Milyarlarca doları nasıl harcarsınız?
Bir düşünün, fakir bir mahallede oturan fukara bir ailenin çocuğusunuz. Ailenizin kültürü olmadığından sizi yetiştirememişler. İmam eğitimi verilen bir okula gittiğinizden, ordan da birşey öğrenememişsiniz. Dünyayı, kültürünü, tarihini, sanatını bilmiyorsunuz. Hatta ülkenizin on binlerce yıldan süzülerek gelen kültüründen de bihabersiniz. Öğretmemişler ve öğrenmemişsiniz. Büyüyüp, bazı hünerleriniz sayesinde, ülkenizin ileri gelen yöneticilerinden biri olmuşsunuz her nasılsa. Çeşitli dolambaçlı yollardan edinip yurt dışında sakladığınız milyarlarca da dolarınız var. Sorum şu ki; bu parayı nasıl ve ne için harcarsınız? - Yatırımlar mı yaparsınız? Yok yapamazsınız, paranın kaynağını sorarlar sonra.- Yıllanmış şarap mahzenleri mi kurarsınız, yoksa dünyanın en kaliteli içkilerini mi depolarsınız? Yok, bunlar zinhar günahtır, asla yapmazsınız.- Uçağınıza atlar, dünya kentlerinde ünlü operalara, balelere, konserlere mi gidersiniz? Yok bunu da asla yapmazsınız, gavur işidir onlar. Zaten anlamaz ve keyif almazsınız da.- Çok sayıda villa, yalı, köşk mü alırsınız? Evet alabilirsiniz, ancak size benzeyenlerin yaşadığı ülkelerden ve yerlerden. Başka yerlerde dışlanırsınız. Yani yaşam alanınız kısıtlıdır. Sizde doğa sevgisi de gelişmemiş ki, üç gün sonra sıkılırsınız manzaralı konaklarınızdan. - Bu evleri ultra lüks eşyalarla mı donatırsınız? Donatırsınız, ama alışık olmadığınız bu eşyalar batar size. Leğende yummağa alışık olduğunuzdan, o altın kaplamalı bataryaları olan banyolardan da darlanırsınız. Üstelik görgüsüz olduğunuzdan, seçtiğiniz renkler, döşemeler, mobilyalar, abajurlar sırıtır konaklarınızda. - Dünyanın en pahalı tablolarını mı asarsınız duvarlarınıza? Asarsınız da, siz o tabloları anlayacak ve seyretmekten keyif alacak kültüre sahip değilsiniz ki.- Dev yatlar mı alırsınız? Alırsınız, ama kayığa bile binmemişsiniz ki, bu yatlarda denizin güzelliklerinin keyfini çıkarasınız ve yatınıza dünyaca ünlü kişileri davet edip, mükemmel sofralarda derin sohbetler yapasınız. Zaten o insanlar da gelmez yatınıza. İki kelimeden sonra susarsınız, kültürünüz yetmez daha fazla konuşmaya. - Cariyeler mi satın alırsınız? Alırsınız, ama siz aşk bilmezsiniz ki. O cariyeler de size aşık olmaz zaten. Eh, seks de bir yaşa kadar. Sonra cariyelerin elinde oyuncak olursunuz. - Aile fertlerinizi, ünlü markalardan alınmış giysilerle, mücevherlerle mi donatırsınız? Donatırsınız da, estetik anlayışları gelişmediğinden her giydikleri üstlerinde sırıtır, alay konusu olurlar. - Her gün uçağınıza atlar, dünyanın çeşitli yerlerinde Michelin yıldızlı restoranlarda çok pahalı değişik yemekler mi yersiniz? Belki, ama tat alamazsınız ki, siz bulgur pilavı ve nohut kaşıklamaya alışmışsınız bir kere... Sözün özü, siz bu parayı harcayamazsınız azizim. Çocuklarınıza bıraksanız, size benzediklerinden onlar da harcayamazlar. Onun için gelin, siz bu parayı ülkenize bağışlayın. İnanın keyif aldığınız, mutlu olduğunuz hayatı yaşamak için ihtiyacınız yok bu paraya. Ama ülkenizdeki yetimlerin var. Hadi rastgele!