Milli Takım bildiğiniz gibi
İki tane milli maç oynadık, bildiğiniz gibi... Önce Hollanda ile puan maçı, sonra da Lüksemburg ile kolay olması gereken bir hazırlık maçı. Siz ne anladınız bu maçlardan? Ben şimdi geriye bakıyorum, doğrusunu isterseniz içimde tam tanı koyamadığım bir boşluk var. Hollanda’yı uzatmada elimizden kaçırmamızı bir türlü hazmedemiyorum. Türkiye gibi aslında gerçekten profesyonel ve usta futbolcuların bulunduğu bir takımın, uzatmalarda gerekli oyunla maçı bitirmesi gerekirdi.
“Güçlü rakip, Hollanda’ya yenilmedik ya, daha ne istiyorsun” diyenlere katılmıyorum. Evet, uzun süredir ilk kez bu kadar bir “takım oyunu” oynamamıştık. Gerçekten de güçlü rakibimizi ikinci bölgede durdurduk, net gol fırsatı vermedik. Yani akıllı ve gerektiği gibi oynadık. Hatta son dakikalarda savunmanın bel kemiği İndi’yi bile çıkararak forvet sokan ve doldur boşalta dönen rakibimiz karşısında biraz dikkatli olsak ikinci, üçüncü golleri bulabilirdik. Ama bunları yapamadık. İşte ben buradayım. Nitekim üç gün sonraki Lüksemburg hazırlık maçında kızmak, darılmak yok, “fabrika ayarlarımıza” döndük. Evet, rüzgar ve sahanın bozuk zemini top kontrolünü zorlaştırıyordu. Takımımızda 9 değişiklik vardı. Ama tüm bunlar savunma acemiliği yapmamız için neden değil.
Gördüğüm şu, ilk maçta Kazım yerine Umut oyuna sürülse “atakta savunma” yönünden daha faydalı olurdu. Oyun karakteri belli Umut rakip savunmayı tek başına döven bir yapıdadır. Lüksemburg karşısındaki orta alan bence Selçuk girene dek ön liberosuzdu. Bu nedenle de her iki maçta aksadığını gördüğüm savunma göbeğine daha da sıkıntı yarattı. Bu sıkıntıyı eğer Ömer Toprak ile çözebileceksek, inattan vaz geçip sorunu düzeltmemiz, Ömer’i de, Teknik Direktör Fatih Terim’i de küçük düşürmeyecek bir çözüm bulmamız gerekiyor.
BERKMAN HOCAMA SAYGI VE SEVGİLERİMLE
Türkiye Futbol Vakfı Başkanlığı’na Candemir Berkman hocam seçilmiş. Hayırlı olsun, kutluyorum, başarılı olacağına inanıyorum. Eski takım arkadaşım diyeceğim ama aramızdaki yaş farkı nedeniyle tam yerine oturmayacak. Candemir Berkman Galatasaray’ın unutulmaz sağbeklerinden biridir. Kendisinin de sevdiği lakabı ile “Kasap Candemir” aslında sadece sahada öyleydi. Düşünün ki, futbolculuk yaşamında ezeli rakibinin semti Fenerbahçe, Bağdat Caddesi, Dalyan civarında yaşadı. Kadri Aytaç, Suat Mamat, Turgay Şeren, Metin Oktay, Lefter, Can Bartu, Ogün Altıparmak ile aynı çağın futbolcusu.
Yaşı ilerleyince benim çok genç olarak kadrosuna katıldığım o zamanlar birinci ligde olan Vefa’da iki yıl birlikteydik. İlk yıl futbolcu, ikinci yıl ise sakatlığından sonra getirildiği antrenörlük görevi ile hocam oldu. Anlatması biraz karışık gibi. Ancak benim anlatmak istediğim başka. Öyle “Kasap” lakabının adamı değil, tam bir beyefendiydi. İlk yılım, Antalya’da bir hazırlık maçı bitti, ağustos sonları, oranın havası da boğucudur. Antalya stadının maraton alttan soyunma odası girişinin serinliğinde bir “oh” çektim. Ayakkabılarımı elime almış, tozlukları indirerek yürüyordum.
Arkadan enseme bir şaplak indi, bayağı ağır. Bir döndüm, Candemir Ağabey. “Niye vurdun, değil sana kimseye bir saygısızlık yapmadım, yapmam” dedim. Kılığımı işaret etti “Sen serseri misin, sporcu musun, ne o halin öyle” dedi. Çok utandım, o gün bu gündür hiçbir zaman sporcu kimliğine ve kişiliğine bilerek aykırı bir davranışım olmaz. Niye anlattım, Galatasaray’ın efsane sağbeki, benim Fenerbahçe televizyonundaki programımı izlemiş, eski öğrencisi neler söyleyecek diye.
Söylediklerim şu. Fenerbahçe ile Beşiktaş oynamış, sonrasında söz düellosu başlamış. Bu arada Galatasaray da lafa karışmış. Ben genel olarak yöneticilerin böylesine ortalığı bulandırmaması gerektiğini söyledim. “Siz niye dışarıdan müdahil oluyorsunuz, şimdi onlar da size ilk yarı 2-0 yenik olduğunuz maçtan nasıl 3 tane atarak geri döndünüz dedi. Bu soru altından kalkılamaz bir sorudur. Yapmayın, dışarıdan karışmak futbolumuzu bulandırıyor” dedim. Candemir Ağabey’e de anlattım. Yine ders verdi. “Bak Onur, bizim misyonumuz farklı, sanki o sözü sen söylemişsin gibi algılanır. O işleri bizler konuşmayacağız” dedi. Demek ki, hoca olarak bir şey görmüş. Saygı ve Sevgilerimle Candemir Ağabey, daha fazla dikkat ederim.