Milli takım söz konusuysa gerisi teferruattır
Beşiktaş Dortmund maçında kaleci Ersin Destanoğlu haricinde tamamen yabancılardan oluşan bir onbirle sahaya çıktı. Yedek kulübesinin tamamında ise bizim çocuklar, yani Türk futbolcular vardı. Sahada yabancı oyunculardan oluşan manzarayı ve yedek kulübesini görünce, aklıma milli takımın Hollanda karşısında aldığı farklı mağlubiyet sonrası " Milli takıma destek olmak gerek " diyen Sergen Yalçın' ın söylemi geldi. Söylem güzel ama milli takıma destek vermek söylemlerle değil maçta azami sayıda Türk futbolcuya yer vermekle olur. Sergen Yalçın büyük hoca ama hep kendine büyük. Yedek kulübesinin tamamı milli takım aday havuzundan oluşan Türk futbolcular ama sahadakiler kaleci hariç yabancı oyuncular.
Söylemlerde güzel ama sahada asgari düzeyde yerli oyuncuyla mücadele edince, milli takıma destek çıkmak söylemleri de havada kalıyor. Sergen Yalçın; " TFF ligde üç yerli oynayacak derse kurala uyar ve oynatırım. Seneye dört oyuncu derse de dört yerli oyuncu oynatırım. Kural neyse ona uyarım. Avrupa maçlarında sınır yok o yüzden Dortmund maçına kaleci Ersin hariç yabancı oyuncuyla çıkacağım " dedi ve dediğini yaptı. TFF ' ye kızıyoruz ama Sergen hocanın söylemi de bize şunu kanıtladı; İyi ki TFF yabancı oyuncu sayısına sınırlama getirmiş. Eğer yabancı oyuncu konusunda sınırlama olmasaydı, koltuk kaygısıyla hareket ederek yerli oyunculara ve gençlerimize gözlerini, kulaklarını kapatan antrenörlerimiz sayesinde takımlarımızda bir tane bile yerli oyuncu kalmazdı.
Şöyle bir düşünecek olursak; kulüplerimizde çoğunlukla yabancı oyuncular oynadığından dolayı, ligimizde oynayan yerli oyuncu sayısı da az olunca milli takıma aday olacak oyuncular arasında rekabet de olmuyor. Bu durumda kim teknik direktör olursa olsun haklı olarak Avrupada oynayan oyuncular ve yabancıların yetiştirdiği gurbetçi oyuncular milli takıma çağrılırken, ligimizde yer alan kısıtlı yerli oyuncular içinden de milli takım aday kadrosunu zorlayacak oyuncu ne yazık ki çıkamıyor.
Ligimizde yer alan teknik direktörlerimizin birçoğu " Milli takımda görev almak kutsaldır. Bayrak, vatan, millet diye başlayıp, milli takım söz konusuysa gerisi teferruatdır. Milli takımda görev almak kutsaldır. " diyorlar ama TFF ; "Hodri meydan...Tamam o zaman, 3 milyon 2 yüzbin lira maaş vermeyelim. Sonuçta vatan, millet, bayrak söz konusu. Bu yüzden ülke şartlarına göre az sayılmayacak bir maaş sayılacak olan 50 bin lira verelim, buyrun gelin milli takımın başına geçin " dese, o söylemleri dile getiren teknik direktörlerden bir tanesi bile federasyonun teklifine olumlu yanıt vermez. Biz konuşmayı çok seviyoruz ama iş icraata gelince ortalıkta yokuz.
Milli takıma destek, sadece milli takımın başında ve ligimizde yeralan kulüplerde ultra yüksek maaş karşılığında çalışmakla olmaz. Destek, oyuncu yetiştirmek ve yerli oyuncularımıza ilk onbirde daha çok yer vererek olur. Milli takıma destek olmamız lazım diyorsunuz iyi güzel de, yerli oyuncuları oynatmayarak mı milli takıma katkı veriyorsunuz? Bu ne biçin bir tezat? Söylemler harika. Bayrak, vatan, millet üçlemesiyle milli takımı vurgulamak da çok zekice ama bunlara artık çocuklar bile kanmaz.
Ülke futbolunun başarısız olmasının ve kulüplerin borç içinde yüzmesinin temelinde antrenörlere ve transferlere verilen gereksiz paralar vardır. Başarı zekayla, bilgiyle, çalışmakla, üretmekle ve bütün bu oluşumu gerçekleştirmek için de doğru bir planlamayla gelir. Planlama deyince de sadece cebinizin geleceğini değil ülke futbolunun da geleceğini planlamak gerektiği de kaçınılmaz bir gerçektir.