22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Milli Dış Politika

Bayram Yurtçiçek

Bayram Yurtçiçek

Eski Yazar

A+ A-

“Saldırgan dış politika” söz olarak çok itici. Ama ülkenin çıkarlarını savunmak söz konusu olunca bu tür sevimsiz benzetmelere de katlanabiliyor insan. Emperyalistler sizi bölmek için her şeyi mubah görürken, sizin kendinizi savunmanız saldırganlıkla suçlanabiliyor.

ABD emperyalizmi, yıllar önce BOP projesini açıkladı. Bu projeye göre, Türkiye, İran, Irak ve Suriye bölünerek kukla bir devlet kurulacak. Adı “Kürdistan” ama aslında ikinci bir İsrail olacak. Bölgemizin ve ülkemizin son otuz yıldır en temel sorunu budur. Ülkesinin bölünmesini istemeyen ve buna karşı koyan her hükümetin yapması gereken şey bu projenin hayata geçirilmesini engellemek. Bunun için de milli bir dış politika belirlemek ve ona uygun hareket etmektir.

Bir defa ülkemizi böldürmeyeceğiz diye bir kararlılığa sahip olunduğu zaman, yapılacaklarda bellidir. İlk önce, bizim gibi bu tehdide maruz kalan komşularımızla işbirliği yapmak ve birlikte hareket etmek. İkinci olarak da bu tehdidi bize yönelten kuvvete karşı dik durmak ve gerektiğinde savaşacağını karşı tarafa hissettirmek.

Bu ne demek? Türkiye İran, Irak ve Suriye ile derhal ilişkiye geçecek ve ortak tehdide karşı yapılacakların planlanması lazım. Bu işbirliğinin arkasına Avrasya’nın büyük güçleri Rusya ve Çin’i almak için çalışması lazım. Bize göre Türkiye’nin milli bir dış politika için yapması gereken acil tedbirler şunlardır:

  1. Suriye ile ilişki kurularak, PKK-PYD yönetiminde ve ABD’nin askeri korumasında olan Kantonlara son vermek için askeri dahil her konuda işbirliği yapmak.

  2. İncirlik Üssünden PKK-PYD’ye yapılan destek kabul edilemez. Amerikan askeri gücünün İncirlikten çıkarılması ve TSK’nın denetimine geçirilmesi için çalışmalara başlamak.

  3. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile kurulan ilişkiler Merkezi Irak hükümeti üzerinden yürütülmelidir.

  4. Barzani yönetiminin “Bağımsızlık Referandumu” kararı, Merkezi Irak Hükümeti ve İran ile birlikte hareket ederek engellenmelidir.

  5. Türkiye, NATO ile olan üyelik ilişkisini gözden geçireceğini muhataplarına bildirmelidir.

  6. Bu meyanda hızla kendi milli silah sanayini kurmalı ve silah çeşitliliğini sağlamak için çeşitli ülkelerle görüşmelere başlamalıdır. Örneğin S-400 hava savunma silahlarını Rusya’dan, daha önce iptal edilen Çin’den füze alımı ve üretimi anlaşmasını imzalayarak hayata geçirmelidir.

  7. AB üyelik müracaatı geri çekilmeli ve gümrük birliği anlaşmasından çıkılmalıdır.

  8. Şangay İşbirliği Örgütü’ne üye olmak için hemen başvuru yapılmalıdır.

Bunlara, Kıbrıs ve Ege’de uygulanacak milli politikaları da eklersek, Türkiye için bir milli dış politika çerçevesi çizmiş oluruz.

Bu milli dış politikayı uygulayabilmek için de içerde, PKK-HDP bölücülüğüne ve FETÖ’cülüğe karşı mücadeleyi sürdürmek, milli birliği sağlamak için cumhuriyete ve laikliğe sarılmak gerekir.

Doğal olarak bu milli dış politikanın bir ekonomisi de olmak zorundadır. Sıcak para ekonomisi iflas etti. Hızla üretim ekonomisine geçmek ve komşularımızla ekonomik işbirliğini geliştirmek gerekir.

Görüldüğü gibi, Hükümetin uyguladığı dış politika birçok bakımdan eksik ve hatalarla dolu. Suriye ile ilişki ve işbirliği yerine hala kararsız ve tutarsız davranışlar sürüyor. Suriye, İran ve Rusya ile iki ileri bir geri gidip geliniyor. Ancak ana muhalefet partisi CHP bu eksikliklere dikkat çekmek ve milli politikalar önermek yerine hükümetin görece milli çıkarlarımıza uygun politikalarını eleştirmekte ve hedef tahtasına oturtmaktadır.

Şunu unutmamalıyız. ABD ve Avrupa ile uyum ve işbirliği dönemi, Suriye’de terörü destekleme dönemiydi. İçte ise açılım süreci adı altında Doğu-Güneydoğu’nun PKK’ya terkedilmesi, dönemiydi. FETÖ terör örgütü ile işbirliği ve Ergenekon, Balyoz, Casusluk davası vb. tertipler dönemiydi.

Şimdi süreç tersine döndü. Eksiklikler ve yanlışlar yok mu? Tabii ki var. Zaten muhalefete de burada ihtiyaç var. Yapılan yanlışlıkları göstermek, eksiklikleri eleştirmek ve doğru bir program ortaya koyarak halkın desteğini istemek. Yoksa, hükümeti eleştirmek ve hükümetle mücadele etmek adı altında ülke ve millet düşmanlarıyla birleşmek değildir. Böyle yaparsanız muhalefet yapmış olmaz, hükümete en büyük desteği vermiş olursunuz.