23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MİLGEM’de 5 milyar dolarlık satış!

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

İlk kez 5 Haziran 2018 tarihli Yeni Şafak’ta gördüm. Mutluluktan havalara zıpladım. Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, “Milli Gemi projesinde 4 korvet ihracatı için yürütülen görüşmelerde sona gelindiğini” açıklıyor. Ve ilave ediyor: “Tek kalemde Türkiye’nin en büyük savunma sanayi ihracatı olacak!” Bedeli, tam 5 milyar dolar! Domates, biber, araba, buzdolabı değil, kurtlar sofrasında modern teknoloji ürünü bir harp gemisini satıyorsunuz... Düşünüyorum da acaba Bakan Canikli, bu projenin nasıl yaratıldığını biliyor mu? Hiç kimse kusura bakmasın! Bu gemi başından sonuna kadar bütünüyle Türk Deniz Kuvvetlerinin bir ürünüdür. Türk denizcisi içeride yan gelip yatanlara yol göstermiş, dışarıdaki efelere meydan okumuştur.

BAHRİYELİ KİMDİR?

Okulunu bitiren bir denizci, birdenbire kendisini çok yüksek bir teknolojiyi bünyesinde barındıran gemilerde bulur. Uzay, muhabere, radar, sonar, elektronik, silah, iletişim, navigasyon teknolojileri ile iç içe yaşar. Bu teknolojilerle bütünleşmeden ve yabancı dil bilmeden gemide yaşamını idame edemez. Ayrıca, çok iyi anlar ki başarı, ancak takım çalışması sonucunda oluşur.

Geminin bir takım olduğunu, herkesin birbirini tamamladığını yaşayarak öğrenir. Helikopter güverteye indiği zaman, onu güverteye sabitleyen kancayı takan er görevini yapamadığı takdirde, helikopterin denize savrulacağını bilir. Hani denir ya, “hepimiz aynı gemideyiz!”, denizciler doğal olarak aynı gemidedir. Herkesin kaderi birbirine bağlanmıştır. Organizasyon içinde her birey önemlidir. Denizci, yönetimin mantığını ve doğasını kavrar. Bulunduğu ortam farkında olmadan onu yetkinleştirir.

Denizci doğa ile uyumlu olmak zorundadır. Uçurtmanın rüzgâr nedeniyle değil, rüzgâra direndiği için uçtuğunu bilir. Rüzgâr, fırtına, dalga, sis gibi doğa olaylarını hep dikkate alır. Onlarla boğuşmaz, onlardan istifade etmenin yollarını arar. Gemisini rıhtıma yanaştırırken rüzgâr ile arkadaşlık kurmaya çalışır. İnsanlar sabah kalktıklarında, ilk önce genellikle saatlerine bakar. Denizci ise, önce barometreye sonra da termometreye bakar.

EN AĞIR DARBEYİ DENİZCİLER YEDİ!

İçinde bulunduğumuz süreçte emperyalizmin Türkiye’de en ağır darbeyi indirdiği kurum, hiç şüphesiz Türk Deniz Kuvvetleri olmuştur. Çünkü rakamlar asla yanılmaz! Asker-sivil tüm kurumlar içinde, en fazla sayıda mensubu arkadan hançerlenen odur! Emperyalizm hedefine giden yolda kurnazdır. Önündeki gerçek hedeflere yönelir; sanal tehditlerle asla uğraşmaz!

Rekor sayıda denizci adliye kapılarında süründürülmüş ve zindanlara atılmıştır. Tüm sanal davalarda denizciler ağırlıklı olarak hedef alınmıştır. Birinci Ordu’da yapılan seminere hiçbir sanık denizci katılmamıştır. Ancak seminer bahane edilerek açılan Balyoz davasında mahkûmiyeti onaylanan sanıkların yüzde 57’si denizcidir. Demek ki Türk Deniz Kuvvetleri düşmanlarımıza göre, başarılı bir kurum ve durdurulması gereken bir tehdittir. Emperyalizm MİLGEM’leri durdurmak için Türk Deniz Kuvvetlerine karşı açık ve kirli bir savaş başlatmıştır.

MİLGEM ÖDÜLÜ

Filmin sonu mu? MİLGEM’i yaratanlardan Ora. Özden Örnek kahrından öldü. Ora. Bülent Alpkaya, 28 Şubat davasında müebbet aldı. Halen sağlık sorunları ile boğuşuyor. Koramiraller, Mehmet Otuzbiroğlu, Feyyaz Öğütçü, Kadir Sağdıç Hasdal ve Silivri’yi mesken tuttu. Her rütbeden onlarca subay, aileleri ile birlikte mağdur edildi. Şimdi bu projenin ne anlama geldiğinin farkında bile olmayanların afra tafrasından geçilmiyor. Başkalarının felaketi üzerinden gelecek inşa edenleri ibretle izliyorum...

Basit bir araba bile yapamayanların, 16 üst düzey teknolojik disiplini bir araya getiren modern bir korveti ihraç etmesinde bir gariplik yok mu? Bu iş hem Türk siyasetinin hem de Türk sanayisinin boyunu fersah fersah aşar! MİLGEM yoluna devam etmek istiyorsak, bu projenin asıl kaynağı olan Deniz Lisesi’ni açmalı ve Deniz Harp Okulu ile birlikte yeniden Deniz Kuvvetleri’ne bağlamalıyız. Denizcilik en az 3000 yıllık bir gelenektir. Sanat yönü teknik yönüne ağır basar. Gerçek denizciliği bilmeyenler, denizciliği deniz otobüsçülüğü sananlar denizci yetiştiremezler. Portakal bahçesinde armut toplanmaz!

Güle güle donanmanın altın çocuğu