Milyonların FETÖ sorusu!..
Bürokratik kuşatma, ekonomik kalkınma, rant örgütlenmesi, medya taarruzları, polis okullarındaki hegemonya, askeri okullardaki Truva projesi ve siyasetteki derin bağlantılar...
AKP’nin eski kankası Fetullahçıların son 30 yılda ülke genelinde yapmadıkları iş, girmedikleri delik, uzanmadıkları rant, gözlemlemedikleri insan, kuşatmadıkları kale, el atmadıkları grup, velhasıl bulaşmadıkları kimse kalmamış...
Yani katrilyonluk bir imparatorluğun uçsuz bucaksız örgütlenmesinin daha nerelere uzandığı henüz keşfedilememiş...
Operasyonlardan ve açığa çıkan sarsıcı ilişkilerden de anlaşılıyor ki, özellikle son 15 yılda dehşet ki dehşet bir kuşatma var ülke genelinde!..
Derin bir gaflet ve siyaset-tarikat ilişkisi üzerinden devletin varlığını da hedef alan inanılmaz bir ihanettir bu aynı zamanda...
Baksanıza, AKP’yi derinden sarsan 17-25 Aralık’taki rüşvet ve yolsuzluk rezaletinin ardından kuşatmaya alınan cemaat bağlantılarının sonu bir türlü gelmiyor... Devlet nereye el atsa, hangi taşın altına baksa bir mürit çıkıyor ortaya...
Ve her FETÖ bağlantılı operasyonda aynı sorular milyonlarca yurttaşın da kafasını karıştırmaya devam ediyor;
“Bu inanılmaz örgütlenme nasıl olabildi, devletin en mahrem kurumları bile nasıl kuşatılabildi, bürokrasi odacıdan müsteşara kadar FETÖ’ye nasıl teslim edildi?.. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde, paralel bir devlet hangi gaflet, dalalet ve ihanetin sonucunda oluşturuldu?..”
KUYUNUN SONU VAR MI?..
FETÖ bağlantıları karşısında şaşkınlık geçiren kimileri haklı olarak diyecektir ki, “Operasyon yapılıyor da ne oluyor sanki?..”
Son günlerde kimi işadamlarının gizemli tahliyelerinden söz etmiyoruz!!! Baksanıza; dokunulmadık tek odak bile kalmazken, devletin, ekonominin, iş dünyasının, medyanın, bürokrasinin her köşesinde mürit-militan yuvalanmasının ve akıl almaz ilişkiler ağının sonuna ulaşılamıyor...
Ne tuhaftır ki, FETÖ operasyonlarının bilançosu PKK operasyonlarından alınan ürkütücü sonuçları bile geride bırakıyor...
Her gün, her sabah, yurdun her köşesinde evler basılıyor, sokaklarda aramalar yapılıyor, bürokrasi merkezleri cemaat müritlerini yakalamak için kuşatıldıkça kuşatılıyor ama karanlık kuyunun sonu bir türlü bulunamıyor...
Polis, mahkemeler, savcılar tüm işlerini bırakmış FETÖ’cü avıyla meşgul olurken, devletin bürokrasisi sarsıntıda, kaosta, kuşkuda ve endişede çırpındıkça çırpınıyor...
Anlaşılıyor ki, devlet tepeden tırnağa her açıdan FETÖ’cü kaynıyor!.. Cumhurbaşkanından başbakana kadar, AKP çevrelerinin cemaat ile ilgili, “buzdağının görünen yüzü” tanımlamaları boşuna değil belli ki!..
DEVLETTE POLİS KALMADI!..
Kamudan atılan memur sayısı ise şimdilik 150 bini aşmış!.. Açıklanan rakamlara bakılırsa FETÖ, MİT’ten üniversitelere, polisten askere, medyadan eğitime, gasilhaneden TÜBİTAK’a kadar her yerde örgütlenmiş...
CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a göre, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 4 bin 811 akademisyen kamu görevinden çıkartılmış...
Yani milletin çocukları cemaat müridi hocalara emanetmiş ve ülkenin geleceğini de bu müritler yetiştiriyormuş!.. Peh.. peh.. peh..!
Velhasıl devletin damarlarına değil, tam da hücrelerine kadar girmiş cemaat... Hem de inanılmaz bir sinsilikle, “siyaset” desteğiyle, pervasızlıkla ve engel tanımayan bir cesaretle...
Devleti ele geçirmenin vurucu gücü de çoktan hazırmış meğer!.. 1999’da, “Fetullah emniyeti ele geçirdi” manşetini atan Aydınlık ne kadar haklıymış değil mi?..
Binlerce polis geçen yıl FETÖ bağlantısı nedeniyle görevden uzaklaştırılmıştı... Geçen hafta 13 bin polisin daha silahına ve kimliğine el konuldu...
Medyadan dün öğreniyoruz ki, 35 bin polise yönelik operasyon da yoldaymış... Anlaşılıyor ki, bir yıl içinde polis teşkilatının en az yüzde 80’i FETÖ bağlantısı nedeniyle değişmiş olacak...
Görevden alınan polislerin yerlerine kimlerin geldiği ya da geleceği, geçen hafta görevden alınan hakimlerin yerine AKP teşkilatından yapılan atamalardan da belli değil mi zaten?..
BUZDAĞININ ALTI!..
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu üyesi Atila Sertel’in sorusuna verilen kredi yanıtları da cemaatin devletin damarlarını tamamen sondajladığını kanıtlıyor...
Yurt dışında faaliyet gösteren yatırımcıların en önemli destekçilerinden olan Türk Eximbank’ın ihracatçılara kullandırdığı kredilerden 1.9 milyar dolar, sigortalamadan da 351 milyon dolar alacağın tahsilatı, firmaların FETÖ bağlantısı nedeniyle riske girmiş...
Çünkü Türk Eximbank tarafından kredi verilen ve Bank Asya’nın kefil olduğu 149 firma da FETÖ bağlantılı çıkmış...
Peki; şu sorunun yanıtını kimler, daha ne kadar bekleyecek: “Devletin her köşesinde, hatta hücrelerine kadar sinen bu kadar kuşatma nasıl ve kimlerin desteğiyle olmuş?..”
İşin içinde para, makam, mevki, hediye ve mürit-militan ilişkilerinin olduğunu tüm dünya biliyor da, dahası da var...
Şeriatçı Akit gazetesine dün yansıyan bir habere göre de, 2012 yılında FETÖ bağlantılı bir işyerine yapılan baskında 12 bin şantaj kasetinin ele geçirilmesi, cemaatin iş dünyasından medyaya, bürokrasiden siyasete kadar örgütlenme ataklarını tehditle yaptığını bir kez daha kanıtlıyor?..
Şimdi gelelim milyonların yanıtını aylardır beklediği asıl sorulara... FETÖ, devleti istediği kadar ele geçirmeye çalışsın, bunun için istediği enstrümanı kullansın da, devletin kendisi bu kara kuşatma sırasında ne yapıyormuş acaba?..
Özellikle de siyaset, yani cemaatin en çok palazlandığı son 15 yılda devleti yöneten AKP, kendi içindeki cemaat uzantılarına ne zaman dokunacak?..
Yani, tarikat-cemaat ağı siyasi destek olmadan devleti ele geçiremeyeceğine göre, AKP’lilerin ısrarla soyutlandığı FETÖ operasyonunun inandırıcılığı daha ne kadar sorgulanacak?..