, Erdoğan ile arkadaşlarını Yüce Divan’a gönderip tekrar erken seçime gidelim” teklifinde bulunmuştu.
Bahçeli, bu teklifi yine ‘HDP ile olmaz’ diyerek geri çevirmişti.
Dahası, HDP’yi bahane edip TBMM Başkanlığını CHP’ye değil, AKP’ye vermişti.
Ve önceki akşam...
Tunceli’de yaşanan iki askerimizin donma zilleti, araştırılsın diye TBMM’ye getirilmek istendi.
Peki ne mi oldu?
MHP ile PKK pardon HDP aynı duruşu sergileyerek bu kahredici hadisenin Meclis’te araştırılmasına izin vermediler.
‘HDP ile aynı karede olmam’ diyerek Başbakanlığı bile reddeden Bahçeli bakalım şimdi ne diyecek?
TAYYİP İLE GÖKÇEK DAVA ARKADAŞI DEĞİL, NİYE Mİ?
-”Melih bey benim 94’ten beri yol ve dava arkadaşım. Bundan sonra da beraber gideceğimizi zannediyorum...”
Önce Tayyip Erdoğan’ın bu açıklamasındaki teknik hataları düzeltelim.
Melih Gökçek’in, aralarında Erdoğan’ın da bulunduğu Refah Partililerle olan yol arkadaşlığı 1991 genel seçimlerinde başlar, yani 1994 değil.
İkinci husus bu yol ve dava arkadaşlığı 2001 senesinde yani AKP kurulurken söz konusu değildi. Zira Melih Gökçek Tayyip Bey’e alternatif bir siyasi oluşum peşindeydi... Dahası, Tayyip Bey de 2001’de Star TV’de programıma geldiğinde bana Melih Gökçek’in Ankara’da başarılı olmadığını söylemişti ki bunu daha önce yazdım.
Devam edelim:
Eğer ortada gerçekten bir dava arkadaşlığı olsaydı söyleyin Melih Gökçek bir yıl önce başkanlıktan istifaya zorlanır mıydı?
Keza yoldaşlık söz konusu olsaydı Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek teşkilat yoklamasında birinci çıkmasına rağmen AKP’den milletvekili olması engellenir ve de ATO Başkanlığına set çekilir miydi? Bilmeyenler öğrensin hadise şudur:
Tayyip Erdoğan, Gökçek’e yol ve dava arkadaşlığı ambalajı ile köşene çekil ve sus ültimatomunu verdi nokta!
İKTİDAR DOLARIN DÜŞMESİNİ İSTEMİYOR MU?
Dolar düşüyor. Ama ilginçtir her hadiseden siyasi fayda üreten Tayyip Erdoğan bu düşüşü hiç ağzına almıyor neden?
Derken Berat Albayrak’tan tuhaf bir açıklama:
-”Türkiye’ye ekonomik saldırı yabancı bir ülkenin başkentinde planlandı.”
Ülke ismi yok ama ajitasyon var.
Pardon ama Ekonomi Bakanı durduk yerde kafa karıştıracak ve hatta paniğe sebep olacak böyle bir açıklamayı niçin yapar?
Yoksa iktidar, döviz bu seviyenin altına insin istemiyor mu? Cari açığı daraltmak ve ihracatı artırmak için böyle düşünmüş olabilir. Berat Albayrak ülke ismi vermezse bu işin ardından kesin bir şey var demektir.
İFLAS EDEN PAMUKKALE DEĞİL TÜRKİYE!
Bir ülkeyi var eden kurumlarıdır.
Onlar çökerse devlet biter.
Üzgünüm ama Türkiye o süreçte.
Sadece devlet kurumları tasfiye olmadı, ticari kurumlar da bir bir yok oluyor.
Son olarak onlarca yıllık Turizm firması Pamukkale konkordatoya gitti ki benzer çok örnek var.
Bir tarafta neredeyse her gün yaşanan fabrika yangınları, öbür yanda ardı ardına batan canım şirketlerimiz hal-i pür melalimizi anlatıyor.